8. DERS: (Bakara Suresi, 67 - 73) Bakara Kıssası

 

67- وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ Hani Musa kavmine şöyle demişti:”

إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تَذْبَحُواْ بَقَرَةً Şüphesiz Allah, size bir bakara (sığır) boğazlamanızı emrediyor.”

Bu kıssanın evveli, “Hani birini öldürmüştünüz de suçu birbirinize atmıştınız.” (Bakara, 72) ayetidir.

Burada, İsrailoğullarının,

-Emir ile dalga geçmek,

-Sualde aşırıya kaçmak,

-Emri hemen yerine getirmemek gibi seyyielerinden bir kısmı nazara verilmek için kıssaya bu şekilde başlanmıştır.

Kıssa şöyledir: İçlerinde yaşlı bir zengin vardı. Mirasına konmak için, kardeşinin çocukları bunun oğlunu öldürdüler ve cesedini şehrin kapısına attılar. Ardından “amca oğlumuz öldürüldü, kısasını isteriz” diye yalandan konuşmaya başladılar. Bunun üzerine Allahu Teâlâ bir sığır boğazlayıp bunun bir parçasıyla maktûle vurmalarını, o zaman maktûlün katilini haber vereceğini bildirdi.

قَالُواْ أَتَتَّخِذُنَا هُزُواً Onlar da, “bizimle eğleniyor musun?” dediler.”

قَالَ أَعُوذُ بِاللّهِ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْجَاهِلِينَ Mûsâ, “cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” dedi.”

Çünkü böyle bir durumda alay etmek, cehalet ve sefahettir.

Hz. Musa, itham edildiği şeyi delil göstererek kendisinden nefyetti ve böyle bir fiilin Allaha sığınılacak kadar çirkin olduğunu nazara verdi.

 

68-قَالُواْ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لّنَا مَا هِيَ Onlar dediler: Bizim için Rabbine dua et, onun mahiyetini bize açıklasın.”

“Onun hali sıfatı nedir?” diye sordular. Hâlbuki “Hangi sığır? “O nasıl bir şey?” diye sormaları gerekirdi. Lakin onlar kendilerine emredilenin şimdiye kadar olmayan bir türden olduğunu düşündüklerinden hakikatini bilmemiş, mislini görmemiş bir şey tarzında sordular.

 

قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لاَّ فَارِضٌ وَلاَ بِكْرٌ عَوَانٌ بَيْنَ ذَلِكَ Musa dedi: (Rabbim) diyor ki: O ne ileri yaşlı, ne de pek tazedir, ikisi arası dinç bir sığırdır.”

Acaba onlara kesmeleri emredilen sığır herhangi bir sığır mı idi, yoksa belli özellikleri olan bir sığır mı idi? Burada bu sıfatların sayılması, onun belli bir sığır olmasına delâlet eder. Ancak işin başında “Allah size bir sığır boğazlamanızı emrediyor” denilmiş ve herhangi bir özellik sayılmamıştı. Bundan hareketle, işin başında onlara emredilenin muayyen bir sığır olmadığı anlaşılır. Hz. Peygamberden gelen şu rivayet de bunu te’yid eder: “Şayet onlar istedikleri herhangi bir sığırı kesselerdi, onlara yeterdi.”

 

فَافْعَلُواْ مَا تُؤْمَرونَ Haydi emrolunduğunuz işi yapınız.”

Hz. Musa böyle diyerek onların inadını kırmaya çalıştı ve işi yokuşa sürmelerinden sakındırdı.

 

69- قَالُواْ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا لَوْنُهَا Onlar, “Bizim için Rabbine dua et, onun renginin ne olduğunu bize açıklasın” dediler.”

قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنّهَا بَقَرَةٌ صَفْرَاء فَاقِعٌ لَّوْنُهَا تَسُرُّ النَّاظِرِينَ Musa dedi: (Rabbim) diyor ki, o bakanlara sürur veren, sapsarı bir sığırdır.”

Sürur, bir fayda meydana geldiğinde kalpte husule gelen lezzettir.

 

70- قَالُواْ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِيَ Onlar dediler: Bizim için Rabbine dua et, onun mahiyetini bize açıklasın.”

إِنَّ البَقَرَ تَشَابَهَ عَلَيْنَا Çünkü sığırın durumu bize karışık geldi.”

Yani, “ne çok yaşlı ne çok genç, rengi sapsarı olan pek çok sığır vardır. Dolayısıyla işi tam anlayamadık” dediler.

وَإِنَّآ إِن شَاء اللَّهُ لَمُهْتَدُونَ Biz, inşaallah biz onu buluruz.”

“İnşaallah, boğazlanması murat olana veya kâtilin kim olduğuna ulaşırız”

Hadiste şöyle bildirilir: “Şayet ‘inşaallah’ demeselerdi ebediyen kendilerine açıklanmayacaktı.”

Ehl-i sünnet âlimleri, ayette geçen “inşaallah” ifadesinden şuna delil getirdiler:

- Olaylar Allahu Teâlânın iradesiyledir.

- Bazan emir, iradeden ayrılabilir. Yoksa emirden sonra şart getirilmesi bir anlam ifade etmez.

Mutezile ve Keramiye ise, iradenin sonradan meydana geldiğine bu ayetle delil getirdiler. Buna cevap olarak, talîkın taalluk itibarıyla olduğu nazara verildi.1

 

71- قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لاَّ ذَلُولٌ تُثِيرُ الأَرْضَ وَلاَ تَسْقِي الْحَرْثَ مُسَلَّمَةٌ لاَّ شِيَةَ فِيهَا Musa dedi: (Rabbim) diyor ki: O, çift sürmek ve ekin sulamak için boyunduruğa vurulmamış, kusursuz, hiç alacası olmayan bir sığırdır.”

 

قَالُواْ الآنَ جِئْتَ بِالْحَقِّ Onlar da: “İşte şimdi gerçeği ortaya koydun” dediler.”

فَذَبَحُوهَا Nihayet onu boğazladılar.”

Ayette ihtisar vardır. Yani, özellikleri bildirilen sığırı buldular ve onu boğazladılar.

وَمَا كَادُواْ يَفْعَلُونَ Az kalsın yapmayacaklardı.”

İşi uzatmaları ve yokuşa sürmelerinden dolayı veya kâtilin ortaya çıkmasıyla rezil olacaklarını bildiklerinden veya sığırın fiyatının pahalı oluşundan az kalsın yapamayacaklardı.

Rivayete göre, o zamanda salih bir adamın dişi bir buzağısı vardı. Onu ağaçlık bir bölgeye getirdi “Ya Rabbi, onu oğlum için büyüyünceye kadar sana emanet ediyorum” dedi. Ayette belirtilen bütün özellikler sadece bunda vardı.

Sığır boğazlamakla emrolunanlar gittiler, normalde o günün şartlarında sığır üç dinar iken, bunu ağırlığınca altın ödeyerek o salih zâtın oğlundan ve annesinden satın aldılar.

 

72- وَإِذْ قَتَلْتُمْ نَفْساً فَادَّارَأْتُمْ فِيهَا Hani birini öldürmüştünüz de suçu birbirinize atmıştınız.”

Hitabın hepsine olması, öldürme olayının onların içinde olmasındandır.

Onunla alakalı ihtilafa düşmüştünüz. Birbirine hasım olanlar, suçu birbirlerine atıyorlardı.

وَاللّهُ مُخْرِجٌ مَّا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ Hâlbuki Allah, saklamış olduğunuzu açığa çıkaracaktı.”

 

73- فَقُلْنَا اضْرِبُوهُ بِبَعْضِهَا O sığırın bir parçası ile o ölüye vurun, dedik.”

“Ondan bir parçayı ölenin cesedine vurun.”

Ayette bu parçanın hangi aza olduğu belirtilmemiştir. “Kalp ve dil, sadece dil, sağ kol, kulak, kuyruk sokumu” şeklinde rivayetler vardır.

كَذَلِكَ يُحْيِي اللّهُ الْمَوْتَى Allah ölüleri işte böyle diriltir.”

Onlar da denileni yaptılar, maktûl dirildi.

Ayetteki hitap, maktûlün dirilişine şahit olanlaradır. Ayetin nüzûlüne şahit olanlara da olabilir.

وَيُرِيكُمْ آيَاتِهِ Ve size âyetlerini gösterir.”

Kemâl-i kudretinin delillerini size gösterir.

لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ Ola ki aklınızı kullanasınız.”

Ta ki aklınız kemâl bulsun ve bir nefse hayat verenin bütün nefislere hayat vermeye kâdir olacağını bilin, hükmüne göre amel işleyin.

Allahu Teâlâ dileseydi böyle bir şart olmadan da maktûlü diriltir, kâtilini haber verdirirdi. Ama böyle yapması, şu gibi faideleri sonuç vermiştir:

-Bu tarzda olmasında, Allaha yakınlık ve vacibin edası vardır.

-Yetimin faydası olmuştur.

-Tevekkülün bereketine bir tenbih vardır.

-Evlada şefkate dikkat çekilmiştir.

-Bir şeyi talep eden, bunun bedeline de katlanmalıdır.

-Herşeyin en iyisini aramak lazımdır.

-Gerçekte müessir ancak Allah’tır, sebepler ise birer perdedir, tesirleri yoktur.

 

Bakara Kıssasının İşarî Manası

Tasavvufî yönden bakıldığında ise, kıssadan şu manalara işaretler görülebilir:

En zararlı düşman olan nefsini tanımak ve onu gerçek ölümle öldürmek isteyen kimse, o nefis sığırını boğazlamalıdır.

Bunun yapılmasında nefsin şu özellikleri nazara alınmalıdır:

-Nefsin şehvetini öldürmek ne çok erken yaşta yapılmalı ne de çok ileri yaşa bırakılmalıdır.

-Nefis dünya talebinde zillete düşmeden, gayet zinde, hoş görünümlü iken yapılmalıdır.

-Nefis, dünya kirlerinden uzak kalmalı, üzerinde çirkin kaçacak bir alâmeti olmamalı.

O zaman, bunun etkisi nefiste görülür, güzel bir hayatla hayatlanır, kendisiyle hâlin inkişaf edeceği bir duruma gelir. Akılla vehim arasında bulunan engel ve çekişme ortadan kalkar.

Dipnotlar:

1 Kerramiye, Allah’a el -ayak gibi azalar nisbet ederek O’nu insana benzeten batıl bir mezheptir.

Yazar:
Prof.Dr. Şadi Eren
Kategorisi:
2. Bakara
Gönderi tarihi: 24-08-2010
8,797 kez okundu