“Onların çoğu önceki ümmetlerden, biraz da sonrakilerdendir " mealindeki ayetlerde imanda, fazilette öncü olan kimselerden söz edilmektetir.
Ayetler değişik yorumlara neden olmuştur. Genellikle de çoğunluğun islamdan önceki ümmetleri içine aldığı şeklinde açıklanmıştır: Onların büyük çoğunluğu İslam’dan önce Hz. Âdem’den beri gelip geçmiş ümmetler içinde, az bir kısmı da İslam ümmeti içerisinde olduğu ifade edilmektedir. “Sonradakiler” den maksat en son gelen İslam ümmetidir. (bk. Zemahşerî, ilgili ayetin tefsiri).
Ancak hitab şu andaki ümmete olduğuna göre, Ayetteki “öne geçenler” ifadesinin, hem ümmetin öncekilerini hem de diğerlerini içine aldığı söylenebilir. Çünkü Sâbikûnun (öne geçenlerin) çoğunun öncekilerden olması gerekir. Nitekim ilk öne geçenler sahabilerdendir. Hitab geçen ümmetleri de için aldığına göre ise, öncekilerden sâbikunun çok olması, bütün nebi ve resulleri içine alması sebebiyledir. (Bkz. Elmalılı, ilgili ayetin tefsiri)
Diğer taraftan 13. âyette geçen ve "çoğu" diye tercüme edilen "sülle" kelimesi "az olsun çok olsun insan topluluğu"nu ifade eden bir kelimedir. Buna göre âyeti "bir kısmı öncekilerdendir" şeklinde çevirmek mümkündür. Fakat sonrakilerden söz eden 14. âyette "birazı" dendiği için buna da "çoğu" anlamı verilmiştir. Burada Kur'an'ın muasırları ve sonrasını kapsayan bir tasniften söz edildiği kabul edilirse, "sâbikûn” dan çoğunun öncekilerden olduğunu izah kolaylaşır; zira bu grubun öncüleri sahâbe-i kirâmdır. Bu tasnifin geçmiş ümmetleri de kapsadığı kabul edildiğinde ise, gelip geçmişlerden "sâbikûn"un çokluğu, bütün peygamberleri içine almasıyla izah edilebilir. (Başka yorumlarla birlikte bk. Şevkânî, V, 173-174; Kur’an Yolu: V/161-162.)