Bu ayetin emri açıktır. Allah, bütün insanların rehberi olan peygamberine bu emri vermekle namazın ne kadar önemli bir ibadet olduğunu göstermiştir. Bu sure Mekke’de inmiştir ki, namazın farz kılındığı zaman dilimine ait bir süreci hatırlatmaktadır. Yani, namazların hangi vakitlerde ve nasıl kılınacağını ailesine öğretmesi emredilmiştir. Hatta Medine’de de birkaç ay Hz. Peygamber (a.s.m) sabahları Hz. Ali (ra) ile Hz. Fatıma (r.anha)’yı namaza kaldırmak üzere evlerine gidiyor ve onlara sesleniyordu. (Razî, ilgili ayetin tefsiri)
Bununla beraber, ayette yer alan “Ehil/Aile”den maksat Hz. Peygamber (a.s.m)’in geniş manadaki akrabaları olduğu veya bütün ümmeti olduğuna dair yorumlar da söz konusudur. (a.g.e.)
İmam Maverdî’ye göre de ayette yer alan “Ehil/Aile”den maksat ya onun hususî ailesi veya -bir nevi manevî ailesi olan- bütün ümmetidir. Ayetin ikinci emir cümlesi olan “Ve bu konuda sabır, sebat göster.” mealindeki ifadeden maksat da “Aileni ve ümmetini namaza davet etmeye devam et ve sen de namaz kılmaya devam et!” demektir. (Maverdî, ilgili ayetin tefsiri)
Hz. Ömer (ra) bu ilâhî emre uyarak, her sabah ev halkını namaza kaldırırdı. Hz. Zübeyir'in oğlu Urve de ilgili âyeti okuduktan sonra eşine: “Haydi namaz kılalım!” derdi. (Kurtubi, ilgili ayetin tefsiri)
İlk başta ifade edildiği üzere, bu emir, Hz. Peygamber (a.s.m)’in şahsında bütün insanlara bir derstir ve namazın önemine yapılan bir vurgudur. Zorlama anlamına değil; hatırlatma, tavsiye ve namazın yararını anlatma, devamını sağlama, gerekirse eğitip alıştırma anlamınadır. Çünkü zorla ve tehditle kılınan bir namazda hayır yoktur. Öylesine bir namaz Allah için değil, zorlayan veya tehdit eden için kılınmış olur. Özellikle ve öncelikle aile reisinin, yani ana-babanın ibâdet hususunda örnek olmaları ve namazı aksatmadan sürdürmeleri şarttır. Nitekim âyetteki ikinci emir buna yönelik bir anlam taşımaktadır.