Rum suresi 32. ayetinde, günümüzdeki cemaatlere de bir uyarı ya da tepki söz konusu mu? Bu ayeti nasıl idrak etmemiz gerekiyor?

Rum suresi, Ayet 31-32:

"Bütün gönlünüzle O'na yönelin, O'na saygısızlıktan sakının, namazı kılın ve şirke sapanlardan, dinlerini parçalayıp her bir grubun kendindekini beğendiği fırkalara ayrılanlardan olmayın."

Ayetlerin Açıklaması:

31. âyetin "Bütün gönlünüzle O'na yönelin,.." şeklinde çevrilen kısmı, durum bildiren bir yan cümle olduğu için "Bütün gönlünüzle O'na yönelmiş olarak,.." anlamına gelir.Tefsirlerde bunun gramer açısından izahı yapılırken ya daha önce geçen "O doğru dine yönel" cümlesine bağlanır ve öznenin Hz. Peygamber (asv) ile birlikte bütün müminler olduğu kabul edilir veya "müşriklerden olmayın" cümlesinin delaletiyle "(yönelmiş) olun" şeklinde takdir edilecek bir ana cümleye bağlanır. Yine âyetin bu kısmına, "münîbîn" kelimesinin kök anlamına göre "O'na dönün, tövbe edin; O'na itaati sürdürün" gibi mânalar verilebilir. (Şevkânî, IV, 258)

32. âyet, önceki âyetin son cümlesini açıklamaktadır; bu da, dini ve fıtratın gereklerini olduğu gibi kabullenmedikleri için, onu bölen ve bu sebeple fırkalara ayrılanların da bir tür şirk içine düştüklerini göstermektedir. Bu tutumun şirk olarak nitelenmesi, söz konusu kişilerin kendi iradelerini ve kişisel arzularını ilâhî irade ve bildirime eşdeğer görüp dine ve fıtrata kısmen uymaları ve işlerine gelmeyen kısmında başlarına buyruk olmayı tercih etmeleri, üstelik kendi isteklerine taassup göstererek bağlandıkları için onları din mertebesine çıkarmalarıdır. Böylece bu kimseler, şirkin hatıra ilk gelen mânasına yaklaşmakta yani başka varlıkları Allah'a ortak koşma kapsamına girmiş olmaktadırlar.

Tefsirlerde genellikle burada, değişik fırkalara ayırılan Yahudi ve Hristiyanların, hak din olan İslâm'ı terkedenlerin veya İslâm ümmeti içinde bid'atler geliştirenlerin ve bölünmeyi körükleyenlerin kastedildiği yorumu yapılmıştır.

Bazı müfessirler ise (meselâ bk. Beyzâvî, V, 46) burada kişisel eğilim ve tercihlerine göre mabud seçip ayrılık içine düşen müşriklerin kastedildiğini belirtmişlerdir. Her halükârda âyetin, dini kitlelere hâkimiyet aracı olarak kullanıp tefrika çıkaranlara ve böylece onu aslî hüviyeti dışına taşırmaya çalışanlara yönelik ağır bir eleştiri içerdiği, aynı zamanda tarihsel tecrübe ışığında Müslümanlara yönelik önemli bir uyarı taşıdığı açıktır.

Tabiî ki bu, dinin sağlıklı biçimde anlaşılması için çaba harcamayı ifade eden içtihadın ve ictihad farklılıklarının kınanması anlamına gelmez. Zira bu çerçevedeki faaliyet bizzat Resûlullah tarafından övülmüş ve teşvik edilmiştir. Âyetin son cümlesine "Her fırka kendi görüşünden memnuniyet duymaktadır..." şeklinde de mâna verilebilir. (bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu: IV/288-291.)

İlave bilgi için tıklayınız:

Cemaatler? Bu gibi müesseseler islamda gerekli mi yoksa Kitap tek, Peygamber tek diye böyle şeylere kalkışmamak mı gerekir?..

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 16-09-2010
4,084 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content