Bu ayetin nüzul sebebi konusunda farklı rivayetler vardır. Sebep ne olursa olsun, bazı cariyelerin –münafık veya kâfir- efendileri tarafından fuhuş yapmaya zorlanmış ve bu olay Hz. Peygamber(a.s.m)’e de intikal etmiştir. Bunun üzerine inen bu ayette mevcut olan durum değerlendirilmesi yapılmıştır. Buna göre, “namuslu kalmak isteyen cariyeler” kaydı, kayd-ı itirazî değil, kayd-ı vakiidir. Yani, bu ayet “namuslu olmayanlar fuhşa icbar edilebilir” olduğuna delalet etmez. Bilakis, “fuhşa zorlanan cariyelerin namuslu olduğuna” işaret edilerek toplumda onlar üzerinde spekülasyonların yapılmasına meydan verilmemiştir.
Bunun benzeri ayetler de vardır. Mesela, Nisa Suresinin 101. ayetinde meal olarak şu ifadelere yer verilmiştir: “Sefer esnasında kâfirlerin size bir fenalık yapmalarından endişe ederseniz namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Gerçekten kâfirler sizin besbelli olan düşmanlarınızdır”. Burada yer alan “kâfirlerden endişe etme” kaydı, genel olarak böyle durumların olduğuna işarettir. Yoksa “endişe etmediğiniz zaman seferî kılamazsınız” şeklindeki bir kayd-ı itiraziye mahal yoktur.
Diğer bir husus, namuslu olmak ile fuhşa zorlanmış olmak arasında yakın bir ilişki vardır. Zorlanmanın olduğu yerde namuslu olmak, namusluluğun olduğu yerde zorlanmak vardır. Bu kayda yer verilen ayetin sonunda “o cariyelerin fuhşa zorlanmalarından sonra Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir” mealindeki ifadeye de zemin hazırlanmış ve böylece bir ilahî hükme de açıklık getirilmiştir(krş. Razî, ilgili ayetin tefsiri).