İlgili ayetler ve açıklaması şöyledir:
68. Rabbine andolsun ki biz onları (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) şeytanları ile beraber elbette ve elbette mahşerde toplayacağız. Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri üstü hazır bulunduracağız (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.)
69. Sonra her zümreden Rahmân'a karşı en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayırıp atacağız.
70. Sonra o cehenneme atılmaya layık olanların kimler bulunduğunu elbette biz daha iyi biliriz.
71. İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere, mutlaka herkes cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.
72. Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız."
"İçinizden, oraya (cehenneme) varmayacak hiçbir kimse yoktur"mealindeki 71. âyette geçen cümle ile devamı üç türlü yorumlanabilir:
a) Bunlardan maksat sırattan geçenlerdir. Mümin olsun kâfir olsun bütün insanlar aynı zamanda cehennemin üstünde kurulmuş olan sırattan geçmek zorunda oldukları için oraya uğramış olurlar. Ancak 72. âyete göre "kötülükten sakınanlar" cehennemden esirgenirken "zalimler diz üstü çökmüş olarak"orada bırakılacaktır.
b) Maksat kâfirlerdir ve bunlar cehenneme gireceklerdir.
c) Potansiyel olarak her insan ameline göre cennete olduğu kadar cehenneme de girebilecek durumdadır. (Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur'an Tefsiri, III / 522-523)
Besâiru'l Kur'an Tefsirinde ise şu açıklama vardır:
Evet herkes cehenneme uğrayacak, herkes cehenneme sunulacak, bu Rabbimizin kesinleşmiş bir hükmüdür. Sizin Ona uğramanız kaçınılmazdır, diyor Rabbimiz. Vazgeçilmez bir yasadır, bir hükümdür. Herkes oraya uğrayacak, ama Rabbimiz muttakileri oradan çekip kurtaracağız buyuruyor. Zâlimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.
Burada anlatılan sırat köprüsünün cehennem üzerine kurulmuş olması ve herkesin oradan geçmesi anlamınadır. İmam Ahmet İbni Mes’ud, Efendimizden rivâyet ettiği bir hadislerinde şöyle buyurur:
“Bütün insanlar oraya gelir. Ondan sonra da herkes ameline göre oradan ayrılır."
Yine İbni Mesud'un rivâyet ettiği başka bir hadislerinde de şöyle buyurur:
“Orada insanlar ateşin etrafında ayakta dururlar. Daha sonra amellerine göre kimisi şimşek gibi, kimisi rüzgar gibi, kimisi kuş gibi, kimisi de en hızlı giden deve gibi hızlı geçip gider. Kimisi koşar, nihâyet onlardan en son gelecek kişinin ışığı baş parmaklarının ucunun bulunduğu yere varacaktır. İnsanlar oradan geçerken sırat sağa sola meyledecektir. Sırat oldukça kaygan ve kaydırıcı bir zemindir. Onun üstünde deve dikeni gibi dikenler vardır. Etrafında da melekler durmaktadır. Bu meleklerin yanında ateşten kancalar vardır. Melekler onlarla, onları yakalarlar.”
Evet, herkes oraya uğrayacak ama müminler, muttakiler Allah’ın izniyle cennete uçarlarken kâfirler de diz üstü cehenneme yuvarlanacaklardır.
Hadislerin ortaya koyduklarına bakılırsa yine insanlardan, Müslümanlardan kimileri günahlarının cezasını çektikten sonra tekrar cehennemden çıkarılacaktır. Hadisler konuyu böylece ortaya koymaktadır. Değilse mesele ne Mürcie’nin dediği gibidir, ne de Mutezilenin anladığı gibi. Mürcie kebire sahipleri, yâni büyük günah işleyen kimseler asla cezalandırılmayacaklar, İslâm’la beraber mâsiyet kişiye hiçbir zarar vermez. Binaenaleyh kişi müminse ne kadar günahkâr da olsa direkt cennete gidecektir derken, Mutezile de onların tamamen aksine kebire işleyenler cehennemde ebedîyen kalacaktır der. Biz böyle inanmıyoruz. Biz hadislerin delâletiyle günahkâr müminlerin cehennemde ebedî kalmayacaklarına, belli bir azabı çektikten sonra oradan çıkarılacaklarına inanıyoruz. (bk. Besâiru'l Kur'an, ilgili ayetlerin tefsiri)