Buradaki nimetten maksat, surenin başından beri çeşitli yiyecekler, av hayvanlarının eti, ehlikitabın yemekleri, kestikleri, nikah akdiyle kadınlarla yapılan evlilikler gibi dünyevî nimetlerden bahsedilmiştir. İnsan oğlu ahirete namzet olarak yaratılmış bir varlık olduğuna göre, onun öteki dünyasını mamur edecek uhrevî nimetlerden de söz edilmesi gerekir ki, nimetler tamamlanmış olsun. İşte bu ayette, namaz, abdest, teyemmüm gibi ibadetlerden de söz edildikten sonra, “O/Allah (bu dinî nimetleri de zikretmekle) üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister...” ifadesine yer verilmiştir.(krş. Razî, ilgili ayetin tefsiri).
- Veya, size genel olarak verdiğim nimetler yanında (namaz, ebdest gibi) şer’î hükümlerle de hem sizin maddî bedeninizi kirlerden temizlemek, hem de manevî varlığınızı manevî kirlerden temizlemek suretiyle üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. (krş. Beyzavî, ilgili ayetin tefsiri).
- Ayrıca bunu şöyle de anlamak mümkündür: Allah’ın insanlara hidayet vermesi, kulluk görevleriyle görevlendirmesi, güzel ahlakla bezendirmesi onun büyük bir nimetidir. Dinde zorlama koymaması, -suyun bulunmadığı veya hastalığın olduğu zamanlarda teyemmümün su yerine geçmesi gibi- işleri kolaylaştırması da söz konusu nimetleri tamamlayan bir nimettir. (krş. Razî, Beyzavî, ilgili yer).