Kıyamet alametlerinden bahseden ayet ve hadisleri bir tek olaya indirgemek ve sınırlamak doğru olmaz. Bu ayet ve hadisler birçok olayı ve konuyu içine almakla beraber, küresel ısınma gibi afetlere de işaret ediyor denilebilir.
Peygamberimiz (asm) âhir zamanın özelliklerini anlattığı bir hadisinde şunları haber vermiştir:
"Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazılarına hücum ettiğinde…" (İmam Şarani, Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s.454)
"Hercü merc" kelimesinin sözlüklerdeki karşılığı "darmadağınıklık, karmakarışıklık" anlamlarıdır ve hadiste bu durumun belirli bir bölge ile sınırlı kalmayıp, dünyanın her tarafına yayılacağı belirtilmektedir. Yolların kesilmesi ve bir kısım insanların diğerlerine saldırmaları da hadiste işaret edilen çağın belirtileri arasında sayılmaktadır.
Başka bir hadiste de yukarıdaki olay benzer şekilde yer almaktadır:
"kıyamet yaklaşır… herc çoğalır." diyen Peygamberimize "herc"in ne olduğu sorulmuş, O da "herc öldürmelerdir" yanıtını vermiştir." (a.g.e., s.172 )
Peygamberimizden bu konu hakkında bizlere ulaşan diğer hadisler de şunlardır:
"Kıyametin hemen yakınında anarşi ve kargaşa günleri vardır."(Suyuti, Cami'üs Sagir, 3/211; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/492)
"Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır: … Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek. … " (a.g.e.)
Yukarıdaki hadislerin incelenmesi bizleri önemli bir sonuca götürmektedir: Peygamberimiz (asm), sözünü ettiği çarpışmalar, kargaşa ve katliamlar ile tüm yeryüzünü kaplayan savaşları ve terör eylemlerini ve dünyayı ilgilendiren farklı olayları tasvir etmekte, bu olayların da bir kıyamet alameti olduğunu belirtmektedir.
Çağımızın modern savaş teknolojisi, nükleer, biyolojik ve kimyasal silahları savaşların etkilerini tarihte görülmemiş boyutlara taşımıştır. Hatta geliştirilen kitle imha silahları nedeniyle dünyanın üçüncü bir dünya savaşını kaldıramayacağı da genel kabul görmüştür.
Konuyla ilgili ayetlerde de çıkarmamız istenen dersler yer almaktadır. Rum Suresi'nde insanların yaptıkları şeyler dolayısıyla yeryüzünde karışıklıkların ortaya çıktığını Allah şöyle bildirmiştir:
"İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad (karışıklık, kötülük) ortaya çıktı. Umulur ki dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine tattırmaktadır." (Rum, 30/41)
Şunu da eklemek gerekir ki, ayette önemli bir hatırlatma yapılmaktadır. İnsanların yaptıkları yanlışlardan kaynaklanan acı ve üzüntüler, onları hatalarından döndürmesi için birer fırsat mahiyetindedir.
Kısacası, "dünyanın hercü merc içinde kaldığı" dönem, içinde bulunduğumuz çağda tam anlamıyla yaşanmış ve neticede bir kıyamet işareti daha bu şekilde tecelli etmiştir. Aynı zamanda bu işaret, insanlara bir an önce Kur'an ahlakını yaşamaları için yapılan önemli bir uyarı olmuştur.
Kıyamete Yakın, Savaşlar ve Afetlerle Büyük Şehirler Yok Olacak
Peygamberimizin (asm) Ahir Zaman'la ilgili verdiği haberlerden birisi de şu şekildedir:
“Büyük şehirler dün sanki yokmuş gibi helak olur.” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38)
Sanayi, zararlı ve istenmeyen bir yan ürün olan küresel ısınmaya sebep olmakta, giderek ısınan dünya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve böylece iklim değişiklikleri meydana gelmektedir. Son yıllardaki kasırga, fırtına, tayfun ve hortum gibi felaketler, başta Amerika kıtası olmak üzere dünyanın birçok yerinde yıkıcı zarara neden olmuştur. Bunlara ek olarak seller de bazı yerleşim merkezlerinin sular ve çamur altında kalmasına yol açmıştır. Ayrıca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalarının yaptığı büyük tahribatlar da unutulmamıştır.
Sonuç olarak, tüm bu afetlerin "büyük şehirlerde" sebep olduğu yıkımlar önemli birer işaret olmuşlardır. XX. yüzyıl için en çok kullanılan tanımlama"felaketler yüzyılı"dır. Gerek depremler, kasırgalar ya da seller gibi doğal afetler, gerek iç savaşlar ve çatışmalar, gerekse de büyük deniz ya da uçak kazaları çok sayıda insanın ölümüne yol açmıştır. Yok olan şehirler, tarihten silinen halklar kıyametin hadislerde haber verilen alametlerindendir. Allah Kur'an’da şöyle buyurur:
“Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir…” (Muhammed, 47/18)
Allah'a samimiyetle iman eden müminler kaderi izlediklerinin bilincinde olarak, asırlar boyunca kıyamet alametlerinin çıkışını büyük bir merak ve heyecanla gözlemişlerdir. Ayet ve hadislerdeki işaretler üzerinde derin derin düşünmüşler, âhir zamanın ilk dönemindeki fitne ve belalara karşı hazırlıklı olmaya gayret göstermişler, bununla birlikte müjdelendikleri Altınçağ'da yaşamayı da yürekten arzu etmişlerdir.
İçinde bulunduğumuz çağ kıyamet alametlerinin büyük bir kısmının tam anlamıyla meydana geldiği bir dönemdir. Günümüz dünyası, söz konusu İlahi işaretlerin art arda ve tam tasvir edildiği şekilde ortaya çıkmaya başladığına, dünya tarihinde benzeri görülmeyen gelişmelerin ilk defa yaşandığına şahit olmaktadır. Hiç şüphesiz bunlar Peygamberimiz (asm)'in döneminden sonra yaşanan en önemli gelişmelerdir. İşte küresel ısınma da bu gelişmelerden biridir. Bu İlahi işaretlerin ön yargıyla değerlendirilmesi, görmezlikten gelinmesi veya yalanlanması ise böyle düşünenler için büyük bir kayıptır.
Öyle anlaşılmaktadır ki, XXI. yüzyıl dünya tarihinde yepyeni bir dönemin başlangıcı olmaktadır. Allah'ın vaadi kesin bir gerçektir. O'nun vaatlerini değiştirebilecek veya engelleyebilecek hiçbir kimse yoktur. Her konuda olduğu gibi, bu noktada da en hikmetli ve en güzel söz Kur'an'dadır. Allah şöyle buyurmaktadır:
“Ve de ki: "Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız..." (Neml, 27/93)