İslam'a göre iddaa haram ise, Hz. Ebubekir Rum Suresi gelince, Bizanslılar ile İranlıların arasında geçen savaş için neden iddaya girmiştir?

İslam’da emir ve yasaklarla ilgili hükümler, değişik zamanlarda söz konusu olmuştur. Daha ortaya konmamış bir emrin yerine getirilmesi düşünülmediği gibi, bir yasaktan da kaçınılması söz konusu değildir.

Örneğin, beş vakti namaz, oruç, zekât farz olmadan önce Müslümanlar bu hükümleri yerine getirmiyorlardı, yerine getirmeleri de zaten mümkün değildi.

Yine, içki, faiz yasakları gelmeden de bunlardan sakınmıyorlardı, çünkü ortada bir hüküm yoktu.

İşte bahse/iddaaya girme konusu da Medine’de yasaklanmış bir hükümdür. Hz. Ebu Bekir hicretten yaklaşık beş-altı yıl önce bu bahse/ iddaya girmiştir ki, o zaman bu iş daha yasaklanmamıştı.

Kur’ân'da (Rum, 30/2-4), Rumlar ile İranlılar arasında geçen savaşta, son gülenin kitap ehli Rumlar olacağı geçiyordu. Hatta, âyette geçen “Bid’-i sinînde” (üç ya da dokuz yıl içinde) ifadesine güvenerek, Hz. Ebubekir, Kureyş müşriklerinden biriyle yüz devesine iddiaya girmiş ve kazanmıştı. (Hamdi Yazır, Hak Dini, ilgili ayetlerin tefsiri)

Ayette geçen "Ednâ'l-arz" deyimi hem "yakın bir yerde," hem de "arzın en aşağısında" anlamına gelmektedir ki, anlatılan olay için her iki anlam da geçerlidir. Şam ve Kudüs'ün İranlılara geçmesiyle sonuçlanan savaşın cereyan ettiği Lût Gölü bölgesi Araplara yakın bir yer olduğu gibi, karaların en alçak noktasını teşkil etmekte ve deniz seviyesinin 395 metre aşağısına isabet etmektedir.

Yine ayette geçen  "Bid'a sinîn" deyiminin üç ile dokuz yıl arasında bir zaman dilimini ifade ettiği, bu âyetlerin henüz indiği zamanda, Peygamberimiz (asv) tarafından bildirilmiştir. (Tirmizî, Tefsir 30:1) Bizans'ın dağılmasına kesin gözüyle bakıldığı bir zamanda, bu âyetlerin inişinden sekiz veya dokuz yıl sonra, tekrar toparlanan Bizanslılar İran'a tam bir üstünlük sağladıkları gibi, Bedir Savaşı'nda da Müslümanlar müşrikleri bozguna uğrattılar.

İlave bilgi için tıklayınız:

İddaa, at yarışı, toto, loto, piyango gibi oyunların dinimizdeki yeri nedir?

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 08-01-2010
3,394 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content