Şimdi önce şu tespiti yapalım; Her “tevbe ettim” diyen kimsenin tevbesinin kabul olacağını bilemiyoruz. Tevbenin kabul şartları en az üç zaman dilimine göre ayarlanması gereken unsurları içermektedir.
Geçmiş zaman: Geçmişte yaptığı günahından çok ciddi bir pişmanlık duyması gerekir. “Tevbe pişmanlıktır” hadis-i şerifi pişmanlığın önemine dikkat çekiyor. Bir gram pişmanlık ile bin gram pişmanlık arasında çok fark vardır. Pişmanlık derecesine göre, tevbenin değeri artar.
Şimdiki zaman: Tevbe eden kimsenin sözleriyle, hareketleriyle, fiilleriyle, Allah’a isyandan vazgeçtiğini göstermesi gerekir. Bu da içinde bulunduğu zamanı iyi değerlendirmekle olur. O da, kul hakkını ödemek veya helallik almakla, eski kötü çevresini değiştirmekle, Allah’a isyan yerine ona itaat etmeyi esas alan bir çizgiyi takip etmekle kendini gösterir.
Gelecek zaman: Tevbenin samimiyetini ölçen miyarlardan biri de geleceğe bakış açısıdır. Bundan böyle, kişinin eski günahlarına/veya günahına bir daha dönmeyeceğine dair güçlü bir niyet ve azim göstermesi, geçmişin yanlış rotasını terk edip, kendine doğru bir rota çizip ve ömür boyu bunu takip edeceğine dair güçlü bir iradeyi ortaya koyması gerekir.
Bu noktaları sahih bir tevbenin kolay olmadığını, her tevbe ettim diyenin tevbesinin hemen kabul olduğu anlamına gelmediğini vurgulamak istedik. Umarız bu gerçekleri vurgulamakla ümit ve korku dengesine hizmet etmiş bulunduk.
Sorunuzun nirengi noktasına gelince, evet, Allah’ın Hz. Muhammed (a.s.m)’e verdiği şefaat yetkisi tevbe etmeyen veya tevbesi kabul olmayan kimseler hakkındadır.
“Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir.”(Mecmau’z-Zevaid, 10/378) mealindeki hadiste de bu konuya ışık tutan işaretler vardır. Demek ki, Efendimizin (asv) şefaati, büyük günah işleyip de sağlam tevbe etmeyenler içindir. Küçük günahların kefaretleri çoktur. Hadislerde bunlar anlatılmıştır. Örneğin, iki Cuma arası, iki farz namaz arası yapılan hatalar ikinci Cuma ve namazla affolunur.
“Eğer yasaklanan günahların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin öbür küçük günahlarınızı örtüp affederiz ve sizi değerli bir mevkie yerleştiririz”(Nisa, 4/31) mealindeki ayette de küçük günahların diğer bir af yolu gösterilmiştir.
Büyük günahlar da sağlam, şartlarına uygun bir tevbey tabi tutulduğu takdirde onun da affedileceğine dair bir çok ayet vardır. Bir kısmına soruda da işaret edilmiştir.
Buna göre, hadiste ifade edilen “büyük günah işleyenler” den, tevbe etmemiş veya tevbesi kabul görmemiş olanları anlamak gerekir.