Furkan Suresi 71. ayette tevbe edenin tevbesinin kabul edileceği buyurulmaktadır. Peygamberimiz (asv) tevbe etmeyenlere mi şefaat edecektir?

Şimdi önce şu tespiti yapalım; Her “tevbe ettim” diyen kimsenin tevbesinin kabul olacağını  bilemiyoruz. Tevbenin kabul şartları en az üç zaman dilimine göre ayarlanması gereken unsurları içermektedir.

Geçmiş zaman: Geçmişte yaptığı günahından çok ciddi bir pişmanlık duyması  gerekir. “Tevbe pişmanlıktır” hadis-i şerifi pişmanlığın  önemine dikkat çekiyor. Bir gram pişmanlık ile bin gram pişmanlık arasında çok fark vardır. Pişmanlık derecesine göre, tevbenin değeri artar.

Şimdiki zaman: Tevbe eden kimsenin sözleriyle, hareketleriyle, fiilleriyle, Allah’a isyandan vazgeçtiğini göstermesi gerekir. Bu da içinde bulunduğu zamanı iyi değerlendirmekle olur. O da, kul hakkını ödemek veya helallik almakla, eski kötü çevresini değiştirmekle, Allah’a isyan yerine ona itaat etmeyi esas alan bir çizgiyi takip etmekle kendini gösterir.

Gelecek zaman: Tevbenin samimiyetini ölçen miyarlardan biri de geleceğe bakış açısıdır. Bundan böyle, kişinin eski günahlarına/veya günahına bir daha dönmeyeceğine dair güçlü bir niyet ve azim göstermesi, geçmişin yanlış rotasını terk edip, kendine doğru bir rota çizip ve ömür boyu bunu takip edeceğine dair güçlü bir iradeyi ortaya koyması gerekir.

Bu noktaları sahih bir tevbenin kolay olmadığını, her tevbe ettim diyenin tevbesinin hemen kabul olduğu anlamına gelmediğini vurgulamak istedik. Umarız bu gerçekleri vurgulamakla ümit ve korku dengesine hizmet etmiş bulunduk.

Sorunuzun nirengi noktasına gelince, evet, Allah’ın Hz. Muhammed (a.s.m)’e verdiği şefaat yetkisi tevbe etmeyen veya tevbesi kabul olmayan kimseler hakkındadır.

“Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir.”(Mecmau’z-Zevaid, 10/378) mealindeki hadiste de bu konuya ışık tutan işaretler vardır. Demek ki, Efendimizin (asv) şefaati, büyük günah işleyip de sağlam tevbe etmeyenler içindir. Küçük günahların kefaretleri çoktur. Hadislerde bunlar anlatılmıştır. Örneğin, iki Cuma arası, iki farz namaz arası yapılan hatalar ikinci Cuma ve namazla affolunur.

“Eğer yasaklanan günahların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin öbür küçük günahlarınızı örtüp affederiz ve sizi değerli bir mevkie yerleştiririz”(Nisa, 4/31) mealindeki ayette de küçük günahların diğer bir af yolu gösterilmiştir.

Büyük günahlar da sağlam, şartlarına uygun bir tevbey tabi tutulduğu takdirde onun da affedileceğine dair bir çok ayet vardır. Bir kısmına soruda da işaret edilmiştir.

Buna göre, hadiste ifade edilen “büyük günah işleyenler” den, tevbe etmemiş veya tevbesi kabul görmemiş olanları anlamak gerekir.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 11-09-2009
3,219 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content