Fâtiha, En´am, Kehf, Sebe', Fâtır sûrelerinin 1. âyetinde geçen el-Hamdü Lillah’ın, "Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah´a mahsustur" anlamına gelmesi ne demektir?

"Hamd alemlerin Rabbi Allah’adır / Allah’a mahsustur / Allah’a aittir" şeklinde tercüme edilen "el-hamdü lillah" cümlesinin kısaca manası şudur:

"Kâinat çapında görülen, hamd ve şükrü gerektiren ne kadar güzellikler, iyilikler, nimetler varsa, bütün bunların sahibi Allah’tır. O halde, kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın, hangi nimetler yüzünden edilirse edilsin, ezelden ebede kadar söz konusu yapılan bütün hamd-u senalar, şükürler, övgülerin hapsi -gerçek anlamda- Allah’a mahsustur, ona aittir.” Çünkü, her şey O’nundur, her güzellik, her iyilik ondan gelir, her nimet ona aittir.

Hamd kavramı bir mastar olarak -ismi fail ve ismi meful- manasına gelir ve övme ve övülmeyi ifade eder.

Ancak, genel prensip olarak, Fatiha ve ilgili diğer surelerin başındaki “hamd” kavramı, alimler tarafından  (övülme değil) övme anlamında algılanmıştır.(bk. Taberî, İbn Kesir, Razî, Nesefî, ilgili ayetin tefsiri). Buna göre, öven yaratıklardır, övülen ise yüce Yaratandır. Türkçe’de bunu “övgü” olarak ifade etmek daha uygundur. Meallerde genellikle -Arapçasıyla- “hamd” olarak ifade edilir.

Bu geniş yelpazedeki övgüyü ifade ettiği içindir ki, “el-hamdu lillah” ifadesi, “Ne kadar hamd ve övgü varsa, kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, (hangi nimete, iyiliğe yönelik olursa olsun), ezelden ebede kadar, Allah diye adlandırılan Vâcibu'l-Vücûd'a mahsustur” şeklinde açıklanmıştır. (bk. B. Said Nursi, Mektûbat, s.367).

Bediüzzaman'a göre, "ne kadar hamd varsa " hükmü, istiğrak mânâsına gelen ve bir tarif edatı olan "el" takısından çıkıyor. "Kimden gelirse gelsin" kaydı ise, "Hamd" kelimesinin içinde vardır. "Hamd" bir mastardır. Fiili terk edildiğinden böyle makamda geneli ifade eder. Yine mef'ulün terk edildiği böyle hitabî makamlarda genel anlamlar söz konusu olduğu için "kime karşı yapılırsa yapılsın" hükmüne işaret vardır.

"Ezelden ebede kadar" kaydı ise, fiil cümlesinden isim cümlesine intikal kaidesi, sebat ve devama delâlet ettiği için o mânâyı ifade ediyor.

"Allah'a mahsustur" mânâsını "Lillah" daki "lam-i cerr" ifade ediyor. Çünkü o "lam" ihtisas ve istihkak içindir.

"Vâcibu'l -Vücud" ismi ise, Ulûhiyetin bir gereği ve Zât-ı Zülcelâl'e karşı bir mülahaza unvanıdır. "Lafzullah" bir ism-i a'zam olduğu itibariyle, diğer isim ve sıfatlara delâlet-i iltizamiye ile işaret ettiği gibi; Vâcibu'l-Vücud unvanına da delalet ediyor.(a.g.e.).

İlave bilgi için tıklayınız:

Hamd ve şükür arasındaki fark nedir?

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 26-08-2010
4,319 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content
Konuk (doğrulanmadı)

masallah ... bu güzel calısmalarınız için Allah razı olsun ama bisey eksik bu site de yada benim gözlerim uykuda fark edemedim üye olmak istiyorum buraya ama nasıl olabılırim bilgilendirirseniz sevinirim .... ameil adresim [email protected]