"En güzel isimler Allah'ındır, O'na o isimlerle dua edin, O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir." (A'raf 7/180)
"En güzel isimler" diye çevirdiğimiz "Allahu Teâlâ'nın en güzel ve en mükemmel olan niteliklerine, özelliklerine delâlet eden isimleri" anlamına gelir.
Allah'ın isimlerinin ve sıfatlarının güzellikle nitelendirilmesinin sebebi konusunda Ebû Bekir İbnü'l-Arabî şu görüşleri ileri sürmektedir:
1. Bu isimler, Allah hakkında yücelik ifade eder, kullarda da saygı hissi uyandırır.
2. Zikir ve dua olarak okunduğunda kabule vesile olur, sevap kazandırır.
3. Kalplere huzur verir, rahmet ümidi aşılar.
4. En yüce varlık olan Allah'ın isimlerini, anlamlarını kavrayarak okumak, okuyanının değerini de yüceltir.
5. Bu isimler Allah hakkında zorunlu, mümkün ve imkânsız olan inançları ve kanaatleri ifade ettiği için bu isimleri bilip okumak doğru inancın oluşmasına da katkıda bulunur(bk. Bekir Topaloğlu, "Esmâ-i hüsnâ", DİA, XI, 404; Kur’an Yolu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: II/495).
"İnkâr" kelimesiyle çevirdiğimiz ilhâd, "haktan sapmak, itidalden ayrılmak" anlamına gelir. Kelimenin bu âyetteki anlamının üç noktada yoğunlaştığı anlaşılmaktadır:
a) Bu isimleri ancak Allah hakkında kullanılması gereken anlamlarıyla Allah'tan başkası için kullanmak,
b) Allah'ı, baba oğul gibi sadece yaratılmışlara özgü isim ve sıfatlarla anmak,
c) Allah'ın isimlerini tamamen inkâr etmek veya böyle bir sonuç doğuracak şekilde te'vil ve tahrif etmek
Âyette bu şekilde Allah'ın zatına mahsus en üstün niteliklerinin ifadeleri olan güzel isimlerini gerçek anlamlarından saptıranlar kınanmakta, onların bu kötü niyetli tutumlarının cezasını görecekleri uyarısında bulunulmaktadır (Kur’an Yolu, a.g.y.)
Mesela bedevilerin "Ey ikram ve yüceliklerin babası, ey akyüzlü, ey kurtarıcı!" demeleri gibi, yanlış düşünceye ve kötü zanna sebebiyyet verecek bozuk ifadelerden ve hadd-i zatında herhangi bir en üst düzeydeki kemali de ifade etmeyen isimlerden uzak durunuz. Veya "Rahmân" ismini tanımak istemeyen müşrikler gibi, sapık düşünceyle esmâ-i hüsnanın (güzel isimlerin) bazılarından yan çizmek isteyen, mesela Kur'ân'da yer alan "Güçlü, intikam alan, büyüklük sahibi, zorlu" gibi azamet ve sonsuz kudret ifade eden ilâhî isimlerin güzelliğine itiraz etmeye kalkışan, ya da Allah'a mahsus olan esmâ-i hüsnayı Allah'dan başkasına da aynen ıtlak edip vermeye kalkan, veyahut Arap müşriklerinin yaptığı gibi, Allah'ın isimlerinden bazısını alıp müennes sigasıyla Allah isminden el-Lât, el-Azîz isminden el-Uzza şeklinde kendi putlarına isim koydukları gibi bir çeşit isim türetme yoluna sapan, mesela şuna buna ilâh, (müzik ilâhı, gençliğin ilâhı, futbol ilâhı vs.) ilâhe, mabud, mabude, rezzak, hallâk diyen dinsizlere bakmayınız, onlara uymayınız, onların inkârlarını kendilerine bırakınız. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir(Elmalılı, İlgili ayetin tefsiri).