“Battığı zaman yıldıza andolsun ki.." (Necm, 1) ayetinde yıldızın battığı bildiriliyor. Halbuki yıldız batmaz, Allah neden böyle dedi?

Ayetin Arapça olan asıl metninde kullanılan “HEV” kelimesi, değişik manalara gelir. Ancak, -Hamdi Yazır’ın da ifade ettiği gibi, bu sûrenin ilk âyetinde yer alan Necm kelimesi yıldız mânâsına geldiğine göre, sözü edilen heveyânın (inişin) hem güneşin batışı, hem de doğuşuna ihtimali olduğu söylenebilir. Yolcular, yıldızların doğuş ve batış zamanlarına dayanarak yollarını bulurlar. Bütün yıldızların batması ise sabahın geldiğini gösterir(bk. Hamdi Yazır, ilgili ayetin tefsiri)

Batmaktan maksat insanların gözünden kaybolması demektir. Yoksa ne Ay ne güneş hiç biri herhangi bir yere batıp kaybolmuyor, fakat gözümüzden kaybolduğu için “battı-doğdu” sözcükleriyle ifade ediliyor. Bununla beraber, ayetin meali “Kayan yıldıza yemin olsun ki” şeklinde de verilebilir.

Ayetteki Necmin heveyânı/inişi, batışı, bir mermi gibi atılan Şihab(ateş kütle) manasına da gelir. Buna göre ayette yer alan “yıldızın inişini” bakanların gözü önünde parlayıp bir yol takip ederek kaydığı zaman olarak hakiki manada anlamak mümkün olduğu gibi, bunu gözden kaybolmak suretindeki batmasından kinaye olarak anlamak da mümkündür(İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

“Biz yere en yakın semayı lambalarla donattık. Onları şeytanlara atılan mermiler yaptık. Hem onlara alevli ateş hazırladık”(Mülk, 67/5) mealindeki ayette yıldızların bu misyonlarına işaret edilmiştir. En yüksek yerlerde taht kuran bazı yıldızların düşmesi, kayması, batması, Allah’ın sonsuz kudretinin delili olarak gösterilmiştir. Özellikle bu ifadeyle, Şi’ra yıldızı gibi Arapların bir ilah olarak gördükleri yıldızın bir an var olup bir an kaybolması, onun bir ilah olmadığına, olsa olsa, sonsuz ilahî kudretin tasarruflarını yansıtan bir ayna olduğuna işaret edilmiştir(krş İbn Aşur,a.g.y).

Nitekim, Hz. İbrahim de yıldızlara tapan kavmine bunların battığını dikkatlerine sunmak suretiyle onların ilah olmadığını belirtmişti: “Gece bastırınca İbrâhim bir yıldız gördü, “(İddianıza göre) Rabbim budur!” dedi. Yıldız sönünce (batınca/gözlerden kaybolunca) de “Ben öyle sönüp batanları Tanrı diye sevmem!” dedi.”(Enam, 6/76).

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 21-10-2011
2,233 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content