Sebe 40. ve 41. ayetlerde Rabb'imiz meleklere 'Bunlar mı size tapanlar' diye bir soru yöneltiyor. Rabbimiz her şeyi bilmesine rağmen neden soruyor? Tapılan cinler ise, neden meleklere soruluyor?

“0 gün Allah onların hepsini toplayacak ve meleklere soracak: "Bunlar mıydı size tapmakta olanlar?" Melekler şöyle cevap verecekler: "Hâşâ, sen yüceler yücesisin! Bizim velîmiz onlar değil sensin. Gerçekte onlar cinlere tapıyorlardı; çoğu onlara inanmıştı." (Sebe, 34/40 ve 41)

Kendilerinden söz edilen müşrikler, melekleri de Allah'a ortak koşuyorlardı; dolayısıyla meleklerin buradaki beyanı, onların asla kendilerine tapmadıklarını değil buna razı olmadıklarını, buna karşılık cinlerin kendilerine tapılmasını istediklerini belirtmek içindir. (Kur’an Yolu, IV/393)

Allah, kıyamet gününde sadece meleklerden değil, insanlardan da soru soracaktır. Hz. İsa (as)’dan da “Bu insanlara kendisini ve annesini ilah edinmeleri için” bir tavsiyede bulunup bulunmadığını da soracaktır. (Maide, 5/116)

Bütün bu ve benzeri soruların hepsinde, Allah bilmediği bir şey sormuyor, bilakis adaletin açıkça ortaya çıkıp, başkalarının da konudan haberdar olması için bu işleri soruyor.

Diğer bir ifadeyle, Allah’ın mahluklarına tevcih ettiği sorular bir öğrenme sorusu değil, gerçeği itiraf ettirme sorusudur.

Allah, tapılanlarla tapanların; inkarcılarla maddecilerin; Allah'ı bırakıp batılı savunanların hepsinin kıyamet gününde toplanıp bir araya getirileceğini haber veriyor. Şüphesiz bu tarz bir toplama, yüzleştirmeye yönelik bir anlam taşımaktadır. Öyle ki, Allah'ı bırakıp meleklere -haşa- “Allah'ın kızları” diyerek hem Allah'a ortak koşanlar, hem de meleklere tapanlar, meleklerle yüzleştirilecekler. İlâhî huzurda melekler, hiçbir zaman kendilerinin tapılmaya lâyık olmadıklarını söyleyerek Cenâb-ı Hakk'ı eş ve ortaklıktan, çocuk edinmekten tenzih edecekler ve bu şaşkınların cinlere, şeytanlara taptıklarını açıklayacaklar.

Şüphesiz Allah'a ortak koşmak, her türlü denge ve düzeni aştığı, aklıselime ters düştüğü ve kâinatta yer alan her şeyin hakkına tecavüz sayıldığı için, büyük bir zulüm kabul edilmiştir. Âhiretteki cezası ise, o nisbette ağır olacaktır.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 08-01-2010
3,374 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content