"Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, doğrusu Sen her şeye kadirsin." derler." (Tahrim, 66/8) ayetinde geçen, "nurumuzu tamamla" ifadesini açıklar mısınız?

"Ey inananlar! Yürekten tövbe ederek Allah'a dönün ki, Rabbiniz kötülüklerinizi örtsün, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koysun. Allah'ın Peygamberini ve onunla beraber olan müminleri utandırmayacağı o gün, ışıkları önlerinde ve defterleri sağlarından verilmiş olarak yürürler ve: "Rabbimiz! Işığımızı tamamla, bizi bağışla, doğrusu Sen her şeye kadirsin." derler." (Tahrim, 66/8).

"Nur", iman nurudur ve ahirette Müslümanların imanından dolayı kendilerinden nur saçılacaktır. Hasan-i Basri diyorlar ki: "Kıyamet gününde mü­minler, münafıkların nurlarının söndüğünü görünce Rablerinden, kendi nurları­nın devam etmesini isteyeceklerdir." Âyet-i kerime bu hususu beyan etmektedir.

Allah'a dosdoğru imân eden mü'minlerin kalbinde kök salan imân cev­heri, ebediyen sönmeyecek bir nur mahiyetindedir. Dünya hayatında kişi­nin işlerini ilâhî rızaya göre düzenleyip ruhunu ve kafasını aydınlatır. Âhi­rette ise, bu nur daha da belirginleşip sahibinin önünde ve sağ yanında yer alıp çevresini aydınlatır. Kâfirlerin hiçbir nuru yoktur. O bakımdan on­lar dünya hayatında kalplerini ve ruhlarını küfür kiriyle ve isiyle kararttık­ları gibi, âhirette de mutlak karanlık içinde kalacaklardır. Münafıklara ge­lince, kıyamet gününde onlara geçici bir ışık verilir, onlar bununla sevi­nirlerken birden o ışık sönüverir ve tam bir şaşkınlık ve bocalama içinde kalırlar. Zira ceza amelin cinsinden olur. Onlar dünyada iken zahiren Müs­lüman görünürler, içleri inkâr ve düşmanlıkla dolup taşardı. İkiyüzlülükleri­ne karşılık âhirette onlar da böylece aldatılırlar.

Âhiret gününde münafıkların nurunun söndüğünü gören gerçek müminler korkmaya başlarlar ve şöyle niyazda bulunurlar:

"Ey Rabbımız! Bize nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz ki senin kudretin her şeye yeter."(Celal Yıldırım, Kur'an Tefsiri, 12/6277; Elmalılı, Tefsir, İlgili ayetin tefsiri).

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 15-04-2011
2,471 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content