Nur Suresi 60. ayet ışığında, genç hanımların hatları belli etmeyen elbise giymeleri yetmeyip, pardesü/çarşaf vb. dış elbise giymeleri farz mı oluyor?

Ayette geçen “siyab” kelimesi, cilbab/çarşaf/ferace gibi geniş üst giysi olarak değerlendirildiği gibi, başörtünün üstünde bağlanan üst bir örtü, hatta bizzat baş örtü olarak da değerlendirilmiştir(bk. Taberî, İbn Kesir, Razî, Maverdî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

İbn Ömer’den gelen bir rivayete göre, Hz. Peygamber(a.s.m) şöyle buyurdu:

“Bir kocanın, karısının önlüğünün (normal evde giydiği elbisenin) altına bakma hakkı vardır. Bir erkek evladın (annesi olan) ve bir kardeşin (kız kardeşi olan), kadının önlüğünün üstüne bakma hakkı vardır. Namahrem olan yabancı erkeğe karşı, kadının dört şey giymesi gerekir: önlük (normal rahat ev elbisesi), başörtü, cilbab (pardesü, çarşaf, ferace gibi bir giysi) ve izar (peştamal, belden aşağı giyilen etek gibi) dır(bk. Maverdi, ilgili ayetin tefsiri).

Nur 60.  ayetinden anlaşılan şudur ki, evlenme çağını aşmış, kocaya ihtiyacı kalmamış yaşlı bir kadın, normal evde giydiği bir kıyafetle dışarı çıkabilir. Yeter ki ziynet eşyası olan takılarını göstermiş olmasın. Bununla beraber, üst elbisesini giymesi daha güzeldir.

Eski kıyafetlerle şimdiki kıyafetler birbirine benzemediği için, üst kıyafetleri çıktığında geriye nasıl bir şey kaldığını kesin olarak söylemek zor görünmektedir.

Bununla beraber, fıkıh kitaplarının bildirdiğine göre, kadınların giydiği kıyafetleri vücut hatlarını göstermeyecek şekilde geniş olmalıdır. Ayrıca erkeklere benzememek gerekir. Ancak bu benzeyiş toplumun örfüne göre şekillenebilir. Bu gün daha önce erkeklere mahsus olan bazı kıyafetler, artık kadınların da kıyafeti olmuştur. Bundan ötürü kimse kadınları erkeklere benzetmemektedir. Bu itibarla, üstte giyilecek elbiseler vücut hatlarını göstermeyecek bollukta ve derinini rengini belli etmeyecek kalınlıkta ise şekline fazla takılmamak gerekir diye düşünüyoruz.

 

Nur Suresi, 60. ayete göre yaşlı kadınların tesettürü konusu için tıkalyınız.

 

Tesettür ve Türban Özel Dosyası için tıklayınız.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 12-11-2009
4,180 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  4. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content