Muhammed Suresi 17. ayette geçen, Allah onların hidayetini artırmış, günahlardan sakınmaları için ilham vermiştir, özelliğine sahip olmak için nelere dikkat etmemiz gerekir?

İlgili ayetin meali:

“Hidâyeti kabul edenlerin ise Allah hidâyette yakînlerini artırır ve kendilerine haramlardan ve cehennemden korunmayı nasib eder.” (Muhammed, 47/17)

Kendini kötü âdetlerden, saptırıcı geleneklerden ve nefis esaretinden kurtarıp aklını vicdanıyla birleştiren ve böylece imân, irfan doğrultusunda düzenli yaşayanlar, Resûlüllah'ın (a.s.m.) irfan meclisine girdikleri zaman, iki büyük kazançla vakitlerini değerlendirerek ayrılırlardı :

1. Cenâb-ı Hak, onların dikkatli ve samimi hallerini beğenip, ilgi, başarı ve doğruluklarını artırıyordu.

2. Allah sevgisi ve korkusu onlarda saygı düzeyinin doruğuna yükseldiğinden kötülüklerden kaçınırlar; iffetli bir hayat sürme şuurunu taşıyarak, takva basamaklarında yükselmeye devam ederlerdi. Allah da bunların takvasını artırıyordu.

Bilindiği gibi İslam dininin iki temel unsuru vardır; İman ve İslam. İman, ilim cenahını, İslam ise amel cenahını ifade etmektedir. İlim olmadan amel olmaz, amelsiz ilim de fayda vermez.

İstikamet; iman ile İslam’ın, ilim ile amelin bileşkesidir, Kur’an ve sünnet çizgisinde; alimlerin cumhurunu teşkil eden ehlisünnet alimlerinin görüşlerinin rehberliğinde hayatı tanzim etmekten ibarettir.

Bunlar bir anda olacak işler değildir, zamana muhtaçtır. Onun için her şeyden önce sağlam, tahkîkî bir imanı elde etmeye çalışmak gerekir. Ardından, çok açık bilinen Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmek gerekir. Bu husus, maddî organların; gözü, kulağı, mideyi, eli ayağı, dili emir ve yasaklar çizgisinde eğitmek, boyun eğdirmek, hakka, hakikate, kulluğa alıştırmak lazımdır.

Bu dış kalıbı, maddî organları İslam’a teslim ettikten sonra, manevî latifeleri, kalbi, aklı, vicdanı, hissiyatı, hatta hayali emir ve yasaklar çizgisindeki disipline alıştırmak ve eğitmek gerekir.

Söz gelimi, kişi diliyle yalan söylemediği gibi, kalbiyle de, aklıyla da, hissiyatıyla da samimî olup iki yüzlülük etmemesi gerekir. Hatta hayal aleminde dahi İslamî edebe aykırı olan tasavvurlardan da sakınması gerekir. Aklı geveze eden lüzumsuz işlerden, kalbi geveze eden laubaliliklerden, şeytanın bu asırda en büyük bir tuzağı olan -İslam’a, Kur’an’a karşı- tarafsızlık konumuna düşmekten bütün benliğiyle sakınmak gerekir.

Kişi, imanının gücü nispetine amele muvaffak olur, güzel ameli nispetinde takvalı olur, hakikî takvası nispetinde ihlaslı olur. İhlas ve samimiyetin ise açamayacağı kapı yoktur.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 05-03-2010
2,543 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content