Maide Suresi, 3. ayette, vurularak öldürülmüş hayvanın haram olmasından bahsediliyor. Buna göre avcıların vurduğu hayvanlar haram mıdır?

Maide Suresi, 3. Ayet:

"Murdar hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş, vurularak öldürülmüş, yuvarla­nıp ölmüş, boynuzlanarak öldürülmüş hayvanlarla -canlı iken yetişip kestik­lerinizin dışında- yırtıcıların yediği hayvanlar, dikili taşlar adına boğazlan­mış hayvanlar ve fal oklarıyla paylaşmanız size haram kılındı. Çünkü bunlar doğru yoldan sapmaktır. Bugün, kâfirler dininiz hakkında ümitlerini yitir­mişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi ke­male erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet'i beğendim. Kim açlıktan darda kalırsa, günah sınırına varmaksızın yiyebilir. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir."

Ağaç parçası, taş gibi öldürücü şeylerle vurularak öldürülen hayvanın eti yenilmez. Böyle hayvanın kanı akıtılmadığı için bu et de murdar sayılmış ve haram kılınmış­tır. (Râzî, XI, 133; bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: II/166-174.)

Boğazlanmadan veya av aletlerinden biriyle avlanmadan ölen hayvanların eti yenilmez. Kendiliğinden ölmenin değişik yolları vardır. Hastalık nedeniyle, zehirlenme, boğulma, bir darbeyle vurulma, yuvarlanma, bir başka hayvan tarafından boynuzlanma veya parçalanma sonucu ölen hayvan kendiliğinden ölmüş olur. Bu tür ölen hayvanın eti haram olduğu halde, domuz hariç bunların deri, kemik, kıl ve boynuz gibi kısımlarını kullanmak helâldir.

Avcı, silâhı ile vurduğu veya eğitilmiş hayvana yakalattığı avı elde etmek için başka bir şeyle meşgul olmayıp hemen harekete geçmelidir. Bazen atılan mermi ava isabet edip onu öldürmeyebilir. Bu nedenle avcının avını araması ve canlı olarak bulduğunda kesmesi gerekir. Aramayıp başka bir işle meşgul olur da sonra hayvanı ölü olarak bulursa, eti yenilmez. Fakat oturup beklemeksizin ya da başka bir işle meşgul olmaksızın yaraladığı avını arayıp da ölü olarak bulursa eti yenir. (Meydanî, el-Lübab, III, 220)

Ava silâh atma veya avı yakalayacak hayvanı gönderme işi bizzat ehil olan avcı tarafından yapılmalı, ava ehil olmayan biri buna karışmamalıdır. Resulullah (s.a.s.), taşla, sapanla, sopayla avlanmayı yasak etmişlerdir. Müslim'de rivayet edilen bir hadis şöyledir:

"Taş ne avlar, ne de düşmanı yaralar. Ancak o, diş kırar, göz patlatır. "

Avcı avını vurur ve fakat onu kaybederek bir müddet sonra bulur. Bununla ilgili olarak Adiy b. Hâtem (r.a.)'dan aşağıdaki hadisler rivayet edilmiştir:

"Okunu attığın zaman, suya düşmemiş olmak kaydıyla avı ölü bulursan ye... Aksi halde, suyun veya okun onu öldürdüğünü kestiremezsin. "

Eğer onda bir yırtıcı hayvan izi bulamaz ve "senin okunun onu öldürdüğüne hükmedersen ye... "

"Okunu attıktan üç gün sonra avı kokmadan bulursan ye... "

Av, günümüzde genellikle silâhla yapılmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz gibi avcı ava silâh atarken besmele çekmeli, hayvanı vurunca hemen koşup yanına varmalı, ölmemiş ise kesmelidir. Yetişmeden silâhın tesiri ile ölmüşse bir şey gerekmez, eti yenir. (Meydanî, el-Lübab, III, 217 vd.)

Bir hayvanın etinin helâl olabilmesi için boğazlamadan veya ava ateş etmeden önce "Bismillâh!" diye besmele çekmek gerekir. Ama Allah, unutarak işlenen hatalardan insanı sorumlu tutmayacağı için -bile bile olmadığı sürece- besmele çekme unutulursa da o hayvanın eti yenilir. Ama kasden çekilmezse o kesilen hayvanın etini yemek haramdır. (bk. Şamil İslam Ans., Av Avcılık mad.)

İlave bilgi için tıklayınız:

AV, AVCILIK

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 20-08-2010
5,179 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content