2/ el-Bakara -89- Hem onlara ALLÂH tarafından, yanlarında bulunanı (Tevrât’ı) tasdîk edici bir Kitab(Kur’ân) gelince, ki daha önce (o gönderilecek peygamberi vesîle yaparak) inkâr edenlere karşı zafer istiyorlardı; işte (bu kadar iyi) tanıdıkları (o peygamber) kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Bu yüzden, ALLÂH’ın lâ‘neti o kâfirler üzerinedir!
159- Şübhe yok ki onu insanlara Kitap’da (Tevrât’da) beyân etmemizden sonra, (Muhammed’in sıfatları ve recm âyeti gibi) indirdiğimiz apaçık delilleri ve hidâyeti gizleyenler yok mu, işte onlar ki ALLÂH kendilerine lâ‘net eder, (bütün) lâ‘net edenler de onlara lâ‘net okur!
161- Fakat âyetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüşlere gelince, işte ALLÂH’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üstünedir.
3/ Âl-i İmrân - 61- Artık sana ilim geldikten sonra, kim onun (Îsâ’nın) hakkında seninle tartışırsa, bunun üzerine de ki: “(İddiânızda samîmî iseniz) gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden duâ edelim de Allâh’ın lâ‘netini yalancıların üzerine kılalım!”
4/ en-Nisâ -46- Yahûdîlerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “İşittik, karşı geldik”, “İşit, işitmez olası!” “Râ’inâ” derler. Halbuki onlar, “İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak” deselerdi bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat ALLÂH, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Bu yüzden pek az îmân ederler.
47- Ey kendilerine kitab verilenler! Birtakım yüzleri (tanınmayacak hâle getirerek) silip, enselerine (benzer bir hâle) döndürmemizden veya onları, Cumartesi ehlini lâ‘netlediğimiz gibi lâ‘netlemeden önce, beraberinizde olanı (Tevrât’ı) tasdîk edici olarak indirdiğimize(Kur’ân’a) îmân edin! ALLÂH’ın emri ise (mutlaka) yerine gelecektir.
93- Kim de bir mü’mini (katlini helâl sayarak) kasden öldürürse, artık cezâsı, içinde ebediyen kalıcı olarak Cehennemdir; hem ALLÂH ona gazab etmiş, ona lâ‘net etmiş ve onun için (pek) büyük bir azab hazırlamıştır!
5/ el-Mâide -13- Sonra o sağlam sözlerini bozmaları sebebiyle onlara lâ‘net ettik ve kalblerini kaskatı yaptık. (Onlar Tevrât’taki) kelimeleri yerlerinden değiştirirler, kendisiyle nasîhat edildikleri (o kitapları)ndan bir nasîb (almay)ı da unuttular. İçlerinden pek azı müstesnâ, onlardan dâimâ bir hâinliğe muttali‘ olursun; yine de (sen) onları affet ve aldırma! Muhakkak ki ALLÂH, iyilik edenleri sever.
60- De ki: “ALLÂH katında cezâ cihetiyle bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? O kimse(ler) ki, ALLÂH on(lar)a (küfür ve azgınlıkları sebebiyle) lâ‘net etmiş, üzer(ler)ine gazab etmiş, (aslında birer insan iken, sûretlerini değiştirerek) içlerinden maymunlar ve domuzlar ve tâğûta (Allâh’ın yerine tuttukları başka şeylere) tapanlar yapmıştır.” İşte onlar, (âhirette) mevki‘ce daha kötü ve düz yolun ortasından (sapanların içinde) en çok sapmış olan kimselerdir.
64- Hem yahûdîler: “ALLÂH’ın eli bağlıdır (cimridir)” dediler. (Hâşâ!) De dikleri yüzünden(hayırlı işlerde) el le ri bağlansın ve lâ‘nete uğrasınlar! Bil‘akis O’ nun iki eli de açıktır; dilediği gibi (dilediği kimseye) karşılıksız verir. Ve and olsun ki Rabbinden sana indirilen(bu Kur’ân), onlardan birçoğuna azgınlık ve küf rü artıracaktır. Böylece aralarına, kıyamet gününe ka dar (devâm edecek) düşmanlık ve kin bıraktık. Ne zaman harb için bir ateş yaktılarsa, ALLÂH onu sön dürmüştür (on ları muvaffak kılmamıştır). Buna rağmen yeryü zünde fesad çıkarmaya çalışırlar. Hâlbuki ALLÂH, fesad çıkaranları sevmez.
78- İsrâiloğullarından inkâr edenler, Dâvûd’un ve Meryemoğlu Îsâ’nın diliyle lâ‘netedildiler. Bu (lâ‘net, onların) isyân etmeleri ve haddi aşıyor olmaları yüzündendir.
7/ el-A’râf -38- (Allâh onlara:) “Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan ümmetleri arasında (siz de)ateşe girin!” buyurur. Ne zaman (Cehennem’e) bir ümmet girse, kendi (din) kardeşine(yoldaşına) lâ‘net eder. Nihayet hep beraber orada birbiri ardınca toplandıkları zaman, sonrakiler öncekiler için: “Rabbimiz! Bunlar bizi dalâlete düşürdüler; bu yüzden onlara ateşten kat kat azab ver!” derler. (Allâh da:) “(Siz de dâhil) herkes için kat kat (azab)vardır; fakat siz (kimin ne azab çekeceğini) bilmezsiniz!” buyurur..
44- Nihayet Cennet ehli, Cehennem ehline: “(Biz) gerçekten Rabbimizin bize vaad ettiğini hak olarak bulduk; artık (siz de) Rabbinizin size vaad ettiğini hak olarak buldunuz mu?” diye seslenirler. (Onlar da:) “Evet!” derler. Bunun üzerine bir münâdî aralarında: “ALLÂH’ın lâ‘neti zâlimlerin üzerine olsun!” diye nidâ eder.
9/ et-Tevbe -68- ALLÂH, münâfık erkeklere, münâfık kadınlara ve kâfirlere, içinde ebediyen kalıcı oldukları Cehennem ateşini vaad etti. O, onlara yeter! ALLÂH ise onlara lâ‘net etti! Ve onlar için dâimî bir azab vardır.
11/ Hûd -18- Kim ALLÂH’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhidler de, “Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır” diyeceklerdir. Biliniz ki, ALLâH’ın lâneti zalimler üzerinedir.
60- Böylece hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lâ‘nete tâbi‘ tutuldular. Haberiniz olsun! Şübhesiz ki Âd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. Dikkat edin! (İsyanları yüzünden ALLÂH’ın rahmetinden uzaklaşan) Hûd’un kavmi olan Âd, helâk olsun!
98-99- (Fir‘avun kavmini dünyada denize sokup boğduğu gibi) kıyamet gününde (de)kavminin önüne geçer de onları (suya götürür gibi) ateşe götürür. (Güyâ rehberlik ettiği) o vardıkları yer, ne kötü yerdir! (Onlar) hem burada (dünyada), hem de kıyamet gününde lâ‘nete tâbi‘ tutuldular.(Onlara) yapılan bu ikram, ne kötü ikramdır!
13/ el-Ra’d -25- Hâlbuki ALLÂH’ın ahdini (O’na) kat‘î olarak verdikleri sözden sonra bozanlar, ALLÂH’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (akrabalar ve mü’minler arasında olması gereken irtibâtı) kesenler ve yeryüzünde fesad çıkaranlara gelince, işte onlar yok mu, lâ‘net onlaradır; yurdun kötüsü (Cehennem) de onlar içindir!
15/ el-Hicr -15- Onu kovulmuş her şeytandan koruduk.
31- Yalnız iblîs hariç. O secde edenlerle beraber olmaktan çekinmişti.
32- ALLÂH buyurdu ki: "Ey İblîs! Ne oluyor sana da, secde edenlerle beraber olmuyorsun?"
33- İblîs şöyle dedi: "Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde edemezdim."
34- ALLÂH şöyle buyurdu: "Öyle ise oradan çık! Sen, artık kovulmuş birisin."
35- "Kıyamet gününe kadar lânet senin üzerindedir."
24/ en-Nûr -23- Şübhesiz ki, (çirkin işlerden) habersiz, iffetli mü’min kadınlara zinâ isnâd edenler, dünyada ve âhirette lâ‘netlenmişlerdir; onlar için (pek) büyük bir azab vardır.
28/ el-Kasas -39- Böylece o (Fir‘avun) ve askerleri o memlekette haksız yere büyüklük tasladı ve gerçekten kendilerinin bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
40- Bunun üzerine onu ve askerlerini yakaladık da onları denize atıverdik. Artık bak, o zâlimlerin âkıbeti nasıl oldu!
41- Hem onları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık; (onlar) kıyamet günü de yardım olunmayacaklardır.
42- Ve bu dünyada onların peşine bir lâ‘net taktık. Kıyamet günü ise onlar, çirkin kılınmış kimselerdendir.
29/ el-Ankebût -25- Ve (İbrâhîm onlara) dedi ki: “(Siz) ancak dünya hayatında aranızdaki muhabbet(e vesîle olmasın)dan dolayı, ALLÂH’dan başka birtakım putları (ilâh) edindiniz. Sonra kıyamet günü bazılarınız bazınızı inkâr edecek ve birbirinizi lâ‘netleyeceksiniz. Varacağınız yer ise ateştir; (o gün artık) sizin için hiçbir yardımcı da yoktur!”
33/ el-Ahzâb -60- Celâlim hakkı için, eğer münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar ve Medîne’de yalan haber yayanlar (yahudiler, bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse, seni onlara mutlaka musallat ederiz; sonra orada (Medîne’de) ancak pek az (bir süre) sana komşu kalabilirler!
61- Lâ‘netlenmiş kimseler olarak, nerede bulunurlarsa yakalanır ve mutlaka öldürülürler.
64- Şübhesiz ki ALLÂH kâfirlere lâ‘net etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır.
66- O gün, yüzleri ateş içinde çevrilirken: “Eyvah bize! Keşke ALLÂH’a itaat etseydik, peygambere de itaat etseydik!” diyeceklerdir.
67- Ve: “Rabbimiz! Gerçekten biz, reislerimize ve büyüklerimize uyduk da (onlar) bizi(hak) yoldan saptırdılar” diyeceklerdir.
68- “Rabbimiz! Onlara azabdan iki kat ver ve onlara büyük bir lâ‘netle lâ‘net et!”
38/ Sâd -37- Dalgıç ve yapı ustası şeytanları da emrine verdik.
74- Ancak İblîs eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
76- İblîs, "Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın" dedi.
77- (Allâh) buyurdu ki: “Haydi oradan (o Cennetten) çık; artık elbette sen kovulmuş birisin!”
78- “Muhakkak ki cezâ gününe kadar lâ‘netim senin üzerinedir!”
40/ el-Mü’min -52- O gün zâlimlere, özür dilemeleri fayda vermez; artık onlar için lâ‘net vardır ve yurdun kötüsü onlarındır.
47/ Sûre-i Muhammed -22- (Ey münâfıklar!) Demek iş başına geçecek olursanız, yeryüzünde fesad çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi?
23- İşte onlar o kimselerdir ki, ALLÂH onlara lâ‘net etmiştir. Sonra (bu isyankâr hâllerine binâen) onları sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiştir.