Kur'an'da borçların yazılmasından bahseder. Borçları yazmak veya yazdırmak farz mıdır?


"Ey iman edenler! Belirli bir vâdeye kadar birbirinize borç verdiğiniz zaman onu yazın. Aranızda doğrulukla tanınmış bir kâtip onu yazsın..." (Bakara Suresi, 2/282) mealindeki ayette geçen "yazın" emrinin bağlayıcı bir emir (âmir hüküm) olup olmadığı tartışılmış­tır.

Dört mezhebin imamlarının içinde bulunduğu çoğunluğa göre burada, borcu güvence altına almak için öngörülen tedbirleri ihtiva eden emirler tavsiye niteli­ğindedir, yapılırsa daha iyi olur (mendup) kabilinden bir hüküm getirmektedir.

Taberî, Dâvûd ez-Zâhirî, Atâ gibi fıkıhçı ve tefsircilere göre bu emir bağlayıcı hüküm getirmektedir; yazmak farzdır, terkeden günahkâr olur.

"Yazın" emrinden sonra gelen "Bir kâtip yazsın" emri, "Taraflar okuma yaz­ma biliyorlarsa kendileri yazsınlar ve her biri yazdığını karşı tarafa versin; ayrıca hukukî işlem için tanık bulundursunlar. Eğer taraflar okuma yazma bilimyorlarsa aralarındaki borcu, yazmayı bilen birisi doğru dürüst yazsın" şeklinde anlaşılmış ve yorumlanmıştır. Yazma emri aynı zamanda İslâm hukukunda yazının delil olduğuna, yazılı vesikanın ispat vasıtası olarak kullanılacağına dayanak kılınmıştır.

Kendine başvurulan yazıcının borç vesikasını yazmaya mecbur olup olmadğı konusunda da farklı görüşler vardır. "Yazması mutlak olarak farzdır" diyenler yanında "Farz-ı kifâyedir, vakti müsaitse farzdır" diyenler de vardır. Hanefî fıkıhçısı Cessâs'a göre yazmanın aslı bile farz olmadığına göre kâtibin yazmasının farz olması düşünülemez. Ancak hakkın zayi olmaması için kendilerine yazmayı öğret­mesi veya kendi yerine bir yazıcıyı göstermesi gereklidir. (Ahkâmü'l-Kur'ân, I, 484) 

Yazma karşılığında ücret almanın caiz olması da yazmanın hükmüne bağlıdır. Din yönünden farz olan amellerden ücret almak caiz değildir, farz olmayanlardan ücret alınabilir. Âyetlerin lafız ve ruhuna bakılırsa, yazma imkânı bulunan kimselerin, özellikle başkası bulunmadığında ve hakkın zayi olması ihtimali de söz konusu olduğunda yazmaktan geri durmalarının caiz olmadığını söylemek isa­betli olsa gerektir.

İlave bilgi için tıklayınız: 

BORÇ.  

Borçların yazılması ve şahit tutulmasıyla ilgili Bakara Suresi 282. ayetinin açıklaması.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 31-07-2009
4,070 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  4. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content