1. Evvela Kur’an, coğrafya dersini vermek için gönderilmiş bir kitap değildir. Kur’an’da Yeni dünya bölgeleri değil, eski dünya bölgeleri de anlatılmamıştır. Kur’an’ın tarihî kısalardan söz etmesi, bir tarih veya coğrafya dersi vermek için değil, peygamberlere itaat edenler ile isyan edenlerin akıbetlerini bildirmeye ve insanların geçmişten ders almalarını sağlamaya yöneliktir.
2. Din bir imtihandır. İmtihanın temel esası gizliliktir. Fırsat eşitliği ancak böyle sağlanabilir. Eğer dinî kitaplarda gelecekle ilgili çok açık bilgiler verilseydi, imtihan sırrına aykırı olurdu.
Bununla beraber, Kur’an’da ve hadis kaynaklarında geleceğe ait pek çok bilgi vardır. Güneşin ışığının bir gün söneceği, yıldızların dağılıp güneş sisteminin yok olacağı, dağların paramparça olup yeryüzünden silineceği, bu yerin başka bir yerle değiştirileceği, göklerin bir defter, bir tomar kağıt gibi dürüleceği gibi bir çok gaybî olaylar Kur’an’da yer almıştır.
Bugünkü radyo, televizyon, uçak ve benzeri teknolojik keşiflerin yapılacağına dair ayetlerin işaretleri vardır. Hadis kaynaklarında içinde bulunduğumuz bu ahirzaman fitnesinden; içkinin, kumarın, faizin, zinanın yaygın bir kullanım alanı bulacağından haber verilmiştir.
3. Semavî dinlerin, özellikle -geldiği gündeki tazeliğiyle dimdik ayakta duran- İslam dininin en büyük gayesi, en birinci maksadı Allah’ın birliğini ders vermek ve yalan üzere kurulmuş her türlü pagancılık prangasını insanların boynundan kaldırmak için gelmiştir. İslam’ın bu konudaki temel mesajı şudur: Allah’a kul olan başkasına kul olmaktan kurtulur. Allah’a gerçek kul olmayan her türlü varlıklara bir nevi kulluk, kölelik etmekle karşı karşıya kalır. İman hem nurdur, hem kuvvettir, hem şuurdur hem hürriyettir. Hakiki imanı elden eden adam bütün dünya bomba olup patlasa muhtemeldir ki, onu korkutmaz. Allah’tan başka hiç bir varlığa kulluk yapmaya tenezzül etmez. Çünkü o her şeyin dizgini elinde, her şeyin anahtarı yanında, her şeyi her an gören, her şeyin üstesinden gelen sonsuz ilim ve kudret sahibi bir Allah’a inanır..
Böyle bir dini, pagan inancıyla karşılaştırmak akla ve mantığa aykırıdır.
5. Domuz, büyük bir kısım insanların hayatında önemli bir yer tutuyor ve onların pratiklerinde bir değer ifade ediyordu. Kur’an, bu hayvanın yenmesini yasakladığı için, ondan bahsetmesi son derece doğaldır. Bu açıdan bakıldığında, komodo ejderinin bir haber değeri yoktur. Binlerce canlı türleri vardır ki, onlardan da söz edilmemiştir. Bunun ne gibi bir yanlış tarafı var ki...!
Kur’an’dan hayvanların listesini istemek, onu bir zooloji, bir biyoloji atlası gibi görmek anlamına gelir.