İslam dinine ve Kur´an - ı Kerim´e - gerçekten hak din olup olmadığını anlamak için- tarafsız gözle bakmakta bir sakınca var mıdır?

Bitarafane muhakeme; kelime olarak bir şeyi tarafsız bir açıdan düşünmek ve değerlenmek, anlamındadır. Şeytan, "Kur’an’ı Allah kelamı olarak değil de, tarafsız olmak için; ne beşer kelamı olarak, ne de Allah kelamı olarak  değerlendir ve öyle bak, o zaman Kur’an'da var dediğin o yüksek meziyetler ve üstün beyan gücü kalacak mı" diyerek insanları dalalete sürüklüyor.

Bediüzzaman Said Nursi, "Bîtarafâne muhakeme, iki taraf ortasında bir vaziyettir. Halbuki hem senin (şeytanın), hem insandaki senin şakirtlerin, dediğiniz bîtarafâne muhakeme ise, taraf-ı muhalifi iltizamdır. Bîtaraflık değildir, muvakkaten bir dinsizliktir." diyerek şeytanın bu ince hilesine karşı, Kur’an’a tarafsız bir açıdan bakılamayacağını, tarafsız bakışın zımni olarak karşı görüşü kabul manasına geldiğini  ifade etmekle, şeytanın bu ince hilesini deşifre ediyor.

Kur’an; ancak Allah tarafından, yani O'nun kelamı nazarı ile bakılırsa, meziyet ve harikaları görünür. Yoksa tarafsız ya da beşer kelamı nazarı ile bakmak o harika nurları söndürür ve uçurur. O zaman objektiflik ve tarafsızlık yapıyorum diyen adam, dinsizliğe sürüklenir ve karanlık içinde boğulur, gider. Çokları bu tarafsız bakış aldatmacası ile imanlarını kaybediyor.

Öncelikle Bediüzzamanın şu tespitini nazara almamız gerekiyor: Bu konuda “bîtarâfâne muhakeme ise; taraf-ı muhalifi iltizâmdır, bîtaraflık değildir.”

Böyle bir muhakeme, tarafsızlık adına da olsa, Kur’ana bir an için beşer kelamı olarak bakmak demektir ki, yine Üstadın ifadesiyle “Muvakkat bir dinsizliktir.”

Kur’an Allah kelamıdır. Önce bunun kabul edilmesi, ona böylece iman edilmesi, daha sonra Kur’an hakkındaki sorulara ve ortaya atılan iddialara Kur’an cephesinde durarak cevap verilmesi gerekir.

Tarafsız muhakeme adına, cepheyi terk ederek, Kur’ana beşer kelamı diyenlerin safına geçmek ve Kur’ana oradan bakmak ondaki ulvî hakikatlerin gizlenmesini netice verir.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 15-07-2011
2,148 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content