Hûd suresinin 107 ve 108'inci ayetlerinde "ebedi kalacaklardır" ifadelerinden sonra "Ancak Rabbinin dilemesi başka." denilmesinin hikmeti nedir? Eğer Rabbimiz dilerse ebedi kalmamıza istisna tanıyabilecek midir?

İlgili ayetlerin mealleri şöyledir:

"106. Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler."

"107. Rabbinin dilemesi bir yana, gökler ve yer durdukça, orada temelli kalacaklardır. Rabbin, şüphesiz, her istediğini yapar."

"108. Mesud olanlar ise cennettedirler. Rabbinin dilemesi bir yana, sonsuz bir lütuf olarak, gökler ve yer durdukça, orada temelli kalacaklardır."

Ayetteki ifadelerde cennetlikler için bir vakit tayini olduğu ve ebedi kalınacağı ile ilgili ayetlere aykırı geleceği akıllara gelmektedir. Bu konuda Elmalılı Hazretleri şu açıklamaları yapmıştır:

Buradaki gökler ve yerden murad bu dünya ve bu gökler değil. "O gün yeryüzü, başka yeryüzüne çevrilir, gökler de başkalaşır." (İbrahim, 14/48) âyetiyle haber verilen yer ve göklerdir. Ahiret hayatının da kendine göre gökleri ve yeri olacağı açıkça bellidir. Onun ise bu dünyadaki gibi sayılı bir eceli olmayıp, devamı da ahiret hayatının devamı gibi sonsuz olduğundan, binaenaleyh bu kaydın örfi ve mecazi anlamda bir ebediyyet değil, gerçek anlamda bir ebediyyet ifade ettiğinde şüphe yoktur.

Kur'an-ı Kerim'in cennet nimetleri ve cehennem azabıyla ilgili ayetlerine baktığımızda, inananların cennette inkarcıların da cehennemde ebedi kalacağı bir çok ayette açıkça ifade edilmektedir.

Ayetlerde geçen "Rabbin dilemesi" ifadeleri şöyle anlaşılabilir:

a. Allah dilediğini yapmaya gücü yetendir. Bu konuda kendisini sınırlayacak hiç bir kimse yoktur. Şüphesiz ki Allah istediğini yapma gücüne sahiptir; O'nun için hiçbir engel söz konusu değildir; ancak müşrik ve inkarcıları affetmeyeceğini, bunların ebedî olarak cehennemde kalacağını açıkça bildirmiştir.(Nisa 4/14,116) Onlarla ilgili hükmünü böylece koymuştur.

b. Günahkar Müslümanlar ise belli bir süre cehennemde kaldıktan sonra, yüce Allah bunları oradan çıkartıp cennete yerleştirecektir. Bir hadisi şerifte varid olduğuna göre, cehennemin günahkar müminlere mahsus olan bir tabakası, bir zaman gelip boşalacaktır.

c. Cennetlikler, gökler ve yer daim oldukça, (yani sonsuza kadar) hepsi orada kalacaklar. Ancak Rabb'inin dilediği başka. Yani cennetin devamı ve ebediliği, Allah'ın vücub-i zatisi gibi kendinden değildir, Allah'ın dilemesine bağlıdır. Allah dilerse böyle olmayabilir. Ancak Allah Teala müminler için ebedi cennet dilemiştir. Onlar hakkındaki hüküm de böyledir.(Elmalılı, İlgili ayetlerin tefsiri)

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 24-06-2011
2,699 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content