Hicr suresinin 71. ayetine göre, Lut (as) kızlarını kimlere teklif etmiştir? Eşcinsel ilişkilerde bulunan toplumuna mı? Eğer öyle ise, Lut´un kızlarının sayısı toplumundaki eşcinsel erkeklerin sayısına eşit miydi?

"Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.

"Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.

Böylece Lut'a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahlıyacaklarını bildirdik.

Şehir halkı, sevinerek geldiler.

Lut: "Bunlar benim konuklarımdır, onlara karşı beni rüsvay etmeyin, Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi.

"Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik?" dediler.

Lut: "Alacaksanız, işte benim kızlarım" dedi.

Senin hayatına and olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.

Memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.

Bunda, görebilen insanlar için ibretler vardır. (Hicr 15/62-75)

 

Kentin ahlâksız halkı, Lût'un konukları olduğunu duyunca -muhteme­len onlara sarkıntılık etmek üzere- geldiklerinde Hz. Lût onların niyetlerini sezdi­ği için kendilerini uyardı; fakat "Seni el âlemi korumaktan menetmedik mi?" di­yerek azgınlıklarında ısrar ettiler. Bu ifadeden anlaşıldığına göre Hz. Lût onları daha önce de bu ahlâksızlıklarından uzaklaştırmaya çalışmış; fakat olumsuz, hatta küstahça cevaplar almıştı. Buna rağmen son bir defa daha "İşte kadınlar, benim kızlarım, (nikâh) yaparsanız" diyerek onları arzularını meşru ve ahlâkî yollardan -Allahın helal kıldığı evlilik yoluyla- karşılamaya çağırdı. Bu sözüyle Lût, bir peygamber olarak kendisini ümmetinin babası yerinde görüyor, dolayısıyla ümmetinin kızlarını da kendi kızları kabul ediyor(Zemahşerî, II, 317) bu azgın topluluğa, yaptıklarının yanlış olduğunu Allahın helal kıldığı evliliğin doğru ve meşru tutum olacağını bildiriyordu.

 

Âyetlerin üslûbundan anlaşıldığına göre aslında bu kavim felâketi çoktan hak etmişti. Fakat yüce Allah'ın geniş rahmeti ve bir peygam­ber olarak Hz. Lût'un ümmetine duyduğu şefkat nedeniyle yine de onlar, ahlâksız­lıktan vazgeçip hallerini düzeltmeye çağırılmıştır. Ne var ki, 72. âyetten anlaşıldı­ğına göre sapık duyguları akıllarını başlarından almış, ihtirasları gözlerim kör et­miş, mâkul ve ölçülü düşünüp hareket etme kabiliyetlerini büsbütün kaybetmişler­di. Âyetteki yemin ifadesi, onların bu hallerinin artık ıslah edilemez olduğuna işa­ret etmektedir.

 

Cenâb-ı Hak, Lût kavmi hakkındaki bu açıklamalarıyla sadece geçmişteki bir toplum hakkında bilgi vermeyi değil, daha önemlisi, insanoğlunun Allah'tan ve peygamberden gelen her türlü uyarıya kulak tıkayarak beşerî tabiatına, arzu ve ih­tiraslarına esir olması halinde sağlıklı düşünme yeteneklerinin nasıl işlemez hale geleceğini, en doğru ve yararlı öğütleri bile duyup anlayamayacak kadar insanlı­ğını kaybedeceğini anlatmaktadır.(Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu:III/323-324).

 

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 05-10-2012
1,463 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  4. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content