İlgili ayetin meali şöyledir:
“Gün gelir, mümin erkekleri ve mümin kadınları, önlerinde ve sağ taraflarındaki nurlarıyla, koşarcasına cennete doğru ilerlediklerini görürsün. Kendilerine: 'Bugün size müjdeler olsun! Buyurun, içinden ırmaklar akan cennetlere, ebedî kalmak üzere girin!' denilir. İşte en büyük başarı ve mutluluk budur.”(Hadid, 57/12).
Zemahşerî şöyle der: “Önlerinden ve sağlarından” denilmesi, o bahtiyar müminlerin amel defterlerinin bu iki yönden verilmesinden dolayıdır. Nitekim cehennemliklerin de sollarından ve arkalarından verilecektir. (Keşşaf, ilgili ayetin tefsiri
Bu ayetten anlaşılıyor ki, iman bir nurdur, dünyada sahibinin yolunu aydınlattığı, sağını solunu güzelce gösterdiği gibi, ahirette de yolun her tarafını; sağını, solunu ve önünü aydınlatır. Yine imanın bir yansıması olarak ortaya çıkan güzel ameller ve onların karşılığı olan sevaplar da birer nurdur, ahirette sahibinin cennete giden yolunu aydınlatır.
Nitekim bir hadis rivayetinde özetle şu bilgilere yer verilmiştir: “Her sevap sahibinin nuru, onun amel ve sevabının büyüklük ve küçüklüğüyle orantılıdır. Bazılarının nuru Adn ile San’a arasını kaplayacak büyüklüktedir. Bazılarının nuru bir dağ kadar iken, diğer bazılarının nuru ayaklarının bastığı yeri aydınlatacak kadardır. En küçük nur sahibinin nuru baş parmağı kadar olup bir yanar bir söner” (bk. Razî, ilgili ayetin tefsiri).
Diğer bir hadisde Resulullah (a.s.m) buyurdu ki:
"Ben kıyamet günü kendisine secde izni verileceklerin birincisiyim, izin verilip başını kaldıracakların da birincisiyim. Başımı kaldırıp önüme, arkama, sağıma ve soluma bakarım, bakınca bütün ümmetlerin arasında ümmetimi tanırım. 'Ya Resululluh Nuh (a.s.)'dan ümmetine kadar bütün ümmetleri nasıl tanırsın?' diye sorulduğunda da buyurdu ki: "Abdest izinden alınları, elleri ve ayakları parıldar." (Hakim, Müstedrek, 2/478)
"Bu durum başka ümmetlerde yoktur. Ve kitapları sağ taraflarından verilir onunla tanırım, yüzlerinde secde izlerinden işaretleri vardır, onunla tanırım. Önlerinden sağ ve sol taraflarından koşan nurlarıyla tanırım." (bk. Buhari, Vudu 3; Müslim, Tahare, 34, 39; Tirmizi, Cuma 74)
Ahiret hayatına ait önemli bir sahneye yer verilen bu ve benzeri âyetleri, kalabalık bir insan kitlesinin, etrafı uçurumlar ve tehlikelerle dolu bir ortamda, ama karanlıklar içinde yol almaya çalıştıklarını göz önüne getirerek anlamak daha kolay olacaktır. Bu şartlar altında önleri ve yanları özel olarak aydınlatılmış grup hızla ve kolayca yol alabilmekte ve esenliğe kavuşmakta; daha önemlisi kendilerine kurtuluşa erdikleri ve ebedî mutluluğu hak ettikleri müjdesi verilmektedir. İşte bunlar kadınıyla erkeğiyle müminlerdir.