Furkan Suresi, 67 - 70. Ayetler:
67. "Yine o iyi kullar, harcama yaptıkları zaman ne saçıp savururlar ne de cimrilik ederler; harcamaları bu ikisi arasında makul bir dengeye göre olur."
68. "Onlar, Allah ile birlikte başka bir tanrıya da tapmazlar; haksız yere, Allah'ın dokunulmaz kıldığı insan hayatına kıymazlar, zina etmezler. Zira (bilirler ki) bunları işleyen kimse günahını yüklenecek."
69. "Kıyamet gününde ona azabı kat kat verilecek ve alçaltılmış olarak o azap içinde ebedî kalacaktır."
70. "Ancak tövbe edip inanarak erdemli işler yapanın durumu başkadır; Allah böylelerinin kötü hallerini iyiye çevirecektir. Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir."
İlgili Ayetlerin Açıklaması:
İbn Abbâs'tan rivayete göre şirk ehlinden olup da bir çok kişiyi öldürmüş, çok zina yapmış bazı kimseler Muhammed (asv)'e geldiler ve: "Senin söylediklerin ve kendisine çağırdığın şey güzel. Keşke bizim yapmış olduğumuz günahların bir keffareti olduğunu bize haber verebilsen (de biz de Müslüman olsak)." dediler de "Onlar ki Allah ile beraber bir başka ilâha tapmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler..." ve "De ki: "Ey kendi nefislerine karşı ölçüyü aşan kullarım, Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin..." (Zümer, 39/53) âyet-i kerimeleri nazil oldu. (Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 39/1; Müslim, İman, 193)
Müslim'in rivayet ettiği bir hadiste Abdullah İbn-i Mesud (R.A.) şöyle der: "Ey Allah'ın Resulü! Allah katında en büyük günah nedir?" diye sordum. Resulullah buyurdu ki: "Seni yaratmış olduğu halde Allah'a eş koşmandır." Sonra hangisi diye sordum. Buyurdu ki: "Seninle beraber (yiyeceğini) yer korkusu ile çocuğunu öldürmendir." Sonra hangisi diye sordum: Buyurdu ki: "Komşunun helali ile zina etmendir." Peygamber Efendimiz (asv)'in bu sözlerini tasdik sadedinde Cenab-ı Allah, yukardaki ayet-i kerimeleri inzal buyurdu. (Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 25/2; Edeb, 20; Diyât, 1; Müslim, İman, 142; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,380, 431)
Ayette ebedi cehennemde kalacak olanlarla kastedilen inanmayanlardır. Müminlerden zina yapanlar ve cana kıyanlar, cehennemde cezasını çektikten sonra cennete girebileceklerdir.
Daha önce gelen ayetlerde inkarcıların çeşitli bâtıl inançları; yanlış, haksız ve zararlı davranışları zikredilerek eleştirildikten sonra sûrenin neticesi mahiyetindeki bu son âyetler grubunda da Allah'ın sevdiği kulların üstün nitelikleri özetlenerek bir tür karşılaştırma yapılmaktadır. Burada nitelikleri sıralanan "kullar", belirtilen İyi özellikleri dolayısıyla Allah'ın rahmet ve sevgisini kazandıkları için O'nun Rahman ismine izafe edilerek anılmışlardır.
Gerek 67. âyette gerekse bundan sonraki âyetlerde "Rahmân'ın has kullarının yani Müslümanların ne gibi kötülüklerden uzak durdukları anlatılırken, dolaylı olarak "Ama ey inkarcılar, siz bunların hepsini yapıyorsunuz." şeklinde örtülü bir eleştiri de getirilmektedir.
Her türlü iyilik, Allah'ın birliğini kabul edip yalnız O'na kulluk ederek, O'nun hoşnutluğunu gözeterek, herhangi bir çıkar peşinde olmadan, bir ibadet anlayışı ve özverisiyle yapıldığı takdirde, Allah katında değer kazanacağı için âyette tevhid inancına vurgu yapılmakta; özellikle bu inançla insan hayatına saygı ve zinadan sakınma, yani iffet ve namus duygusu arasında ilişki kurulmakla da imanın ahlâk üzerinde etkili olduğu, imanla ahlâk arasında kesin bir ilişki bulunduğu ima edilmektedir.
Râzî'ye göre âyette insan hayatına saygılı olmanın aslî bir görev, bîr ilke; haklı sebeplerle savaşma, nefsi müdafaa gibi haklı durumlarda adam öldürmenin ise istisnaî haller olduğuna işaret edilmiştir.
Tövbe (tevbe), kulun bir vicdan muhasebesi neticesinde duyduğu pişmanlığın ardından inkâr ve isyandan, her türlü kötülükten gönüllü bir vazgeçişi ve ona bir daha dönmeme kararlılığını İfade eder. Kur'an birçok âyette, bu şekildeki bir dönüşü son derece değerli bulur; -işlenen kötülükten dolayı pişmanlık duyup sağlam bir iradeyle vazgeçmeye karar verilmesi, ilgili kötülüğün tamamen terkedilmesi ve ona bir daha asla dönülmemesi şartıyla- inkâr, şirk gibi en büyük günahlar da dahil olmak üzere bütün bâtıl inanç, düşünce kötü duygu ve davranışlar için yapılan tövbelerin makbul ve bunun, tövbe yapanın o günahtan dolayı günahlarını affettirmeye yeterli olduğunu bildirir.
Burada da ifade buvurulduğu üzere, inkârdan dönüş iman etmekle, kötü amellerden dönüş ise bunların yerine iyi ve erdemli işler yapmakla olur.
(bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu: IV/149-151.)