Fatiha suresi Besmele ile başlayıp hep dua ile gidiyor; Allah hiç besmele çeker mi? Arapça metinde olmayan Saffat 164-166’da melekler ifadesini, bazı ayetlerdeki, -deki, -söyle, gibi sözleri sanki insan söylüyor?

Evvela, Kur’an’ın ilk inen ayeti “Yaratan Allah’ın adıyla oku” mealindedir. Burada “Oku” emri, Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (asv9’e hitaptır. Bu emir bütün Kur’an’ı kapsamaktadır. Dolayısıyla, Kur’an’da –başında açıkça “İkra = oku” veya “Kul = söyle” sözcüklerinin bulunmadığı bütün ayetlerin ve surelerin başında zımnen var kabul edilmektedir. Buna göre, Fatiha’nın başında yer alan “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” mealindeki Besmelenin başında da “İkra = Oku” veya “Kul = Söyle” sözcüğü hep vardır. Bunu ilmî bir ifadeyle aktarmak gerekirse,“İkra = Oku” veya “Kul = Söyle” sözcüğü, “Kur’an’ın bütün ayet ve surelerinin başında ya melfuzdur (açıkça zikredilmiştir) veya melhuzdur (zımnen vardır).

İkincisi, İmam Şafii gibi bazı alimlere göre, Fatiha'nın başındaki Besmele, sureden bir ayet olmakla beraber, İslam alimlerinin büyük çoğunluğuna göre, diğer surelerin başında olduğu gibi, Fatiha suresinin başındaki Besmele de sureden bir ayet değil,  teberrüken yer almıştır.

Bu melhuz olan “oku / söyle” sözcüğü, Fatiha'nın bütün ayetlerinde de geçerlidir. Zaten surenin başında “Oku!” veya “Söyle!” denilmişse bunun bütün sure için geçerli olduğu hususunda tereddüt etmemek gerekir. Örneğin; Enam 6/19. ayetin başında “Kul = söyle, de ki" kelimesi açıkça kullanılmıştır. Kehf, 18/110’da “Kul = söyle, de ki" kelimesi açıkça kullanılmıştır.

Kur’an’ın –kırktan fazla olan- mucizevî yönlerinin başında, ifadelerindeki îcazıdır / çok veciz ifadeler kullanmasıdır, ince münasebet ipçikleriyle birbirinden uzak görülen ayetler arasında bir bağlantı kurmasıdır. Saffat, 37/164-166. ayetlerinde de belagatın bu îcaz sanatı söz konusudur. Dikkat edilirse ilgili suresin 149. ayetinde melekleri Allah’ın kızları olarak görenlere “istifham-ı inkârî” denilen karşı soruyla bir azarlama üslubu söz konusudur. 150. ayette ise “melaike = melekler” açıkça söz konusu edilmiştir. Ve bu muhteva 166. ayete kadar farklı yoğunlukta ince bir münasebet zinciri içerisinde terennüm edilmiştir. Bu konu çok ciddi bir ihtisas mevzuudur.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 08-07-2010
3,979 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content