İnkârcılar farklı kesimlere mensup oldukları için, itirazlarını farklı şekilde seslendirmişlerdir.
Özellikle müşrikler, eski kitaplardan da mahrum olduklarından ve peygamberlik kurumuna İnanmadıklarından, Kur’an hakkında “bu eskilerin masallarıdır" diyebilirler. Eski masallar sözüyle İran ve benzeri ülkelerin milletlerinden öğrendikleri bazı hikayeleri kast ediyorlar.
Tarih boyunca insanların masallar ürettiği bir gerçektir. Kendileri de buna inanmıyorlardı, fakat başka bir çare bulamayınca bu benzetmeyi yapıyorlar ve bunu bir teselli olarak kullanıyorlardı.
“Biz bunu önceki kitaplarda işitmedik” ifadesi, özellikle ehl-i kitap veya ehl-i kitaptan bazı şeyler öğrenmiş müşriklerin kullandığı bir argümandır. Bununla, “daha önce gelmiş ve insanlar tarafından kabul görmüş kitaplarda olmayan şeylerin bulunduğunu, bunun da -güya-Kur’an’ın semavî bir kitap olmadığına delil saydıklarını anlatmak istiyorlardı.
Halbuki bir yandan -Kur’an’da bulunan bazı ifadelerin benzerlik göstermesi veya açıkça Tevrat’tan aktarılması sebebiyle- bir taraftan “Kur’an eski kitapların kopyasıdır” diyorlardı. Diğer yandan da “eski kitaplara benzemiyor” diye itiraz ediyorlardı. Bu çelişkili ifadeler onların çaresizliklerini gösteren tarihi bir belgedir.
Kur’an’da, bu çok farklı ve de çelişkili ifadelerine yer verilmek suretiyle itirazcıların ne kadar zavallı bir duruma düştüklerine de işaret edilmiştir.