İlgili ayetin tam meali şöyledir:
“Horlanan, ezilen milleti de, bereketlerle donattığımız o ülkenin doğularına ve batılarına (yani tamamına) vâris kıldık. Böylece sabretmelerine mükâfat olarak İsrail oğullarına, senin Rabbinin yaptığı güzel vaad tamamen gerçekleşti. Firavun ile kavminin yaptıkları binaları ve yetiştirdikleri bahçeleri ise imha ettik.”(A'raf, 7/137)
Ayette geçen Firavu’nun Mısır Firavun’u olduğunu gösteren en açık delil şudur: Konu Firavun ile İsrail oğulları arasında geçmektedir. İsrail oğullarının bulunduğu yerin Mısır olduğu tarihî bir realitedir. Ayrıca Roma / Bizans krallarına Kayser, İran / Sasanî krallarına Kisra denildiği gibi, “Firavun” unvanı da Mısır kralları için kullanılır.
Keza bir önceki ayet ile bir sonraki ayette İsrail oğullarının denizi geçmelerinden, Firavun’un boğulmasından söz edilmektedir ki, bu da Mısır’dan çıkışla ilgili cereyan eden bir olaydır.
Tefsir kaynakları da bu ayette geçen Firavu’nu Mısır kralı olarak değerlendirmişlerdir.(misal olarak bk. Taberî, Râzî, İbn Kesir, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).
Söz konusu ettiğimiz ayetin son cümlesinde meal olarak yer alan “Firavun ile kavminin yaptıkları binaları ve yetiştirdikleri bahçeleri ise imha ettik” ifadesinden, Ehramların dahil olmamasında bir sakınca yoktur. Çünkü, her umumî ifadenin istisnaları vardır. Özellikle, Firavun ve kavminin istifade ettiği binalar, köşkler, bağlar, bahçelerin yok edilmesi söz konusudur. Tarihî sanat değeri olan Ehramların ayakta bırakılması, Allah’ın gelecek nesillere onları göstermek ve o zamanki baş döndürücü teknik ve teknolojinin varlığının simgesi olarak -firavunluk yapmak isteyenlere- bir ibret nişanesi kılmak istediğini göstermektedir.