Batılı İlim ve Fikir Adamlarından Kur'an Hakkındaki Düşünceleri

"Yüksek sesle okunmak üzere tertip edilmiş olan Kur'ân, hakikatte kudret ve hayat dolu bir ses olmak itibariyle, lâyık olduğu derecede takdir edilebilmek için asıl metninden dinlenmelidir. Kuvvet ve kudretiyle başarılı tesirinin mühim bir kısmı belâgatiyle kafiyelerinden, tatlı üslubu ile âhenginden doğmuş olduğu için, herhangi bir tercümeden bu hususta hiç bir fikir hasıl etmek imkânı yoktur.''(Philip K. Hitti )

Şayet gayenin büyüklüğü, vasıtaların küçüklüğü ve neticenin azameti insan dehâsının üç ölçüsü ise, modern tarihin en büyük şahsiyetlerini dahi, Hz. Muhammed'le (s.a.v.) mukayeseye kim cür'et edebilir ki? (Carlyle )

"Hz. Muhammed'in hakiki mucizesi, bir melek vasıtasıyla gökten indirilmiş bütün ayetlerden oluşmuş olan Kur'an'dır. Tevrat ile İncil'den sonra vahyolunan son mukaddes kitap işte O'dur. Şiirden üstün, taklidi imkânsız ve tercümesi mümkün olmayan bu ulvî eserin olgunluk seviyesine ne bundan evvel çıkılabilmiştir, ne de bundan sonra çıkılabilecektir.

İslâm'ın yayılmasında Kur'ân okumanın bütün uzun nutuklardan daha büyük bir âmil olduğu bîr çok şehadetlerle sabittir. Yola getirilmeleri imkânsız düşmanlar bile Kur'ân'ı dinler dinlemez birdenbire duraklıyorlar ve hemen îmâna gelip kelime-i şehadet getiriyorlardı. Ayetlerdeki kelimelerde fevkalâde bir kuvvet ve kudret vardır!". (Jean - Paul Roux. )

Hakikatte Kur'ân'ın, fesahat, belagat ve nezâhet itibariyle üstünlüğü, müslümanları başka belagatlar aramaktan vâreste kılmaktadır. Edebî dehâların, yüksek şairlerin Kur'ân huzurunda eğildikleri bir gerçektir. Kur'ân'ın her gün daha fazla tecelli etmekte olan güzellikleri, her gün daha fazla anlaşılan, fakat asta bitmeyen esrarı, şiir ve nesirde üstat olan müslümanları, üslûbunun nezahet ve ulviyeti, huzurunda diz çökmeye mecbur etmektedir. Müslümanlar Kur'an'ı, en fasih sözlerle, en ince mânâlarla coşan kuvvetli bir nehire benzetirler." (Dr. Morris )

Ben, müslümanlığın, yarının Avrupası için mutlaka kabule değer olacağı kanaatindeyim. Aslında, Avrupa, çoktan müslümanlığı kabule başlamıştır bile...(G. Bernard Shaw )

"Kur'ân, insanların istifadesine sunulan eserlerin en büyüklerinden biridir. Kur'ân'da, büyük bir insanın hayatı ve seciyesi en açık bir şekilde görülmektedir. Carlyle: "Kur'ân'ın ulviyeti, onun cihanşümul hakikatindedir'' dediği zaman, şüphesiz doğru söylemiştir. Hz. Muhammed'in doğruluğu, faaliyeti, hakikati aramadaki samimiyeti, sonsuz azmi, hiç bir vakit sarsılmayan imanı, kendisini dinlemek İstemeyenlere ezeli hakikati dinletmek yolundaki sebatı, bana kalırsa bunlar, O'nun, o cesur ve azimkâr Peygamber'in son peygamber olduğuna en kat'i ve en emin delillerdir." (Dr. Steingas )

"Çeşitli devirlerde beşeriyeti idare etmek için Allah tarafından geldiği iddia olunan bütün inzal edilmiş semâvi kitapları tam ve etraflıca tetkik ettimse de hiç birisinde bir hikmet ve isabet göremedim. Bu kanunlar, değil bir cemiyetin, bir hane halkının saadetini bile temin edecek mahiyetten pek uzaktır. Lâkin Muhammed aleyhisselâma mensup olanların Kur'ân'ı bu sınırlamadan âzâdedir.

Ben Kur'an'ı her yönden tetkik ettim, her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Müslümanların düşmanları, bu kitabın Hz. Muhammed'in kendi eseri olduğunu iddia ediyorlarsa da en mükemmel, hatta en mütekâmil bir akılda böyle bir harikanın zuhurunu iddia etmek, hakikatlere göz kapayarak kin ve garaza alet olmak mânâsını ifade eder ki, bu da ilim ve hikmetle kâbil-i telif değildir."

"Ben şunu iddia ederim ki: Hz. Muhammed mümtaz bir kuvvettir.'

"Seninle aynı asırda bulunamadığımdan dolayı üzgünüm ey Muhammed! Muallimi ve naşiri olduğun bu kitap senin değildir; o, Allah'a aittir. Bunun ilâhî bir kitap olduğunu inkâr etmek, mevcut ilimlerin bâtıl olduğunu ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için beşeriyet, senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra da göremeyecektir. Ben yüksek huzurunda kemâl-i hürmetle eğilirim." (Prens Bismark'tan)

 

Yazar:

Kategorisi:
Makaleler & Yazılar
Gönderi tarihi: 12-11-2008
3,829 kez okundu
Block title
Block content