Ayetlerde geçen "İman edip iyi işler yapanlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir." anlamında müjdeler, cennete girdikten sonraki durumunu mu gösteriyor, yoksa ölümden itibaren kabir ve mahşer için de geçerli midir?

Soruda da işaret edildiği gibi, bu ayet Kur’an’da bir çok yerde tekrarlanmaktadır. Misal olarak aşağıda meallerini verdiğimiz ayetlerde görüldüğü üzere, Kur’an’da müjdesi verilen “korkmama -üzülmeme” vasıfları, Hz. Adem (as)’den itibaren bütün insanlar için söz konusudur.

“Biz (onlara) dedik ki: “Hepiniz oradan (cennetten yeryüzüne) inin. Eğer benden size bir hidâyet gelir de, kim hidâyetime uyarsa, artık onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Bakara, 2/38),

“Şüphesiz iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiîler, bunlardan her kim Allah’a ve âhiret gününe iman edip, salih amel işlerse elbette onlara Rableri katında mükâfat vardır. Ve onlar için korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de.”(Bakara, 2/62).

Alimler bu iki vasfın söz konusu olduğu yerlerin tayini hususunda, bazı  nüanslarla benzer görüşlere sahiptir.

  İbn Kesir’in belirttiğine göre; “onlar için korku yoktur” ifadesinden maksat, insanların mutlaka karşılaşacağı ahiret işlerinin tahakkuku sırasında, takva sahibi insanlar için korkunun olmamasıdır.  “Onlar üzülmeyeceklerdir” ifadesinden maksat ise, ahretin güzel nimetlerini gördükten sonra dünyada bıraktıkları nimetlerden ötürü üzülmezler demektir. (İbn Kesir, Bakara, 38. ayetin tefsiri)

  Razî’ye göre; “onlar için korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de” mealindeki ifadede yer alan bu iki vasıf da ahiretle alakalıdır. Buna göre, ölümden itibaren başlayan -kabir, haşir, mizan, sırat- gibi ahretin bütün safhalarında, söz konusu edilen takva sahibi salih insanlar için asla ne korku, ne de üzüntü vardır. (Razî, ilgili ayetin tefsiri)

Kaynaklarda bu korku ve üzüntünün olmaması, cennete girdikten sonra söz konusu olacağına dair bir bilgiye rastlayamadık.

“Rabbimiz Allah’tır deyip sonra da istikamet üzere doğru yolda yürüyenlere gelince, onların üzerine melekler inip: ‘hiç endişe etmeyin, hiç üzülmeyin ve size vadedilen cennetle sevinin’ derler.” (Fussilet, 41/30)

mealindeki ayetten de, üzüntü ve korkunun olmaması cennete girmeden önce söz konusudur.

 “Korkuları olmayacak ve üzülmeyecek” olanlar, iman etmişlerdir ve takva sahibidirler, tam bir iman ile ilâhî emirleri ve hükümleri ifa ve icraya devam ederler. Kendilerinden Allah rızasına aykırı bir hâl, bir durum sadır olmaması için dikkat ederler, her türlü haramdan ve şüpheli şeylerden sakınırlar. (bk. Elmalılı Hamdi, Hak Dini, Yunus, 62. ayetin tefsiri)

Elbette bunların da mahşerin bir diliminde istisnası olanlar olabilir. Ayrıca, ayette söz konusu edilen korkma ve üzülmeden maksadın -bizzat bu iki olgunun değil de- bunlara sebep olacak bir cezanın olmayacağı  manasında algılamak da mümkündür.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 10-06-2011
2,355 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content