İlgili ayetin meali:
“(Suleyman askerleriyle) karınca vadisine geldikleri zaman bir karınca: ´Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler´ dedi."(Neml, 27/18).
Hayvanların aklı olmazsa da Allah tarafından verilen ilhamla hareket edebiliyorlar. Arıya vahyeden / ilahama mazhar kılan Allah, karıncaya da, örümceğe de vahyeder / ilhama mazhar kılar. Kur’an’da bu ayetin geçtiği surenin isminin “Neml” olması, bu olayın ilahî boyutla olan ilgisine dikkat çekmektedir.
Demek ki bu hadise normal bir hadise değildir. Bilakis hususî manada sadece oradaki karıncalara mahsus bir mucize eseri olabilir. Yani, her karınca gelen insanları tanımaz ve içlerindeki duygularını okumaz. Ayette yer alan karıncanın şu “Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.” sözü, olayı daha ehemmiyetli kılmakta ve hususiyetini daha pekiştirmektedir.
Şüphesiz Allah -şuurlu şuursuz- her canlıyı kendi işini yapabilecek bir donanıma sahip kılmış ve hususî işini ona ilham etmiştir. Ancak, karıncanın gelen orduyu tanıması, kendi görev alanı içerisinde olmadığını düşünüyoruz. Hem şanlı bir peygamber, hem nüfuzlu bir sultan olan, cinlere ve şeytanlara bile emirler yağdıran, kuşların dilini bilen Hz. Süleyman (as) gibi bir harika insanın, içinde bulunduğu bir hârika olayın harikalığına şaşmamak gerekir.