İlgili ayetlerin mealleri şöyledir:
“Bunlar (münafıklar), iman edenlerle karşılaştıkları vakit "Biz de müminiz" derler. Fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında da: "Emin olun biz sizinle beraberiz, biz onlarla alay ediyoruz" derler.
Allah da kendileriyle alay eder ve azgınlıklarında onlara mühlet verir; böylece onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.” (Bakara, 2/14-15)
Soruda "azgınlıklarını artırıyor" şeklinde ifade edilen kelime ayette “Yemüddü” olarak geçer. Yemüddü kelimesi ise, “Onlara mühlet verir” demektir. “Dünyada iken hemen ceza vermez, biraz daha onlara fırsat verir, özür beyan ederlerse mazeretlerini kabul eder” şeklinde değerlendirilebilir. “Allah imhal eder, fakat ihmal etmez.” ifadesi bu gerçeğin altını çizen bir vecizedir. Yani dünyada bir süre mühlet verir, fakat ahirette mutlaka onu sorguya çeker.
Ayette geçen, Allah'ın alay etmesinden maksat, münafıkların alay etmelerinin karşılığını vermesidir. Müşâkele babından olarak, benzer lafızla, tamamen farklı mâna kasdetme söz konusudur. Mesela haylazlık ederken sinsice gülen çocuğunu tehdit eden annesi "Sen gül, ben de sana gülerim!" derken, onun gülmesinin tamamen farklı şekilde olması gibidir.
Kalbinde iman etmediği halde müslüman görünen kimseye münafık denir. Bunlara İslâm toplumunda müslüman muamelesi yapılır. Böylece:
1. İslâmın sabır ve müsamahası uygulanır.
2. Onların nesillerinden gerçek müminlerin yetişmesine imkân hazırlanır.
3. Bu münafıkları kalben iman etmedikleri ilâhî hükümlerin tatbikatına zorlamak suretiyle her an gönül azabı içinde bırakmak ve maskaralıklarının cezasını dünyada da çektirmektir. (bk. Elmalılı Hamdi, Hak Dini, ilgili ayetin tefsiri)
Şunu unutmamak gerekir ki, düşman gizli olduğu ve bilinmediği zaman daha zararlı olur. Kandırıcı olursa daha fenâ olur. Aldatıcı olursa bozgunculuğu daha şiddetli olur. İçeride olursa zararı daha büyük olur. Çünkü içerideki düşman kuvveti dağıtır, cesâreti azaltır. Dışarıdaki düşman ise aksine dayanıklılığı artırır. Münâfıklığın cinâyeti İslâm’a ve Müslümanlara pek büyük zarar verir. İşte bundan dolayı Kur’ân-ı Kerim, münafıkların vereceği zararlara dikkat çekmiş, fenâlık ve kötülüklerini ilân etmiştir. (bk. Nursi, İşârâtü’l-İ‘câz, 76-130)
Konuyla ilgili bazı ayetlerin mealleri şöyledir:
"Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, Allah'a hiç bir şekilde zarar veremezler. Allah onlara ahirette bir pay vermemek istiyor. Onlar için büyük bir azap vardır."
"İman karşılığında inkarı satın alanlar Allah'a hiç bir zarar veremezler. Onlar için acı bir azap vardır."
"Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır." (Al-i İmran Suresi, 3/176-178)