Allah, “Zikri (Kur'an) biz indirdik. Onun için Zikri biz koruyacağız.” (Hicr, 15/9) deyip Kur’an’ı koruduğu halde, Tevrat için de Zikir denildiğine göre (Enbiya, 21/105), Tevrat da korunmuş olmalı değil mi?

1) “Hiç şüphe yok ki o zikri, Kur’ân’ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz’iz.”(Hicr,15/9)

mealindeki ayette yer alan “ZİKR” kelimesi, Kur’an için kullanılmıştır. Bu konuda İslam alimleri ittifak halindedir. Buradaki Zikrin Tevrat için de kullanıldığına dair hiç bir yorum söz konusu değildir.

“Şu kesindir ki Biz Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zeburda da: “Dünyaya salih kullarım varis olacaklar. Dünya onlara kalacak” diye yazmışızdır.”(Enbiya, 21/105)

mealindeki ayette ise “ZİKR” kelimesi Tevrat için kullanılmıştır. Bazı alimlere göre bu kelime, bu ayette “levh-i mahfuz” için kullanılmıştır.(bk. Zemahşerî, Beydavî, ilgili ayetin tefsiri).

Bir ismin ortaklığı isimlenmiş olanların her konuda ortaklığını gerektirmez. Aynı adı taşıyanlardan biri yüz yıl yaşarken, biri bir yıldan sonra ölür. Aynı “Zikir” sözcüğüyle anılan Kur’an ve Tavrat, sadece “koruma” konusunda değil, muhteva açısından da son derece farklılık göstermektedir.

“ZİKR” kelimesi, Allah’ı hatırlatan, tanıtan, O’nun emir ve yasaklarını zihinlere yerleştiren kitap manasına gelir ki, iki büyük ahkam kitabı olan Tevrat ve Kur’an bu açıdan bu ortak ismi almıştır. Bu ortak vasıfta olmaları bütün diğer vasıflarında da müşterek olmalarının gerekliliğini iddia etmek hiçbir ilmî delile dayanmamaktadır. Realiteler de bunun böyle olmadığını göstermektedir. Sadece İsrail oğullarına gönderilen Tevrat’ın bütün insanlara gönderilen Kur’an ile bütün vasıflarda aynı ortak paydayı paylaştığını ileri sürenlerin bu iki kitabı da anlamadıklarını göstermektedir.

2) Allah’ın vahiyleri asırlara, insanların seviyelerine, ortadaki sosyal, kültürel ihtiyaçlara göre farklılık arz eder. Bu sebepledir ki, -bilindiği kadarıyla- 100 sayfa, dört büyük kitap ve 124.000 peygamber gönderilmiştir.  Eğer bu farklı ihtiyaçlardan olmasaydı, Hz. Adem (as)'e gönderilen sahifeler kıyamete kadar devam edecekti. İnsanlık camiasının –teşbihte hata aranmaz- ilk okul, orta okul, lise ve Üniversite çağlarına göre farklı sahife ve kitaplar gönderilmiştir.

Kur’an, en son kitap olarak ve eski bütün vahiylerin temel esaslarını içine alan kapsamlı evrensel bir vahiy olarak korunması zorunludur. Kur’an’ın varlığı sebebiyle Tevrat’ın bazı yönlerden tahrif edilmesinde vahiy olgusu bakımından bir zarara yol açmaz. Fakat en son vahiy olan Kur’an’da böyle bir bozulmanın varlığı halinde bütün semavî kitapların ortaya koyduğu hakikatlerin dayanaksız kalmasına yol açar. Çünkü, Kur’an’ın dışındaki diğer semavî kitapların hiç biri üslup ve lafzî dizayn bakımından bir mucize değildir. Kur’an ise bu yönüyle mucizeliğini ispat etmiş ve “Müheymin”(kontrol eden, gözeten) vasfıyla eski kitaplardaki hakikatleri tashih ederek onları koruduğu gibi, insanlar tarafından karıştırılan yanlışları da tashih ederek onların semavî kimliklerini muhafaza etmektedir.

Aşağıdaki ayetlerden ilkinde yer alan “Alimler ve mürşitler de Allah’ın kitabını koruma ile görevlendirilmeleri sebebiyle...” ifadesi, Tevrat’ın ilahî koruma altında olmadığını, ikinci, ayette yer alan “onu koruyacak olan da biziz” ifadesi ise Kur’an’ın ilahî korumaya alındığını açık göstergesidir:

“İçinde hidâyet ve nûr olan Tevrat’ı biz indirdik. Kendilerini Hakka teslim eden nebîler, Yahudilerle ilgili meselelerde onunla hükmederlerdi. Alimler ve mürşitler de Allah’ın kitabını koruma ile görevlendirilmeleri sebebiyle yine onunla hüküm verirlerdi.”(Maide, 5/44).

“Hiç şüphe yok ki o zikri/Kur’ân’ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biziz.”(Hicr,15/9).

Sonuç olarak “Kur’an’ın  ilahî korumaya” alınması,

“Allah seni, zarar vermek isteyen insanların şerlerinden koruyacaktır.”(Maide, 5/67)

mealindeki ayette vurgulandığı üzere, ilahî korumaya alınmış olan Hz. Muhammed (asv)’in konumuyla da çok uygun düşmektedir. Hz. Musa (asv) için böyle bir koruma söz konusu olmadığı gibi, Tevrat için de böyle bir koruma söz konusu değildir.

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategorisi:
Soru ve Cevaplar
Gönderi tarihi: 26-11-2010
3,492 kez okundu
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
  1. Nahl Suresi 32. ayette: "(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir." buyuruluyor. Burada "melekler" deniyor, can alan melek kaç tanedir?

  2. Fatıma Mushafı nedir? Böyle bir şey var mıdır; varsa da bu nasıl mümkün olabilir?

  3. “(Kurtuluş) ne sizin kuruntularınıza, ne de Ehl-i kitab’ın kuruntularına göre olacaktır” (Nisa 123) ayetinde geçen “siz” den maksat Müslümanlar mıdır?

  4. "Muhakkak ki muttakîler cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. Doğruluk makamında güçlü bir hükümdarın katındadırlar" (Kamer 54; 54-55) Ayetlerin manasını açıklar mısınız?

  5. Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

  6. “Biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha, 97) ayetine göre, Altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?

  7. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bir ksımının günümüzde uygulanamayacağı söylenmektedir. Bu konuda nasıl düşünmeliyiz?

  8. Meryem suresinin 71. ayeti kerimesinde cehennem için "içinizden oraya girmeyecek kimse kalmayacak" buyruluyor. Müminler dahi girecek mi?

  9. Madem ki şahit getiremediler, onlar Allah katında yalancılardır (Nur 13), ayetine göre yalancı şahit getirselerdi, doğru mu söylemiş olacaklardı?

  10. Abese suresinin 15-16. ayetlerinde "erdemli katipler"in Kuran'ı yazmasından mı bahsedilmektedir? Ayetlerde kastedilen mana nedir?

Block title
Block content
güven doğru (doğrulanmadı)

ALLAH(CC) İNDİNDE DİN İSLAMDIR.(3/9)ayeti ile önce indirilmiş dinlerin geçersiz olduğunu,islamın geçerli olduğunu,islamın uygulanabilmesi için kitabının da muhafaza edilmesi gerekli olduğundan,korunacağı beyan etmektedir ALLAH(CC).(3/9)