Hz. Peygamber Hayber savaşı sırasında zehirlenmiştir. Bu savaş Hicrî 7. yılın başlarında vuku bulmuştur. (el-Butî, Fıkhu’s-Sîre, s. 329)
Hz. Enes ve Hz. Aişe’den yapılan rivayetlere göre, Hz. Peygamber bu zehirlemeden sonra hayatı boyunca zaman zaman bu zehirin etkisiyle hasta oluyordu, vücuduna ateş basıyor, acı hissediyor ve sıkıntı çekiyordu. (İbn Hacer, 10/247)
Hz. Aişe’nin rivayetinde şu ifadelere yer verilmiştir: “Resulullah(a.s.m) ölüm hastalığı içinde iken bana ‘Ey Aişe! Hayberde yediğim(zehirli) yemeğin acısını hep hissedegeldim. Şimdi ise, onun tesiriyle sırtımın/şahdamarımın koptuğunu hissediyorum’ buyurdu”(Buharî, Magazî, 83; İbn Hacer, 8/131).
Buna göre, Hz. Peygamber bu zehirlemeden yaklaşık üç-dört yıl sonra vefat etmiştir. Bu da Hz. Peygamberin korumasını vâd eden Maide Suresinin 67. ayetinin bir mucize olduğunun ayrı bir yansımasıdır. Çünkü bir zehir ki, üç-dört yıl sonra dahi tesirini göstermişse, dört yıl boyunca sebepler dairesinde olması gereken bu öldürücü tesirini askıya alan ancak Allah olabilir. Bu ise onun verdiği sözünü yerine getirdiğinin bir göstergesidir.
Bu aynı zamanda sebeplerin bağımsız olarak hiç bir etkilerinin olmadığını, Allah’ın izni olmadan onların hiç bir şeyin oluşmasına katkılarının bulunmayacağını göstermektedir. Kim bilir belki de Rahman ve Rahim olan Allah, habib-i ekremine nübüvvet, velayet ve şahadet mertebesini bir araya toplayarak huzuruna almak istediği için o zehirin etkisini de vefatına bir vesile kılmıştır.