AKIL (*)
*Akıl; Sözlükte; “men’etmek, engellemek, alıkoymak, bağlamak, sığınmak ve tutmak” gibi anlamlara gelir. Akıl terim olarak düşünmek, duyu vâsıtalarıyla idrâk etmek sûretiyle bilinmesi mümkün olan şeyleri bilme ve anlama gücü. İyiyi kötüden ayırt etme kabiliyyeti. Varlığın hakikatını idrâk melekesi. Maddî olmayan fakat maddeye te’sir eden cevher. Kur’ân-ı Kerîm’de toplam 49 yerde zikrolunan “akıl”; bilgi edinmeye yarayan bir güç ve doğru düşünmenin ölçüsü olarak sunulmuştur. (Diyânet)
67/ el-Mülk -10- Ve derler ki: "Şâyet kulak vermiş, yahud aklımızı kullanmış olsaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"
*AKLI KULLANMAK
2/ el-Bakara -73- İşte bundan dolayı, o sığırın bir parçası ile o ölüye vurun, dedik. ALLÂH ölüleri işte böyle diriltir ve size âyetlerini gösterir, belki aklınızı başınıza toplarsınız.
164- Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, ALLÂH'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgârları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette ALLÂH'ın birliğine deliller vardır.
170- Onlara: "ALLÂH'ın indirdiğine uyun" dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız" dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?
171- O kâfirlerin hâli, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.
242- İşte akıllarınız ersin diye, ALLÂH size âyetlerini böylece açıklıyor.
3/ Âl-i İmrân -65- Ey Kitap ehli! İbrâhîm hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrât da, İncîl de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?
6/ el-En’âm -32- Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki âhiret yurdu ALLÂH’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
151- De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını Biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere ALLÂH'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye ALLÂH size bunları emretti.
7/ el-A’râf -169- Derken kitabı (Tevrât'ı) mîras alan bozuk bir nesil bunların yerini aldı. Bize nasıl olsa mağfiret edilecek diyerek, şu alçak dünya malını alıyorlar, yine onun gibi bir mal ve rüşvet gelse onu da alırlar. ALLÂH'a karşı hakk’tan başka bir şey söylemeyeceklerine dâir kendilerinden o kitabın hükmü üzere mîsâk alınmamış mıydı? Ve onun içindekileri okuyup öğrenmemişler miydi? Oysa âhiret yurdu ALLÂH’dan korkanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
10/ Yûnus -16- De ki, "Eğer ALLÂH dileseydi ben onu size okumazdım. O da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yıllarca bulundum. Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?"
11/ Hûd -51- "Ey kavmim! Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir. Artık akıllanmayacak mısınız?"
12/ Yûsuf -109- Senden önce gönderdiğimiz Peygamberler de o memleketlerin halkındandı, onlar da kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi. Şimdi o yerlerde şöyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin âkıbetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya!... Elbette âhiret yurdu müttakîler için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?
13/ el-Ra’d -4- Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır. Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır.
16/ en-Nahl -12- Geceyi, gündüzü, güneş’i ve ay’ı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.
67- Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da hem içecek, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.
21/ el-Enbiyâ -66- (İbrâhîm) dedi: "O halde, ALLÂH'ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara mı tapıyorsunuz?"
67- "Size de, ALLÂH'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun, siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?"
22/ el-Hac -46- Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl sînelerin içindeki kalbler kör olur.
23/ el-Mü’minûn -80- Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?
24/ en-Nûr -61- A'mâ’ya güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına mâlik olduğunuz yerlerden, yahud dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman ALLÂH tarafından mübârek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. İşte ALLÂH düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar.
25/ el-Furkân -44- Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahud akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
26/ eş-Şu’arâ -28- Mûsâ devamla şöyle söyledi: "Şâyet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbi’dir."
28/ el-Kasas -60- Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vâsıtası ve debdebesidir. ALLÂH katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi?
29/ el-Ankebût -35- Andolsun ki Biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.
43- İşte Biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.
30/ er-Rûm -24- Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır.
36/ Yâsîn -62- Böyle iken o(şeytan) sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?
68- Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?
37/ es-Sâffât -137-138- Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harâb olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?
40/ el-Mü’min -67- O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alâka”dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. ALLÂH bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.
45/ el-Câsiye -5- Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, ALLÂH’ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgârları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır.
49/ el-Hucurât -4- (Resûlüm!) Sana odaların arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir.
57/ el-Hadîd -17- Biliniz ki ALLÂH yeryüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık.
59/ el-Haşr -14- Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Halbuki kalbleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.
-Akıl bir hadi ve mürşide muhtaçtır. En yüksek mürşid ise Allâh kelâmıyla Enbiyâ irşâdıdır. (Elmalılı Tefsiri)
(Bkz: Ulül-Elbâb)