VESVESE

VESVESE (*)

*Vesvese (a.i.); işkil, şüphe, kuruntu.

-Akla gelen kötü, bozuk fikir. Aslı; kadınların ziynetlerinin sesi ve gizli ve alçak sesle fısıldamak demek olan “vesves” sözünden gelir (Râgıb el-İsfehâni)

3/ Âl-i İmrân -154- Sonra o kederin peşinden üzerinize bir güven duygusu indirdi. Sizden bir kısmını bürüyen tatlı bir uyku hâli verdi. Bir kısmınız ise can derdine düşmüş, ALLÂH hakkında câhiliyye devrindekine benzer, gerçek dışı şeyler düşünüyorlar: “Bu işin kararlaştırılmasında bizim yetkimiz mi var? Ne gezer!” diye söyleniyorlardı. De ki: “Bütün yetki ve karar ALLÂH’ındır” Onlar aslında içlerinde, sana karşı açığa vuramadıkları bir şeyler saklıyor ve kendi aralarında: “Bu emir ve komuta işinde bir payımız olsaydı, şimdi burada olmaz, öldürülmezdik” diyorlardı. De ki: Siz evlerinizde dâhi olsaydınız haklarında ölüm takdîr edilenler, mutlaka düşüp ölecekleri yerlere doğru çıkacaklardı. ALLÂH, sizin içinizde olanı sınamak ve kalblerinizi her türlü vesveseden ve kirden arındırıp pırıl pırıl yapmak içindir ki bunu başınıza getirdi. ALLÂH sînelerin özünü dâhi bilir.

7/ el-A’râf -16-17- “Öyle ise” dedi, “Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım.” “Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın!”

Şeytanın insanlara sağdan, soldan, önden, arkadan yaklaşması; insanlara farklı farklı vesveseler vermesidir. Kimine; “sen çok günahkârsın bir de namaz kılıyorsun”diye ümitsizlik verip ibâdetten soğutarak, kiminin inanç ve i’tikadına şüphe düşürerek, kimine eğer sâlih biri ise onu ibâdetlerine güvendirerek, kimilerini Allâh’ın avf ve mağfiretinin bol olması hasebiyle günah işlemeye teşvîk ederek, kiminin kader hususunda kalbini bulandırarak vesvese verir. Farzlara ve sünnetlere sımsıkı sarılarak “eûzübesmele”yi dilden düşürmemeli. “Size bir emanet bırakıyorum ki ona sımsıkı sarılırsanız yolunuzu şaşırmazsınız" düsturunca yaşamaya çalışmalı. Bu insanlara imtihandır. Bu sınanma son nefese kadar devam edecek. Rabbimiz kazananlardan eyleye.

20-21- Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edeb yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: “Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir” diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dâir yemin üstüne yemin etti.

200- Her ne zaman şeytandan sana bir vesvese gelecek olursa, hemen ALLÂH’a sığın. Çünkü O çok iyi işiten çok iyi bilendir.

201- Muhakkak ki ALLÂH’dan korkanlar kendilerine şeytandan bir vesvese geldiğinde; ALLÂH’a sığınmayı hatırlarlar, derhâl basîretlerine sahip olurlar.

202- Şeytanların kardeşleri ise onları sapıklığa sürüklerler, sonra bir daha yakalarını bırakmazlar.

8/ el-Enfâl -11- Düşman korkusundan gözünüze uyku girmediği için o vakit ALLÂH, inâyeti ile güven ve sükûnet vermek için sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini, vesvesesini sizden gidermek, kalblerinize kuvvet vermek ve savaş meydanında ayaklarınızı sabit kılmak için gökten üzerinize su indiriyordu.

17/ el-İsrâ -47- Onlar senin okuyuşunu dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kulis yaparken insanlara: “Siz, sadece sihir te’sirinde kalmış birinin peşinde gidiyorsunuz, aklınızı kullanın!” diye fısıldaşarak vesvese verdiklerini pekiyi biliyoruz.

20/ Tâ hâ -120- Ama şeytan ona vesvese verip dedi: “Âdem! İster misin sana ebedîyet (ölümsüzlük) ağacını, zamanın geçmesiyle zevâl bulmayan bir devlet ve saltanatı göstereyim?”

22/ el-Hac -52- Senden önce hiçbir Resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temennî ettiği zaman, şeytan onun bu temennîsine dâir vesvese vermiş olmasın. Ama ALLÂH, şeytanın vesvesesini giderir. Sonra ALLÂH, âyetlerini sağlamlaştırır. ALLÂH, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

53- ALLÂH, şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalblerinde hastalık bulunanlar ile kalbleri katı olanlara bir imtihan vesîlesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin bir ayrılık içindedirler.

114/ en-Nâs -1- De ki: İnsanların Rabbine,

2- İnsanların yegâne Hükümdârına,

3- İnsanların İlâhına sığınırım.

4- O sinsi şeytanın şerrinden

5- O ki insanların kalblerine vesvese verir,

6- O şeytan, cinlerden de olur, insanlardan da.

Yazar:

Kategorisi:
V
Gönderi tarihi: 04-04-2011
2,143 kez okundu
Block title
Block content