En'âm Sûresi'nin 143. âyetinde geçen "Semâniyete ezvâc" cümtesindeki "ezvâc" kelimesi, Türkçe tefsir sahibi büyük alim Hamdi Yazır'ın dışındaki hemen hemen bütün türkçe meâllerde "çiftler" olarak tercüme edilmiş, "semâniyete ezvâc" cümlesi "sekiz çift" olarak Türkçeye aktarılmıştır. Konunun, daha ziyade arapçadaki "zevc" lafzının, türkçedeki "çift" kelimesinin karşılığı olduğu üzerindeki hatalı ısrardan doğduğu kanaatindeyiz. Arapçada "zevc-ezvâc" kelimelerinin tahlilî yapıldığı zaman, "semâniyete ezvâc" cümlesini "sekiz çift" diye tercüme etmeye hiç de gerek olmadığı anlaşılacaktır.
KELİMENİN TAHLİLİ:
Ayette geçen "ezvâc", "zevc"in çoğuludur. Bir başka gramer deyimiyle, "zevc", "ezvâc"ın müfredidir. Ancak bu kelimenin arab dilindeki kullanılış biçimi farklıdır. Luğatta, aralarında üreme hasıl olabilen iki şeye ya da onlardan her birisine "ezvâc" denir. Bir başka ifadeyle, cinsinden arkadaşı bulunan şeylere "zevc" denir (1).
Müfred olan "zevc" kelimesi tek başına olduğu, yani yanında arkadaşı olmadığı zaman "eş" mânâsındadır (2).
Eğer türünden birisi daha yanında varsa, o takdirde herbirisinde "zevc" (eş) denildiği gibi ikisine de "zevc" (çift) denir. Çiftlerden herbiri birer "zevc" olmaları hasebiyle ikisi için "zevcân" tâbiri de kullanılır (3).
Çiftlerden herbirisi için "zevc" ikisi için "zevcân-zevceyn" tâbirinin kullanıldığına en büyük delil konumuz olan âyet-i kerimedir(4).
Müfessir Kurtubî'ye göre arablar, bir başkasının varlığına muhtaç olan her şey için "zevc" ifadesini kullanırlar, örneğin, erkek için "zevc" kullanıldığı gibi kadına da "zevc" denir. Bir başka deyimle, "zevc" lafzı hem müfred hem de tesniye için kullanılır. Karı-koca için ya da aralarında tenasül münasebeti olan iki şey için "Hüma zevcâni" (onlar birer eştir) diyebileceğimiz gibi, "Hüma zevcâni" (onlar çifttir) de diyebiliriz. Nitekim arabçada "eşittir" anlamına gelen "sevaün" ve "seyyani" kelimeleri de böyledir. "İkisi eşittir" demek için "Hüma sevaün" ve "Hüma seyyani" diyebiliriz (5).
Oysa Türkçede durum aynı değildir. Meallerimizde "zevc"in tam karşılığı olarak kabul edilen "çift" kelimesi "iki" anlamını veriyor. İki çift, dört tane demektir. Sekiz çift, onaltı adettir. "Bu klinikte, ayda oniki çift muayeneden geçiyor" dediğimiz zaman, karı koca olmak üzere yirmidört kişinin muayene edildiğini ifade etmek istiyoruz.
KUR'ÂN'DAKİ İFADELER ve MÜFESSİRLERİN GÖRÜŞLERİ
1) "Ezvâc" ya da "zevceyn" kelimelerinin geçtiği âyetlere dikkatle bakıldığı zaman, bu kelimelerin "çiftler" ya da "iki çift" anlamına gelmedikleri görülecektir. Allahu Teâlâ, En'âm 141. ve 142. âyette nimetlerini sayarken, çardaklı ve çardaksız üzüm bahçelerini çeşit çeşit ürün veren hurma, zeytin, nar ve ekinleri yarattığını, kimi hayvanları yük için, kimini de etinden ve sütünden istifade için yarattığını beyan etmektedir. Ancak müşrikler, bazen erkek hayvanları, bazen dişi hayvanları, bazen de yavrularını haram kabul ediyorlardı (6).
Allah, aynı sûrenin 143. ve 144. âyetlerinde onların bu yersiz tutumlarını yeriyor ve şöyle buyuruyor: "Sekiz eş (semâniyete ezvâc) yarattı. Koyundan iki, keçiden iki. De ki, Allah iki-erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahminde bulunanları mı? Eğer doğru iseniz bana ilimle haber veriniz ve deveden iki, sığırdan iki..."
Âyetlerde dört çift, erkek ve dişileri olan sekiz tür hayvan nazara verilmektedir. 141. âyette nimet olarak yaratılan hayvanlar sayılırken yük için yaratılanlar, et ve tüyünden istifade için yaratılanlar olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Sonra "semâniyete ezvâc" ifadesiyle, bunlar da sekiz kısma ayrılmıştır. Zira yük taşıyanlar, ya deve, ya da sığırdır. Tüyünden ve etinden istifade edilenler de, ya koyun, ya da keçidir. Bunlar da, ya dişi olurlar, ya da erkek, tamamı sekiz cinstir (7).
Yani sekiz eştir. Bir başka İfadeyle sekiz tane hayvandır. Küçükbaş hayvan gurubunun erkekleri koç ve teke, dişileri koyun ve keçidir. Büyükbaş hayvan gurubunun erkekleri cemel ve sevr (erkek deve ve öküz), dişileri de nâka ve bakara (dişi deve ve inek)'dir (8).
Erkek ve dişi olarak birbirine eş olan sekiz hayvan için, ya da koyun, keçi, deve ve sığır olarak zikredilen dört çift için (9) "sekiz çift" ifadesini kullanmak doğru olmasa gerek.
2) Birçok müfessirimizin belirttiğine göre "semâniyete ezvâc" "semâniyete efrad" mânâsındadır (10).
Daha evvel de ifade edildiği üzere, birbirine eş olan ferdlerin her birisine "zevc" denildiği gibi, ikisine birden de "zevc" (çift) denir. O halde arabçadaki her "zevc" kelimesinin Türkçeye "çift" olarak tercüme edilmesi hatalıdır. Erkek dişinin zevci olduğu gibi, dişi de erkeğin zevcidir.
Kur'ân-ı Kerim, Hz. Peygamber (a.s.m) azatlısı Zeyd'le konuşmasını hikâye ederken "emsik aleyke zevcek" (eşini yanında tut), diyor (11).
Bu ve benzeri birçok yerdeki "zevc" kelimesinin "çift" mânâsında kullanılmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurulduğu zaman, "semâniyete ezvâc" cümlesini "sekiz eş" diye tercüme etmenin daha İsabetli olduğu görülecektir.
3) "ezvâc" kelimesini "esnaf" mânâsında kullanmak da mümkündür. O takdirde "semâniyete ezvâc" cümlesi "sekiz sınıf" ya da "tür" olarak tercüme edilebilir. Koyundan erkek ve dişi olmak üzere iki sınıf, keçiden iki sınıf, deveden iki sınıf ve sığırdan da iki sınıf, toplamı sekiz sınıf olur (12).
Nitekim Necm, 45. ve Kıyâme 39. âyette geçen "zevceyn" kelimesi sınıf-tür mânâsında tefsir edilmiştir (13).
Bu iki âyette ve Zariyât 49. âyette geçen "zevceyn"den maksat birbirinin eşi durumunda olan dişi ve erkektir.
Çünkü "zevceyn" kelimesi iki âyette (Necm, 45. Kıyâme, 39) "ezzekere ve'l-Ünsâ" ifadesiyle açıklanmıştır.
Eğer bunlar "iki çift" diye ve "Allah yarattı iki çifti; erkeği, dişiyi şeklinde tercüme edilirse hatadan hali olmayacaktır. Doğrusu şöyle olabilir: "Allah erkek ve dişi olmak üzere iki eşi (ya da cinsi) yarattı" (Necm, 45 - Kıyâme, 39).
Öte yandan Allahu Teâlâ "ve min külli şey'in halakna zevceyni" diyor (14).
Buradaki "zevceyn" Türkçeye "iki çift" olarak tercüme edildiği zaman, Allah'ın iki ayrı çift, yani dört tür yarattığı anlaşılacaktır. Oysa Allah erkek ve dişi diye iki tür yaratmıştır. Şu halde âyeti, "her şeyden çift yarattık", ya da, "her şeyi çift olarak yarattık" şeklinde tercüme etmek daha isabetli olabilir.
4) Zemahşeri'ye göre, tek olan bir nesnenin, yanında cinsinden biri bulunmak şartiyle "zevc" diye adlandırılması, camın (bardağın), içinde şarab bulunduğu zaman ke's (kadeh) diye adlandırılmasına benzer (15).
Bu duruma göre, arabçada bir kişiye ya da nesneye "zevc" denildiği zaman, başkasının eşi olduğu içindir. Buna göre "zevc" eş, mânâsında, "zevceyn" ise "iki çift" değil "iki eş" mânâsında olur.
ÂYETLE İLGİLİ OLARAK TÜRKÇE MEALLERİN DURUMU
1) Hasan Basri Çantay (r.h), En'âm 143. âyetini "Allah sekiz çift yarattı: koyundan iki çift, keçiden de iki çift... Deveden de iki, sığırdan da iki çift yarattı." şeklinde tercüme etmiştir. "Çift" sözcüğü "iki eş" anlamına geldiğine göre iki çift, dört eş olur. Sekiz çift, 16 adet demektir. Oysa hayvanların tamamı sekiz ferddir.
2) Bir komisyon tarafından tercüme edilen ve Suudi Arabistan hükümetince basılan meâlde "Semâniyete ezvâc" cümlesi, aynen Hasan B. Çantay gibi tercüme edilmiştir. Keza, Necm 45. âyetinde geçen "zevceyn" kelimesi, "iki çift" diye Türkçeye aktarılarak benzer hataya düşülmüştür. Aynı mealde, Kıyâme, 39. âyeti, "Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi yarattı. " şeklinde i-sabetli olarak tercüme edilmiştir. Yine "zevceyn" kelimesinin geçtiği Zâriyât, 49. âyet tercüme edilirken, "çift" kelimesinin sebeb olacağı yanlış mânâya meydan vermemek için âyet, "her şeyden çift çift yarattık" şeklînde Türkçeye aktarılmıştır.
3) Ömer Nasuhi Bilmen, Prof. Süleyman Ateş ve A. Fikri Yavuz gibi meâl sahibleri "semâniyete ezvâc" âyetini birbirine yakın mânâlarla tercüme etmişlerdir: "Allah sekiz çift yarattı. Koyundan iki, keçiden iki.. Deveden iki, sığırdan iki..." Bilmen, Necm, 45. âyetini "iki çift erkek ve dişiyi o yarattı" şeklinde tercüme ederken, aynı anlamdaki Kıyâme, 39. âyetini "erkek ve dişi iki sınıfı var kıldı." diyerek daha isabetli davranmıştır.
Fikri Yavuz, Necm, 45 ve Kıyâme, 39. âyetlerini "gerçekten O'dur, erkeği ve dişiyi iki eş yaratan" şeklinde güzel bir tercüme yapmıştır. Halbuki, "semâniyete ezvâc" âyeti de "sekiz eş olarak tercüme edilebilirdi. Prof. Süleyman Ateş, Necm 45. ve Kıyâme 39. âyetlerini "O yarattı iki çifti, erkeği ve dişiyi" şeklinde tercüme etmiştir. Oysa "O yarattı iki eşi, erkeği ve dişiyi" şeklinde tercüme edilebilirdi. Aynı tercüme hatası, Zâriyât 49. âyette de yapılmıştır. Prof. Süleyman Ateş ve Bilmen, âyeti "Her şeyden iki çift yarattık" şeklinde tercüme ederken, Fikri Yavuz, "her şeyden çift çift yarattık" diyerek "zevceyn" kelimesinin Türkçe karşılığı olan "iki çift" deyimini kullanmaktan kaçınmıştır. Halbuki, "Her şeyden çift yarattık", ya da, "her şeyi çift yarattık" şeklinde tercüme edilebilirdi.
4) Diyanet İşleri Başkanlığı yayını, Hüseyin Atay ve Yaşar Kutluay'ın meâlinde "semâniyete ezvâc" âyeti (16) "Allah sekiz çift hayvan yarattı" şeklinde tercüme edilmiştir, Adları zikredilen çiftler sayıldığında sekiz değil dört çift olduğu görülmektedir. Kıyâme ve Necm surelerinde geçen "zevceyn" kelimesine "iki cins" mânâsı verilerek tercüme daha İsabetli olmuştur.
5) Celal Yıldırım, "Tefsirli Kur'ân Meâli"nde "semaniyete ezvâc" âyetini "Allah sekiz çift (dişili erkekli sekiz dâvâr) yaratmıştır" şeklinde tercüme ettikten sonra yazdığı dipnotta "zevc" kelimesini şöyle açıklamıştır: "Zevc, yanında eşi bulunan her bireye verilen cins bir isimdir" (17).
Zevcin mânâsı bu olunca, onu Türkçeye ille de "çift" diye tercüme etme alışkanlığının nerden kaynaklandığını araştırmak gerekir.
Bunlardan başka, burada isimlerini teker teker sayamayacağımız bir çok meâlde (ki İzmirli İsmail Hakkı, Ahmed Davudoğlu ve Yeni Asya Yayınlarının yayınladığı meâller bunlardandır), "semâniyete ezvâc" âyeti "sekiz çift" diye tercüme edilmiştir. Oysa meâl sahibleri, âyette geçen hayvan çiftlerini saydıklarında sekiz yerine dört çift bulacaklardır. "Zevc" kelimesini Türkçeye "çift" diye tercüme edenler, ya tercümelerini düzeltmelidirler, ya da "çift" kelimesine yeni bir anlam bulmalıdırlar.
İSABETLİ MEALLER:
1) Büyük Müfessir Elmalı'lı Hamdi Yazır: "semaniyete ezvâc" (18) âyetini tefsir ederken "zevc" kelimesini "çift" diye tercüme etmenin mahzurlarına dikkat çekerek şöyle diyor: "Zevc, cinsinden bir diğeriyle bulunan demektir ki, bunlardan her biri diğerine nazaran zevc, kendi kendine ferd olarak adlandırılır. Buna göre zevc, ikisinin değil, ikisinden birinin diğerine göre ismidir, ikisine "zevcân-zevceyn" denilir. Şu halde zevc, bizim "çift" dediğimiz değil, "eş" yani bir çiftin herbir tekidir. Meselâ sekiz çift, dediğimiz zaman "onaltı" anlaşılır. "Semaniyete ezvâc" ise, âyette beyan olunduğu üzere ikisi koyun, ikisi keçi, ikisi deve ve ikisi sığır olmak üzere erkek ve dişi toplam dört çift, fakat sekiz zevcdir" (19).
"Zevc" ve "zevceyn" ile ilgili bu güzel bilgisine dayanan Yazır, Necm 45. âyetini "erkeği, dişiyi iki eş yaratan O'dur" (20) şeklinde tercüme etmiştir. Keza Kıyâme 39. âyetinin tefsirinde daha güzel bir üslup kullanarak, "yaptı ondan iki eşi erkek ve dişi" (21) diye tercüme etmiştir. Gerçekten de zevc ve zevceyn kelimelerini Türkçeye "çift" ya da "iki çift" diye tercüme yerine, "eş" ya da "iki eş" olarak tercüme etmek ne kadar isabetlidir!
2) Cemil Said tarafından osmanlıca olarak yapılan Kur'ân tercümesinde "semâniyete ezvâc" âyeti, "dört çift ve sekiz baş hayvan vardır" şeklinde tercüme edilerek "sekiz çift" deyiminin Türkçemizde ifade ettiği mahzurdan kaçınılmıştır. Yine aynı mahzur için Kıyâme, 39. âyeti, "Allah bundan bir çift (erkek ve kadını) yarattı" şeklinde tercüme edilerek, "zevceyn" ifadesi "iki çift" olarak değil "bir çift" olarak kabul edilmiştir. İsabetli olan da budur.
3) İngilizce tefsirli bir meâl yazarı olan Yusuf Ali, İngilizce "çift" mânâsına gelen "pair" sözü günün anlatımda ifade edeceği mahzurları önlemek amacıyla "semaniyete ezvâc" âyetini en az hata ile şöyle tercüme etmiştir: "(Take) eight (head of cattle) in (four) pairs. (sekiz baş hayvanı dört çift olar; yarattı.) (22).
SONUÇ:
Gerek "semaniyete ezvâc", gerek diğer sûrelerde geçen "zevceyn" kelimelerini "çift-iki çift" olarak tercüme etmek okuyucuyu asıl mânâdan uzaklaştıracaktır. Bu itibarla zevc kelimesini "eş" diye ve "zevceyn" kelimesini de "iki eş", ya da, "çift" olarak tercüme etmek daha isabetli olur kanaatindeyiz.
KAYNAKLAR
1) Ahmed Savi, Hâşiyetü Celâleyn, II, 42, Matbaa-i Amire 1318 H.İst.
2) Araf, 19; Tâhâ, 17; Ahzâb, 37; Bakara, 102; Enbiya, 90.
3) Zemahşeri, el-Keşşaf, 11,73, Neşru Edebi'1-Havza, Tahran, tarihsiz.
4) En'âm, 143.
5) Kurtubi, Ahkâmü'i-Kur'ân, VII, 113, Beyrut, ofset.
6) İbnu Kesir, Tefsir, II, 190, Beyrut 1987.
7) Mustafa Meraği, Tefsir, VII, 53, Mısır 1970.
8) Zemahşeri, cI-Keşşâf,II, 73.
9) Alusi, Ruhu'1-Maâni,VIII, 40.
10) Tabressi, Mecmau'i-Beyan, IV, 581, Beyrut 1986.
11) Ahzâb, 37.
12) Tabresi, Mecma, IV, 581; Kurtubi, Tefsir, VII, 113; Sabuni, Tefsir, I, 424.
13) Zemâhşeri, Keşşâf, IV, 664; Tabressi, Mecma, IX, 276.
14) Zâriyât, 49.
15) Zemahşeri, Keşşaf, II, 73.
16) En'âm, 143.
17) Celal Yıldırım, Tefsirli Kur'ân-ı Kerim Meâli, I,297.
18) En'âm, 143.
19) Hamdi Yazır, Hak Dini, III, 2072.
20) Hamdi Yazır, a.g.e, VII, 4611.
21) Hamdi Yazır, a.g.e., VIII, 5486.
22) Yusuf Ali, The Holy Qur'ân, Pıtman press, Bath (İngiltere)