TESBÎH & ALLÂH’I TESBÎH ETMEK

TESBÎH (*) & ALLÂH’I TESBÎH ETMEK

*Tesbîh; yüzmek, akmak, gitmek, bir işi bitirmek, geçimi için çalışıp çabalamak, koşuşturmak, uyumak, sakınmak, dinlemek, yeri kazmak ve çok söz söylemek anlamlarındaki ‘s-b-h’ kökünden türeyen tesbîh kavramı, din ıstılâhı olarak; Sübhanallâh (Allâh'ı noksan sıfatlardan tenzîh ederim) demek ve namaz kılmak anlamına gelir. Arab dilinde tesbîh; bir şeyi ta’zîm ederek kötülüklerden ve noksanlıklardan tenzîh etmek demektir.

"Sübhanallâh", eş ve çocuk isnâdı, zulüm, âcizlik, ortağı bulunma…vb. ilâhlıkla bağdaşmayan her türlü noksan sıfatlardan Allâh'ı tenzîh ederim, demektir.

Kur'ân'da bu kavram çeşitli formlarda 92 âyette kullanılmış ve bu kavramla bütün meleklerin, mü’minlerin, akıllı insanların, göklerde ve yerde bulunan her şeyin Allâh'ı tesbihleri söz konusu edilmiştir.

İnsanların tesbîhi gibi meleklerin tesbîhi de, Sübhanallâh diyerek Allâh'ı takdîs ve tenzîh etmek (Müslim, Zikir, 84) ve namaz kılmaktır (Taberî, I, 1/211).

Tesbîh kavramı, Kur'ân'da "Sübhanallâh", "Sübhâneke", "Sübhânehu", "Sübhâne Rabb'î", "Sübhâne Rabb'ina", "Sübhânellezî..", ifadeleri ile; Allâh’dan başka ilâhları, Allâh'a çocuk isnâdını, Allâh ile cinler arasında soy birliği iddiâ’sını, Hıristiyanların Hazreti Îsâ’yı ve rahiplerini, Yahûdîlerin hahamlarını Allâh’dan ayrı Rab kabul etmelerini reddetmek, maddî ve mânevî nimetler karşısında Allâh'a şükretmek ve O'nu yüceltmek için söylenmeyecek, yapılmayacak ve olmayacak bir söz, iş ve isnâd karşısında "hâşâ", "hayır" anlamında `reddetme ifadesi' ve duâ’ cümlesi olarak kullanılmıştır. Birçok âyette Allâh'ın tesbîh edilmesi emredilmiştir. (Diyânet)

-Allâh Teâlâyı tenzîh etmek, yani zât-ı akdesini i’tikâden ve kavlen ve amelen layık olmayan her türlü şaibeden arı ve uzak tutmaktır. (Elmalılı Tefsiri)                                                                           

3/ Âl-i İmrân -41- Zekeriyyâ: "Rabbim! (oğlum olacağına dâir) bana bir alâmet ver" dedi. ALLÂH da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, işâretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbîh et".

13/ el-Ra’d -13- Gök gürültüsü O'na hamd ile, melekler de O'nun korkusundan dolayı O'nu tesbîh ederler. O yıldırımlar gönderir, onunla dilediğini çarpar. Onlar ALLÂH hakkında mücâdele edip duruyorlar. Oysa ALLÂH'ın çarpması pek çetindir.

20/ Tâ hâ -130- O halde, dediklerine sabret; güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbîh et. Gecenin bir kısım vakitlerinde ve gündüzün etrâfında da tesbîh et ki hoşnutluğa eresin.

21/ el-Enbiyâ -19- Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar O'nundur. Katında olanlar O'na kulluk etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar.

20- Gece gündüz (hep ALLÂH'ı) tesbîh ederler, usanmazlar.

25/ el-Furkân -58- Sen, ölümsüz ve dâima diri olan ALLÂH'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbîh et. Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter.

32/ es-Secde -15- Bizim âyetlerimize öyle kimseler îmân eder ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbîh ederler de büyüklük taslamazlar.

33/ el-Ahzâb -42- Ve O'nu sabah akşam tesbîh edin.

50/ Kâf -39- Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güneşin doğuşundan önce (sabah namazını) ve batışından önce de (öğle ve ikindi namazalarını kılarak) Rabbini Hamd ile tesbîh et.

40- Gecenin bir kısmında ve secdelerin ardından da O’nu tesbîh et.

52/ et-Tûr -48- Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbîh et.

49- Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında da O'nu tesbîh et.

56/ el-Vâkı’a -74- Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt.

96- Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbîh et.

57/ el-Hadîd -1- Göklerde ve yerde bulunan her şey ALLÂH'ı tesbîh etmektedir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

76/ el-İnsân -25- Sabah akşam Rabbinin ismini tesbîh et.

87/ el-A’lâ -1- Rabbinin yüce adını tesbîh et.

 

Yazar:

Kategorisi:
T
Gönderi tarihi: 04-04-2011
4,858 kez okundu
Block title
Block content