6/ el-En’âm -52- Sırf ALLÂH’ın rızasını dileyerek sabah akşam Rablerine duâ’ edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değiller. Onları yanından kovduğun takdir de zalimlerden olursun.
11/ Hûd -29- "Ey kavmim! Ben sizden herhangi bir mal mülk istemiyorum. Benim mükâfatım ancak ALLÂH'a aittir. Ve ben O’na îmân edenleri kovacak değilim. Onlar elbette Rablerine kavuşacaklar. Fakat ben de sizi câhillik eden bir kavim olarak görüyorum."
30- "Ey kavmim, ben onları etrâfımdan kovacak olursam, ALLÂH'dan beni kim kurtarabilir? Siz hiç düşünmez misiniz?"
26/ eş-Şu’arâ -114- Hem ben îmân edenleri kovmaya memur değilim.
-Tardün; hafife alarak küçümseyerek(birini veya bir şeyi) yerinden koparıp ayırmak ve uzaklaştırmak(kovmak). Fiil olarak; onu hafife alarak, küçümseyerek, yerinden koparıp ayırdım, uzaklaştırdım, kovdum anlamında ‘teradtühu’ şeklinde kullanılır. (Arabça’da) ‘Etradehussultan’; sultan onu ülkesinden çıkardı ve konakladığı ya da yerleştiği her yerden kovulmasını emretti, demek. (Râgıb el-İsfehâni)