SÛRELERİN KELİME ANLAMI
1/ el-Fâtiha- Mekke döneminde nâzil olmuştur. Yedi âyettir. Kur’ân-ı Kerîm’in ilk sûresi olduğu için “başlangıç” anlamına gelen “Fâtiha” adını almıştır. Sûrenin ayrıca, “Ümmü’l-Kitab (kitab’ın özü)” “es-Seb’ul-Mesânî (tekrarlanan yedi âyet)”, “el-Esâs, el-Vâfiye, el-Kâfiye, el-Kenz, eş-Şifâ, eş-Şükr, es-Salât" gibi başka adları da vardır. Kuran’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye layık bir tek ALLÂH’ın varlığı, O’nun hâkimiyeti, tek ma’bûd oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilir.
Fâtiha sûresi aynı zamanda baştanbaşa eşsiz güzellikte bir duâ’, bir yakarıştır. Fâtiha-i şerifeyi okuyup bitirince “Âmin” denilmesi de bir sünnettir.
-“Fâtiha’yı okuyup anlayanlar bununla müteşâbihlerin inceliklerini de idrâk edebilirler.” (Rûhu’l Beyân)
2/ el-Bakara- Medîne döneminde nâzil olmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara” (sığır) kelimesinden alır. Sûre, İslâm hukûkunun ana konularıyla ilgili pek çok hüküm içermektedir.
“Bakara sûresine ‘Kur’â’nın çadırı’ anlamındaki ‘Fustatu’l Kur’ân’ denilmiştir. Abdullâh bin ömer sekiz yılını bu sûrenin öğrenimi ile geçirmiştir. (Rûhu’l Beyân)
3/ Âl-i İmrân- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. “Eman, Kenz, Ma’niyye, Mücâdele, Sûre-i istiğfar, Tayyibe” dahi denir. Kur’ân’da sûre-i Bakara ile bu sûreye “Zehraveyn” tesmiye (ad koyma, isim verme)edildiği vâki’dir. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir. (Elmalılı Tefsiri)
4/ en-Nisâ- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. Nisâ; kadınlar, demektir.
5/ el-Mâide- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 120 âyettir. Sûre adını, 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; verilen sözlerin yerine getirilmesi, İsrâiloğullarının sözlerinde durmamaları, Hıristiyanların yanlış inançları, dünyaya düşkünlükleri ve yolsuzlukları, müslümanlar için bazı ta’limât, uyarı ve dinî hükümler konu edilmektedir.
“Mâide: yemekli sofra demektir.” (Elmalılı Tefsiri)
6/ el-En’âm- Mekke döneminde nâzil olmuştur. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medîne’de nâzil olmuştur.165 âyettir. Adını 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm; koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir. Sûrede başlıca; tevhîde, adâlete, Peygamberliğe, âhirete dâir mes’eleler ile, küfrün ve bâtıl inançların reddi, ve bazı temel ahlâk kuralları konu edilmektedir.
7/ el-A’râf- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 163-170. âyetlerin Medîne döneminde nâzil olduğunu söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre adını, 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır. El-A’râf; yüksek yerler, yüksek mevki’ler demektir. Sûrede temel konu olarak; ilâhi vahyin doğruluğu ve vahye duyulan ihtiyaç işlenmektedir.
8/ el-Enfâl- Medîne döneminde hicretin ikinci yılında Bedir savaşından sonra nâzil olmuştur. 75 Âyettir. Sûre, adını ilk ayetteki "el-Enfâl" kelimesinden almıştır. Enfâl; savaş ganîmeti, demektir. Sûrede başlıca; savaş, özellikle Bedir savaşı sonrası elde edilen ganîmetleri, bunların kimlere ve nasıl pay edileceği konu edilmektedir.
9/ et-Tevbe- Son iki âyet hariç Medîne döneminde, Peygamber Efendimiz-aleyhisselâm-’ın irtihaline yakın bir zamanda nâzil olmuştur. 129 âyettir. Sûre adını, ALLÂH’ın kullarının tevbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye “Berâe sûresi” adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir. Sûrenin başına besmelenin yazılmamış oluşunu bazı âlimler, onun bir önceki sûrenin devamı mâhiyyetinde oluşu ile açıklamışlardır. Sûrede başlıca; yaptıkları andlaşmalara bağlı kalmayan düşmanlarla ilişkilerin kesilmesi, andlaşmalara bağlı kalanlara karşı ise andlaşmalara bağlı kalınmasının gerekliliği; Kur’ân’ın müslümanlar üzerinde oluşturduğu etki ve Hazreti Peygamber -sallâllâhüaleyhivesellem-‘in müslümanlar adına duyduğu endişe söz konusu edilmektedir.
10/ Yûnus- 40,94,95 ve 96. âyetler Medîne döneminde, diğerleri Mekke döneminde nâzil olmuştur. 109 âyettir. Sûrede temel konu olarak ALLÂH’ın rahmetinin gazabına üstün olduğu vurgulanmaktadır. Sûrede; Yûnus, Nûh ve Mûsâ Peygamberler-aleyhisselâm-ile bunların kavimlerinin kıssalarına yer verilmektedir. Sûre, adını içindeki Yûnus -aleyhisselâm-kıssasından almıştır.
11/ Hûd- Mekke döneminde nâzil olmuştur.123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd Peygamberden almıştır. Sûrede başlıca; tevhîd, Peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı Peygamberlerin kıssalarıyla desteklenmektedir.
12/ Yûsuf- Mekke döneminde döneminde nâzil olmuştur. 111 âyettir. Bu sûrede Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmakta ve inananlar için faydalı öğütler, önemli mesajlar verilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur. Ahsen-el Kasas(kıssaların en güzeli)olarak Kur’ân’ı Kerîm’de zikredilir.
13/ el-Ra’d- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 43 âyettir. Sûre adını, 13. âyette geçen “Ra’d” kelimesinden almıştır. Ra’d; gök gürültüsü demektir. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın birliği, Peygamberlik, öldükten sonra dirilmek ve hesap ile müşriklerin İslâm hakkında ortaya attıkları şüpheler konu edilmektedir.
14/ İbrâhîm- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 52 âyettir. İçinde Hazreti İbrâhîm’den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır. Sûrede başlıca; îmânın temel konuları olan ALLÂH’a îmân, Peygamberlere îmân, öldükten sonra dirilme ve hesap ele alınmaktadır.
15/ el-Hicr- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 99 âyettir. Sûre, adını 80. âyette geçen “Hicr” kelimesinden almıştır. Hicr; Medîne’nin kuzeyinde vaktiyle Semûd kavminin yaşadığı bir yerin adıdır. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın birliği, Peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve hesap konuları, Peygamberlerin, çeşitli zamanlarda azgınlara ve inkârcılara karşı verdikleri mücâdeleler çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu sûrede ayrıca ilâhi kitapların kendisiyle kemâle erdiği Kur’ân’ın her türlü tahrif ten korunacağı hükmü de yer almaktadır.
16/ en-Nahl- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. En-Nahl; bal arısı demektir. Sûrede başlıca; kâinatta ALLÂH’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, vahiy, öldükten sonra dirilme gibi konular yer almaktadır.
17/ el-İsrâ- 26-32-33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medîne döneminde, diğerleri Mekke döneminde nâzil olmuştur. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mi’râc yolculuğunda, Hazreti Peygamberin -sallâllâhüaleyhivesellem- bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.
18/ el-Kehf- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 28. âyetin Medîne döneminde inzal olduğu da rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf; mağara demektir. Sûrede temel konu olarak; inançları sebebiyle öldürülmekten kurtulmak için bir mağaraya sığınan gençlerin mucizevi hâlleri, ayrıca Hazreti Mûsâ ile Zül-karneyn konu edilmektedir.
19/ Meryem- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 98 âyettir. Bazı müfessirlere göre 58 ve 71. âyetler Medîne döneminde inmiştir. Sûre, Hazreti Meryem’in oğlu Îsâ-aleyhisselâm-’ın nasıl dünyaya geldiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. Sûrede başlıca; tevhîd inancını yerleştirmek amacıyla bazı Peygamberlerin kıssaları ve kıyamet sahneleri konu edilmektedir.
20/ Tâ hâ- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır. Sûrede; ALLÂH’ın Peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işâret edilmekte, Hazreti Peygamber-aleyhisselâm- teselli edilerek Peygamberlik görevini mutlaka en güzel şekilde başaracağı müjdelenip kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar îzâh edilmektedir.
21/ el-Enbiyâ- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 112 âyettir. Enbiyâ; Peygamberler demektir. Sûre, temel konu olarak Peygamberlerden, onların tevhîd dava’sı uğrunda verdikleri mücâdelelerden bahsettiği için bu adı almıştır.
22/ el-Hac- Âyetlerinin çoğu Mekke’de, bir kısmı ise Medîne döneminde nâzil olmuştur. 78 âyettir. Hac ibâdetinden bahsettiği için bu adı almıştır. Sûrede ayrıca; kıyamet gününün dehşetinden, kıyamet günü yaşanacak sahnelerden, cihaddan ve helâk edilmiş eski toplumlardan söz edilmektedir.
23/ el-Mü’minûn- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 118 âyettir. Sûre adını, birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. Mü’minûn; mü’minler demektir. Müşriklere son uyarı niteliğindeki bu sûrede, mü’minlerin zafere ulaşacakları, kötülerin cezaya çarptırılacağı konu edilmektedir.
24/ en-Nûr- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; bireysel ve toplumsal hayatla ilgili çeşitli hüküm ve prensipler, özellikle aile hayatına dâir esaslar yer almaktadır.
25/ el-Furkân- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 68-70. âyetlerin Medîne döneminde indiği konusunda bir rivayet de vardır. 77 âyettir. Sûre adını, ilk âyette geçen “el-Furkân” kelimesinden almaktadır. Furkân; hakk ile bâtılı birbirinden ayıran, demek olup Kur’ân’ın isimlerinden biridir. Sûrede temel konular olarak; Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’ın tüm insanlığa gönderildiği, onun, tebliğ sırasında karşılaştığı zorluklar ve şirkin kökünün kazınacağı, geçmiş ümmetlerin hayatlarından bazı örnekler de verilerek ele alınmaktadır.
26/ eş-Şu’arâ- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. Şu’arâ; şâirler demektir. Sûrede başlıca; Mûsâ, İbrahîm, Nûh, Hûd, Sâlih ve Şu’ayb Peygamberlerin-aleyhisselâm- kıssaları dile getirilmekte, müşriklerin, Kur’ân’ın vahiy dışı bir kaynağa dayalı olduğu iddiâ’larına karşılık, onun bir vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, söz konusu kaynakların Kur’ân üzerinde hiçbir etkisinin bulunamayacağı ifade edilmektedir.
27/ en-Neml- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 93 âyettir. Sûre, adını, 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml; karınca demektir. Sûrede başlıca; Süleymân -aleyhisselâm-ve Sebe’ melikesi, Belkıs kıssası ile Sâlih ve Lût Peygamberler-aleyhisselâm- konu edilmekte, ayrıca mü’minlerin kurtuluşa ereceği, İslâm karşıtlarının kötü âkıbetleri, öldükten sonra dirilmek ve kıyamet dile getirilmektedir.
28/ el-Kasas- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 88 âyettir. Sûre adını, 25. âyette geçen “el-Kasas” kelimesinden almıştır. Kasas; kıssalar anlamında olup Kur’ân’da geçen kıssa ve olaylar için kullanılır. Sûrede başlıca; Hazreti Mûsâ-aleyhisselâm-’ın çocukluğunu, Peygamber oluşunu, Mûsevîleri Mısır’dan çıkarmasını ve Firavun ile ordusunun boğulmasını kapsayan süreç anlatılmaktadır. Ayrıca küfre saplanıp maddî servet ve kudrete bel bağlamanın kötü âkıbetini vurgulamak üzere Kârûn kıssasına yer verilmektedir.
29/ el-Ankebût- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût; örümcek demektir. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın birliği, Peygamberlik, öldükten sonra dirilme gibi temel inanç konuları ile, Nûh, İbrahîm, Lût ve Şu’ayb-aleyhisselâm- gibi Peygamberlerin ibret dolu kıssaları konu edilmektedir. Yine Âd ve Semûd gibi kavimlerle Kârûn ve Hâmân gibi tarihin azgın liderlerinin başlarına gelenlere dikkat çekilmektedir.
30/ er-Rûm- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 60 âyettir. Sûre adını, ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; kıyametin hâllerinden, ALLÂH’ın kudretine ve birliğine delâlet eden kevnî mes’eleler ile Kureyş kabîlesinin İslâm’a karşı olumsuz tutumu konu edilmiştir.
31/ Lokmân- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 34 âyettir. Sûre, adını 12. ve 13. âyetlerde anılan Hazreti Lokmân’dan almıştır. Sûrede başlıca; Hazreti Lokmân’ın oğluna öğütleri, tevhîd, Peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve haşr konularına dikkat çekilmekte, kıyamet günü için hazırlıklı olunması öğütlenmektedir.
32/ es-Secde- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 30 âyettir. Sûre adını, mü’minlerin ALLÂH’a secde etmelerinden bahseden 15. âyetten almıştır. Sûrede ayrıca; ALLÂH’ın kudretinden, âhiret gününden, kitaplardan, Peygamberlerden ve insanın yaratılışından söz edilmektedir.
33/ el-Ahzâb- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb; gruplar, demektir. Sûrede başlıca; Hendek ve Benî Kureyza savaşları ile aile hayatına dâir bazı hükümler konu edilmektedir.
34/ Sebe’- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 54 âyettir. Sûre adını, 15. âyette geçen “Sebe’” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba); Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabîlenin adıdır. Sûrede başlıca; müşriklerin âhireti inkâr etmeleri, Dâvûd ve Süleymân Peygamberlerin kıssaları ve müşriklerin Hazreti Muhammed-aleyhisselâm-’ın Peygamberliği hakkındaki bazı şüpheleri konu edilmektedir.
35/ Fâtır- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 45 âyettir. Sûre adını, birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır; yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de bilinir. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın varlığına ve birliğine işâret eden kâinat olayları, öldükten sonra dirilme, ALLÂH’ın nimetleri ve mü’minle kâfir arasındaki fark konu edilmektedir.
36/ Yâ Sîn- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır. Sûrede başlıca; insanın ahlakî sorumlulukları, vahiy, Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’ı yalanlayan Kureyş kabîlesi, Antakya halkına gönderilen Peygamberler, ALLÂH’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir.
37/ es-Sâffât- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât; sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca; meleklerden, cinlerden kıyamet ve âhiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahîm, İsmâîl, İshâk, Mûsâ, Hârûn, İlyâs, Lût ve Yûnus Peygamberin-aleyhisselâm- kıssalarına yer verilmektedir.
38/ Sâd- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın birliği, müşriklerin inkârları ve sapıklıkları sebebiyle azabı hak etmiş oldukları, Dâvûd, Süleymân, Eyyûb, İbrâhîm, İshâk, İsmâîl, Elyesa’ve Zü’l-Kifl Peygamberlerin kıssaları, Dâvûd Peygamber’in hakemliği ve Hazreti Peygamberin temel görevi konu edilmektedir.
39/ ez-Zümer- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir. Sûrede başlıca; göklerde ve yerde ALLÂH’ın birliğini gösteren deliller, mü’minlerin cennete, kâfirlerin cehenneme sevk edilecekleri konu edilmekte; kullar, ölüm gelip çatmadan ALLÂH’a yönelmeye çağrılmaktadır.
40/ el-Mü’min- 56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde nâzil olmuştur. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır. Mü’min; inanan kimse demektir. Âyette sözü edilen Mü’min, Firavun ailesinin; gizlice îmân eden ve çevresindekileri hakk’ka yönlendirmeye çalışan bir ferdidir. Ayrıca sûre, ALLÂH’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. Ğâfir, bağışlayan demektir. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın birliğini gösteren bazı delillere yer verilerek kıyametle ilgili tasvirler yapılmaktadır.
41/ Fussilet- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’ân âyetlerini niteleyen “Fussilet” ifadesinden almıştır. Fussilet; genişçe açıklandı, demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm, es-Secde” diye de bilinir. Sûrede başlıca; hakk’ka davet, bâtılda ısrar edenlerin uyarılması, vahyin insanlar üzerindeki ahlâkî ve mânevî etkileri konu edilmektedir.
42/ eş-Şûrâ- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ; danışma demektir. Sûrede başlıca; müslümanların işlerini kendi aralarında danışma yoluyla yürüttükleri, ayrıca kâinatta ALLÂH’ın birliğini gösteren deliller ve kıyamet gününün hâlleri konu edilmektedir.
43/ ez-Zuhruf- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zühruf” kelimesinden almaktadır. Zühruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir. Sûrede başlıca; tevhîd, îmân ve vahyin getirdiği hakikatler ile insanların bu hakikatlere ters düşecek şekilde sırf geçici dünya menfaatlerine bağlanarak sergiledikleri çelişki vurgulanmakta, bâtıla karşı çıkan ve hakk’kı tutan şahsiyetler olarak İbrahîm, Mûsâ ve Îsâ Peygamberlerden-aleyhisselâm- söz edilmektedir.
44/ ed-Duhân- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 59 âyettir. Sûre, adını onuncu âyette geçen “duhân” kelimesinden almıştır. Duhan; duman demektir. Sûrede başlıca; Kur’ân’ın indirilişi, müşriklerin ona karşı tutumu, Firavun ve halkının başlarına gelen azablar, Kureyş’in Hazreti Peygamberi yalanlaması, iyilerin ve kötülerin karşılaşacakları âkıbet konu edilmektedir.
“Kur’ân-ı Kerîmin nasıl mübârek bir gecede nâzil olduğunu ve o gecenin ehemmiyetini anlatır.”
45/ el-Câsiye- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 37 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye; diz üstü çöken demektir. Sûrede başlıca; Kur’ân’ın indirilmesi, dış âlemde ALLÂH’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, ALLÂH’ın kullarına bahşettiği nimetler, İsrâiloğullarının kendilerine verilen nimetlere inkâr ve isyanla karşılık vermeleri konu edilmektedir.
46/ el-Ahkâf- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 35 âyettir. Sûre, adını 21. âyette geçen “Ahkâf” kelimesinden almıştır. Ahkâf, sûrede sözü edilen “Âd” kavminin yaşadığı Yemen’de bir bölgenin adı olup, uzun ve kıvrımlı kum yığınları demektir. Konusu îtibâriyle bir önceki sûrenin devamı niteliğindedir.
47/ Sûre-i Muhammed- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 38 âyettir. Sûre, adını Peygamber Efendimizin, ikinci âyette geçen adından almıştır. Sûre ayrıca yirminci âyette geçen “el-Kıtâl” kelimesinden dolayı “Kitâl sûresi”, diye de anılmaktadır. Sûrede temel konu cihad olmak üzere başlıca; savaş, esirler, ganîmetler ve münâfıkların durumu konu edilmektedir.
48/ el-Fetih- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “Fetih” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; hicretin altıncı yılında Hazreti Peygamber-aleyhisselâm- ile Mekke’li müşrikler arasında gerçekleşen Hudeybiye andlaşması, cihad, savaştan geri kalan münâfıklar ve Mekke’nin fethedileceği müjdesi konu edilmektedir.
49/ el-Hucurât- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 18 âyettir. Sûre, adını dördüncü âyette geçen “Hucurât” kelimesinden almıştır. Hucurât; odalar demektir. Burada Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’ın aile efradıyla birlikte ikâmet ettiği odalar kastedilmektedir. Sûrede başlıca; mü’minlerin, gerek Hazreti Peygambere karşı, gerek kendi aralarında uymaları gereken bazı görgü ve ahlâk kuralları konu edilmektedir.
50/ Kâf- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 45 âyettir. Sûre, adını başındaki “Kâf” harfinden almıştır. Sûrede başlıca; İslâm inancının temel esasları çerçevesinde, ALLÂH’ın birliğinin delilleri, Peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve geçmişteki inkârcı kavimlerin (toplulukların) başlarına gelen felâketler, uğradıkları azablar konu edilmektedir.
51/ ez-Zâriyât- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât; esip savuran rüzgârlar demektir. Sûrede başlıca; öldükten sonra hesap için toplanma, inkârcıların âhirette karşılaşacakları azab, mü’minlere verilecek mükâfatlar, ALLÂH’ın varlığını ve birliğini gösteren kevni deliller konu edilmektedir.
52/ et-Tûr- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr; dağ demektir. Burada Hazreti Mûsâ-aleyhisselâm-a ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir. Sûrede başlıca; âhiret hâlleri, kâfirlerin karşılaşacakları ceza, mü’minlerin mükâfatları konu edilmekte ve müşriklerin Hazreti Peygamber-aleyhisselâm- hakkındaki bâtıl iddiâ’ları reddedilmektedir.
53/ en-Necm- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 62 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm” kelimesinden almıştır. Necm; yıldız demektir. Sûrede başlıca; Kur’ân’ın vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, herkesin yaptığının karşılığını göreceği, ALLÂH’ın kudretinin delilleri konu edilmektedir.
54/ el-Kamer- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 55 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Kamer” kelimesinden almıştır. Kamer; ay demektir. Sûrede ana fikir olarak, Kur’ân’ı yalanlayanlar, çeşitli azab ve helâk örnekleri de verilerek uyarılmaktadır.
55/ er-Rahmân- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 78 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan ve ALLÂH’ın sıfatlarından biri olan “er-Rahmân” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın nimetleri, birliğini ve kudretini gösteren kâinat delilleri ve günahkârların kıyamette karşılaşacakları korku ve şiddet konu edilmektedir.
56/ el-Vâkı’a- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 96 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Vâkı’a” kelimesinden almıştır. Vâkı’a; gerçekleşen, meydana gelen olay demektir. Burada kıyameti ifade etmektedir. Sûrede başlıca; kıyametin kopmasından önceki ve sonraki dehşetli haller ve insanların amellerine göre içinde yer alacağı gruplar konu edilmektedir.
57/ el-Hadîd- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd; demir demektir. Sûrede başlıca; tüm kâinatın ALLÂH’a ait olduğu ve kâinatta dilediği gibi tasarruf edeceği, ALLÂH’ın dinini yüceltmek için can ve mal ile mücâdelenin gerekliliği, dünya hayatının geçiciliği ve aldatıcılığı konu edilmektedir.
58/ el-Mücâdele- Medîne döneminde nâzil olmuştur.22 âyettir. Sûre, adını ilk âyette sözü edilen olaydan almıştır. Mücâdele; münâkaşa etmek, tartışmak demektir. Bir adamın “zıhâr” yaptığı karısı, Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’a gelerek onu şikâyet etmiş ve Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-la da tartışmıştı. Sûrede başlıca; zıhâr, zıhâr keffareti gibi bazı dinî hükümler ile birtakım görgü kuralları ve mü’minlerin inanmayanlara karşı takınmaları gereken tavır konu edilmektedir.
59/ el-Haşr- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 24 âyettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen “el-Haşr” kelimesinden almıştır. Haşr; toplamak demektir. Sûrede başlıca; Medîne’de yaşamakta olan ve Hazreti Peygamberle yaptıkları andlaşmaya ihanet ederek İslâm toplumunu ortadan kaldırmak üzere Mekkeli müşriklerle ittîfak yapan Nadiroğulları’nın Medîne’den topluca sürülmesi hâdisesi ile Yahûdîlerle andlaşma yapan münâfıklar konu edilmektedir.
60/ el-Mümtehine- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye andlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medîne’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecâzen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir. Sûrede başlıca; ALLÂH için sevmek, ALLÂH için buğz etmek ve müslümanlarla kâfirler arasındaki ilişkilere dâir bazı uyarılar konu edilmektedir.
61/ es-Saff- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 14 âyettir. Sûre, adını 4. âyette geçen “saff” kelimesinden almıştır. Saff; sıra, dizi demektir. Sûrede başlıca; ALLÂH yolunda cihadın fazîleti konu edilmektedir.
“Bu sûrenin başlıca mündericâtı;
1- İnsanların ciddî olup sözlerinin işlerine muhalif olmamasını ihtar.
2- Mûsâ -aleyhisselâm-’ın kavmi tarafından eziyetlere mârûz kalmış olduğunu beyânla Peygamber Efendimize teselli.
3- Hâtem-ül Enbiyâ Efendimizin dünyaya teşrif edeceğine dair Îsâ aleyhisselâmın tebşiratta bulunmuş olduğunu beyân.
4- Müslümanların da Havariyyûn gibi kendi dinlerinin intişârına yardım etmelerini emr.
5- Hakiki ticâretin îmândan ve Allâh yolunda cihaddan ibâret olduğunu beyân.”
62/ el-Cum’a- Medîne döneminde döneminde nâzil olmuştur.11 âyettir. Sûre, adını 9. âyette geçen “el-Cumu’a” kelimesinden alır. Sûrede başlıca; Hazreti Muhammed –aleyhisselâm-’ın Peygamber olarak gönderilişi, Yahûdîlerin ALLÂH’ın dininden yan çizmeleri ve Cum’a namazı ile ilgili bazı hükümler konu edilmektedir.
63/ el-Münâfikûn- Medîne döneminde döneminde nâzil olmuştur. 11 âyettir. Sûre, münâfıkların genel karakter ve özelliklerinden bahsettiği için bu adı almıştır.
64/ et-Teğâbün- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 18 âyettir. Sûre, adını 9. âyette geçen “et-Teğâbün” kelimesinden almıştır. Tegâbun; aldanma demektir. İnanmayanların aldanışları, kıyamet gününde açıkça ortaya çıkacağı için bugüne “Yevmü’t-Teğabün (aldanma günü)” denmiştir. Sûrede başlıca; mü’min olsun, kâfir olsun herkesin eksiklik ve kusurlarının kıyamet günü açığa çıkacağı konu edilmektedir.
“Bazı aile efrâdının insan için bir düşman, bir fitne, bir iptilâ olduğunu ihtar ve afüvkârane muameleye teşvik” (Ö.N. Bilmen)
65/ et-Talâk- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 12 âyettir. Sûre, adını işlediği konudan almıştır. Talâk; boşamak demektir. Sûrede talâk ile ilgili diğer bazı hükümler konu edilmektedir.
66/ et-Tahrîm- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 12 âyettir. Sûre, adını Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’ın, helâl olan bir şeyi kendisine haram kıldığından söz eden ve “Tahrîm Âyeti” diye adlandırılan birinci âyetten almıştır. Tahrîm; haram kılmak demektir. Sûrede başlıca; Hazreti Peygamber’in eşleriyle olan bazı münâsebetleri ile, mutlu bir aile yuvasının oluşturulmasının temel prensipleri konu edilmektedir.
67/ el-Mülk- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 30 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mülk” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; ALLÂH’ın azâmeti, ALLÂH’ın birliğinin delilleri ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenlerin âkıbetleri konu edilmektedir.
68/ el-Kalem- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Kalem” kelimesinden almıştır. “Nûn” sûresi diye de anılır. Sûrede başlıca; Hazreti Muhammed -aleyhisselâm-’ın Peygamberliğinin isbâtı ve mü’minler ile kâfirlerin âkıbetleri konu edilmiştir.
69/ el-Hâkka- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyeti oluşturan “el-Hâkka” kelimesinden almıştır. Hâkka; mutlaka gerçekleşecek olan kıyamet demektir. Sûrede başlıca; Kıyameti inkâr edenlerin görecekleri cezalar ve mü’minler ile kâfirlerin dehşetli kıyamet günündeki hâlleri konu edilmektedir.
70/ el-Meâric- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 44 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyetteki “el-Me’âric” kelimesinden almıştır. Me’âric; yükselme yolları demektir. Sûrede başlıca; Mekke müşriklerinin inkâr, inat ve azgınlıkları, insan tabiatının bazı yönleri, ölüm ötesi hayatın gerçekliği konu edilmektedir.
71/ Nûh- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 28 âyettir. Sûrede başlıca; Nûh -aleyhisselâm-’ın mücâdeleleri ve Nûh Tûfânı konu edilmektedir. Sûre, adını konusundan almıştır.
72/ el-Cin- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 28 âyettir. Ağırlıklı olarak cinlerden bahsettiği için “Cin sûresi” adını almıştır. Sûrede ayrıca tevhîd, Peygamberlik ve öldükten sonra dirilmek gibi mes’eleler konu edilmektedir.
73/ el-Müzemmil- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 20 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Müzzemmil” kelimesinden almıştır. Müzzemmil; örtünüp bürünen demektir. Sûrede başlıca; Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’ın ibâdet ve taat hayatı konu edilmiştir.
74/ el-Müddesir- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 56 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Müddessir” kelimesinden almıştır. Müddessir; tıpkı bir önceki sûrenin adı olan müzzemmil gibi, örtünüp bürünen demektir. Sûrede başlıca; Hazreti Peygamber -aleyhisselâm-’ın tebliğ ve davetle görevlendirilmesi, müşriklerin ona karşı çıkması ve onların cehennemle uyarılması konu edilmektedir.
75/ el-Kıyâme- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 40 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Kıyâme” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca; öldükten sonra dirilme ve ceza, ölüm sırasında insanın durumu ve kâfirlerin âhirette karşılaşacağı zorluklar konu edilmektedir.
76/ el-İnsân / ed-Dehr- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 31 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “İnsan” kelimesinden almıştır. Aynı âyette geçen “ed-Dehr” kelimesinden dolayı Dehr sûresi diye de anılır. Dehr; zaman demektir. Sûrede başlıca; âhiret hayatıyla ilgili mes’eleler ve özellikle takvâ sahiplerinin cennette kavuşacakları çeşitli nimetler konu edilmektedir.
77/ el-Mürselât- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 50 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mürselât” kelimesinden almıştır. Mürselât; gönderilenler demektir. Sûrede başlıca; kıyametin, hesap ve azabın gerçekleşeceği, ALLÂH’ın kudreti ve günahkârların âkıbeti konu edilmektedir.
-Allâh Resûlünün kıldığı enson namaz akşam namazıdır. O namazda el-Mürselât sûresini okumuştur. (İhya-u Ulûmi’d-Din)
78/ en-Nebe’- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 40 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “en-Nebe’” kelimesinden almıştır. Nebe’; haber, demektir. Sûrede ölüm ötesi hayatın varlığını ispat çerçevesinde, kıyamet, öldükten sonra dirilme ve hesap için toplanma konularına yer verilmektedir.
79/ en-Nâzi’ât- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 46 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “en-Nâziât” kelimesinden almıştır. Nâziât burada, “ruhları çekip alan melekler” demektir. Sûrede başlıca; tevhîd, Peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve hesap konu edilmektedir.
Bu sûre de Mûsâ -aleyhisselâm- ile Firavun’un kıssasını beyân ile tesliyet (teselli) i’tâ’ (verme).
80/ Abese- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 42 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Abese” fiilinden almıştır. Abese; yüzünü ekşitti, demektir. Sûrede başlıca; i’tikad, Peygamberlik, ALLÂH’ın kudreti ve kıyamet hâlleri konu edilmektedir.
81/ et-Tekvîr- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 29 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “küvviret” fiilinin mastarından almıştır. Tekvîr; dürmek demektir. Sûrede başlıca; kıyamet, vahiy ve Peygamberlik konuları ele alınmaktadır.
82/ el-İnfitâr- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 19 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “İnfetarat” fiilinin mastarından almıştır. İnfitâr; yarılmak demektir. “İnfitâr”, “inşikâk”demek ise de başlangıcı olmak daha ziyade yaraşır. Melâikenin nüzulü için semânın inşikâk etmeğe başlamasıdır. Semânın terkîbi, ecsâmın nizâmı bozularak âlemin harabe yüz tuttuğu zamandır.
83/ el-Mutaffifîn- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 36 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Mutaffifîn” kelimesinden almıştır. Mutaffifîn; ölçüde ve tartıda hîle yapanlar demektir.
84/ el-İnşikâk- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 25 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “inşakka” fillinin mastarı olan “İnşikâk” kelimesinden almıştır. İnşikâk; yarılmak demektir.
85/ el-Bürûc- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 22 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Bürûc” kelimesinden almıştır. Bürûc; burçlar demektir.
86/ et-Târık- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 17 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “et-Târık” kelimesinden almıştır.
-Târık, aslında "tark" kökünden ism-i fâildir. Tark, bir ses işitilecek şekilde şiddetle vurmak, çarpmaktır. Bu asıl mânâsından genişletilerek bunun gerektirdiği birçok mânâda kullanılmıştır. "Çekiç" ve "çomak" mânâsına "mıtraka" bu köktendir. Yol mânâsına gelen "tarîk" da bundan türetilmiştir. Zira yolcular ona ayak vururlar. Buna göre "târîk", esâsen "tokmak vurur gibi şiddetle vuran" demek olduğu halde sonra ayak vurmak, yol tepmek mânâsıyla lûgat örfünde yola giden yolcuya isim olmuş ve bu mânâda yaygın şekilde kullanılarak hakikat olmuştur. Sonra "gece gelen" mânâsında özelleşmiştir ki geceleyin gelip kapı çalan veya gönül hoplatan ziyâretçi mânâsını ifade eder. Mastarı "tark" ve "turuk"tur. Sonra bu mânâdan genişletilerek her ne olursa olsun geceleyin ortaya çıkıp göze, gönüle çarpan her şeye, hattâ hayâlî görüntülere dâhi târık denilmiştir. Nitekim Şâir: "O hayâl gördü ve hiçbir tarafa meyletmedi. Oysa kervanlarımızı hızlandırma açısından gece kadar etkili bir şey yoktur" demiştir. Bizim zihne çarpmak tâbirimiz de bu türdendir. Bir de Târık, özellikle sabaha karşı doğan sabahyıldızına da denir. (Elmalılı Tefsiri)
87/ el-A’lâ- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 19 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan ve ALLÂH Teâlâ’yı niteleyen “el-A’lâ” kelimesinden almıştır. A’lâ; en yüce, demektir.
88/ el-Ğâşiye- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 26 âyettir. Sûre adını, birinci âyetteki “el-Gâşiye” kelimesinden almıştır. Ğâşiye; kaplayıp bürüyen demektir.
89/ el-Fecr- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 30 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Fecr” kelimesinden almıştır. Fecr; tan yerinin ağarması vakti demektir.
90/ el-Beled- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki “el-Beled” kelimesinden almıştır. Beled; şehir, belde demektir.
91/ eş-Şems- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş-Şems” kelimesinden almıştır. Şems; güneş demektir.
92/ el-Leyl- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 21 âyettir. Leyl; gece demektir.
93/ ed-Duha’- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 11 âyettir. Duhâ; kuşluk vakti demektir.
-“İhtar! Vedduha’ Sûresinin hâtimesinde ve sonra Kur’ân’ın âhirine kadar her sûrenin hâtimesinde tekbîr sünnettir.” (Elmalılı Tefsiri)
94/ el-İnşirâh- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 8 âyettir. İnşirah; açılmak, genişlemek demektir.
95/ et-Tîn- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 8 âyettir. Tîn; incir demektir.
96/ el-Alâk- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 19 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “alâk” kelimesinden almıştır.
-Alâk, aleka'nın çoğulu olarak sayılmıştır. Beydâvî demiş ki: "İnsan" kelimesi, çoğul mânâsında olduğu için çoğul yapılmıştır. "Kamus" ve şerhlerinden anlaşıldığına göre aslında lûgatta alek maddesi, yapışıp ilişmek mânâsına vaaz edilmiştir. Ve mutlak şekilde ilişken ve yapışkan nesneye de denir. Bundan her türlü kana ve kırmızı kana ve özellikle uyuşuk kana “alek” denilmiş. Kandan bir kısım olması îtibâriyle veya doğrudan doğruya ilişiklik mânâsı ile Rahimdeki tutuğa da aleka denilmiştir. Yapışkanlığından dolayı sülük ve kuyu makarasına ve ipine ve makarasının iliştirilip ipi geçirilen takıntısına ve işlek yola da “alek” denilir. Bütün bunlar maddî mânâdır. Bunlardan başka alek, rûhanî ve mânevî olarak "alâka" gibi aşk ve sevgi mânâsına geldiği de lûgatta açıklanmıştır. (Elmalılı Tefsiri)
97/ el-Kadr- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 5 âyettir. Sûre, kadir gecesini anlattığı için bu adı almıştır. Kadr; azâmet ve şeref, demektir.
98/ el-Beyyine- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 8 âyettir. Beyyine; apaçık delil, demektir.
-Beyyine ma’lûm ki nûr gibi kendisi beyin gayet açık olup başkasını da beyan eden açıklatan demektir. (Elmalılı Tefsiri)
99/ ez-Zilzâl- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 8 âyettir. Zilzâl; sarsıntı, deprem, demektir.
100/ el-Âdiyât- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 11 âyettir. Âdiyât; hızlı koşan atlar, demektir.
101/ el-Kâri’a- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 11 âyettir. Kâri’a; vuran, çarpan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan şey demektir. Burada, kıyamet gününü ifade etmektedir.
102/ et-Tekâsür- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 8 âyettir. Tekâsür; mal, mülk ve çoluk çocuğun çokluğuyla övünmek, demektir.
103/ el-Asr- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 3 âyettir. Asr; çağ, ikindi vakti, uzun zaman demektir.
104/ el-Hümeze- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 9 âyettir. Hümeze; insanları arkadan çekiştiren, ayıplayan kimse demektir.
105/ el-Fil- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 5 âyettir. Sûre, fillerle donanmış ordusuyla Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin helâk edilişinden bahsettiği için bu adı almıştır.
106/ Kureyş- Mekke’de nâzil olmuştur. 4 âyettir. Kureyş, Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’ın mensup olduğu kabîlenin adıdır.
107/ el-Mâûn- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 7 âyettir. Mâ’ûn; yardım ve zekât demektir.
108/ el-Kevser- Mekke döneminde nâzil olmuştur. Medîne döneminde inzal olduğu da rivayet edilmiştir. 3 âyettir. Kevser; çok hayır, bereket demektir. Cennette Hazreti Peygamber-aleyhisselâm-’a mahsûs bir havuzun da adıdır.
109/ el-Kâfirûn- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 6 âyettir. Kâfirûn; inkârcılar, demektir.
110/ en-Nasr- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 3 âyettir. Nasr; yardım, demektir.
111/ el-Tebbet- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 5 âyettir. Tebbet; kurusun, kahrolsun, demektir.
112/ el-İhlâs- Mekke döneminde nâzil olmuştur. 4 âyettir. İhlâs; samîmî olmak, dine içtenlikle bağlanmak demektir. ALLÂH’a bu sûrede anlatıldığı şekilde inanan, tevhîd inancını tam anlamıyla benimsemiş ihlâslı bir mü’min olacağı için sûre bu adla anılmaktadır.
113/ el-Felâk- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 5 âyettir. Felâk; sabah aydınlığı demektir.
114/ en-Nâs- Medîne döneminde nâzil olmuştur. 6 âyettir. Nâs; insanlar, demektir.
(KAYNAK; Diyânet & Elmalılı Tefsiri & Ö.N.Bilmen)