2/ EL-BAKARA -233- Anneler, çocuklarını iki tam yıl emzirsinler. Bu, emzirmeyi mükemmel şekliyle uygulamak isteyenler içindir. Annelerin, münâsib şekilde yiyeceğini giyeceğini sağlamak, babanın görevidir. Hiçbir kimse tâkatinin dışında bir görevle yükümlü tutulmaz. Çocuk yüzünden ne annesi, ne de babası zarar görmemelidir. Babanın vârisine de aynı vazîfe yaptırılır. Fakat anne baba aralarında görüşüp anlaşmaya vararak, iki yıldan önce, çocuklarını sütten kesmek isterlerse, kendilerine bir vebâl yoktur. Şâyet çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz, Kendilerine vereceğiniz ücreti münâsib tarzda ödemek şartı ile, bunda da size vebâl yoktur. Bununla berâber ALLÂH'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki ALLÂH yaptığınız her şeyi görmektedir.
3/ ÂL-İ İMRÂN -159- ALLÂH'ın rahmeti sâyesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Şâyet sen kaba ve katı yürekli olsaydın, onlar senin etrâfından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için ALLÂH'dan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşâvere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık ALLÂH'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz ALLÂH, tevekkül edenleri sever.
*Bu mübârek âyet istişârenin ne derece önemli olduğunu gösterir. Şöyle ki: Düşmân saldırısı karşısında Hz. Peygamber (aleyhisselâm) savaş stratejisi konusunda ashâbını toplayıp danıştı. Şahsî fikrine göre, şehir dışına çıkmak yerine Medîne'de kalarak savunma savaşı yapılmalıydı. Karşı görüş taraftarları fazla olunca onların fikrine uyup Uhud'a çıktı. Savaş neticesinde bunun iyi sonuç vermediği anlaşıldı. Buna rağmen hemen bu savaş akabinde gelen bu âyet istişâreyi emrediyor. Demek ki danışmada büyük bir hayır ve bereket vardır.
27/ EN-NEML -27-28- 'Bakalım,' dedi Süleymân, 'doğru mu söyledin, yoksa yalancının teki misin, bunu anlayacağız. Sen şimdi şu mektubumu götür, bırak onların yanına, sonra onlardan biraz uzaklaş ve ne yapacaklarını gözle!'
29- Kıraliçe: 'Değerli danışmanlarım! Bana çok önemli bir mektup gönderildi.'
30-31- Mektup Süleymân'dandır ve 'Rahmân ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla' diye başlayıp: 'Bana karşı kibirlenmeyin, itâat ve teslîmiyyet göstererek yanıma gelin!' diye devâm etmektedir.
32- 'Değerli danışmanlarım, bu mes'ele hakkında görüşlerinizi istiyorum! Pek iyi bildiğiniz gibi, sizi çağırmadan, size danışmadan hiç bir mes'eleyi hükme bağlamam.'
33- Onlar: 'Biz güçlü, kuvvetliyiz, savaşçı milletiz. Ama yetki sizindir, değerlendirip münâsib gördüğünüz emri verin!' dediler.
34- 'Doğrusu' dedi, Kıraliçe, 'hükümdârlar bir ülkeye girince oranın düzenini altüst eder, halkının eşrafını da sefil ve zelîl ederler. Evet istilacılar hep böyle yaparlar.'
42/ EŞ-ŞÛRÂ -38- Onlar, Rablerinin da'vetini kabûl ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında bir istişâre iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan onlar ALLÂH yolunda harcarlar.
İSTİŞÂRE
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
Block content