İSRÂF (*)
*İsrâf (a.i.); herhangi bir şey de haddi aşmaktır. Mal sarfında meşhur ise de insanın yaptığı herhangi bir fiilde haddini aşmaktır.
6/ el-En’âm -141- Asmalı ve asmasız (üzüm) bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan O'dur. Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkını (zekât ve sadakasını) verin; ama israf etmeyin, çünkü O, isrâf edenleri sevmez.
17/ el-İsrâ -26- Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma.
27- Çünkü (malını) saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.
-Mübezzir (a.s.c:mübezzirîn); tebzîr eden (har vurup harman savuran), lüzumsuz yere harcayan isrâf eden.
28- Eğer Rabbinden beklediğin bir rahmet (rızık) için, onlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan, o vakit de onlara yumuşak ve tatlı bir söz söyle.
29- Elini boynuna asıp bağlama (cimri olma), hem de onu büsbütün açıp saçma (isrâf etme); aksi halde kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın.
25/ el-Furkân -67- Rahmân’ın o has kulları, harcamalarında ne isrâf eder, ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar.
-Masraf, mutlaka gerekli bir durum veya ihtiyaç yahud tamamlayıcı güzellik için olur. Bu sınırın ötesi isrâftır.
36/ Yâsîn -13- Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya Peygamberler gelmişti.
14- Hani Biz onlara iki Peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de (onları) üçüncü bir Peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz" dediler.
15- Onlar da: "Siz bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz, hem Rahmân olan ALLÂH, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz" dediler.
16- Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz."
17- "Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir."
18- Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, and olsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur."
19- Peygamberler de şöyle cevap verdiler: "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz isrâfı âdet etmiş bir kavimsiniz."
*ALLÂH MÜSRİFLERİ (*) SEVMEZ
*Müsrif (a.i.); isrâf eden, malını, parasını boş yere yok eden, tutumsuz, savurgan, har vurup harman savuran.
7/ el-A’râf -31- Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin, için, fakat isrâf etmeyin, çünkü ALLÂH isrâf edenleri sevmez.