İSM

*Sözlükte; ‘geri bırakmak ve gecikmek’ demektir. Sahibini hayır ve sevaptan geri bıraktığı için günaha ‘ism’ denmiş ve ‘esime’ fiili ‘günah işledi, yasak ve haram şeyleri yaptı’ anlamında kullanılmıştır. Din ıstılâhında; şer’an ve tab’an kaçınılması gereken, insanı sevaptan uzaklaştıran, işlendiğinde kötüleme, kınama ve cezalandırmayı gerektiren, vicdan ve kalbin rahatsız olduğu, dînen yasaklanmış fiilleri işlemeye ‘ism’ denir. Efendimiz -aleyhisselâm- birisinin ‘ism ve birr’ in ne olduğunu sorması üzerine; ‘Birr, güzel ahlâktır. İsm ise; vicdanı rahatsız eden ve insanların haberdar olmasını istemediğin şeydir’ buyurur. ‘İsm’ kavramı ve çeşitli türevleri Kur’ân’ı Kerîm’de 48 defa zikrolunmuştur. Günah işleyene ‘âsim’ ve ‘esîm’ denmiştir. (Diyânet)

4/ en-Nisâ -107- Kendilerine ihanet edip duranları savunmak için mücâdele etme! Çünkü ALLÂH, işi gücü ihanet etmek olan ve bol günâh işleyen kimseleri sevmez.

111- Kim günah kazanırsa, onu sırf kendi aleyhine kazanır. ALLÂH her işi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

112- Kim bir hatâ (küçük günah) veya büyük günah işler, sonra onu ma’sûm olan birinin üstüne atarsa, bir iftira ve pek kesin bir vebal yüklenmiş olur.

49/ el-Hucurât -12-  Ey îmân edenler! Zannın birçoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde ALLÂH’dan korkun. Şüphesiz ALLÂH, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.

Yazar:
Yusuf Sıddık
Kategorisi:
I - İ - J
Gönderi tarihi: 31-03-2011
1,582 kez okundu
Block title
Block content