Hazreti ŞU’AYB -aleyhisselâm-

Hazreti ŞU’AYB -aleyhisselâm-

7/ el-A’râf -85- Medyen'e de kardeşleri Şu’ayb'ı (gönderdik): "Ey kavmim, dedi, ALLÂH'a kulluk edin, sizin O'ndan başka bir ilâhınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil geldi: Ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyâlarını eksik vermeyin, düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz, böylesi sizin için daha iyidir!"

86- Tehdîd ederek, inananları ALLÂH yolundan alıkoyarak ve o yolun eğriliğini arayarak öyle her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın ki bozguncuların sonu nasıl olmuştur.

87- Eğer içinizden bir grup benimle gönderilene inanır, bir grup da inanmazsa, ALLÂH aramızda hükmedinceye kadar sabredin. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.

88- Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: "Ey Şu'ayb! Ya mutlaka seni ve seninle beraber inananları kentimizden çıkarırız, ya da dinimize dönersiniz!" Dedi ki; "İstemesek de mi (bizi yurdumuzdan çıkaracak veya dinimizden döndüreceksiniz?)"

89- (Andolsun ki), ALLÂH bizi ondan (kâfirlikten) kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek, ALLÂH'a karşı iftira etmiş oluruz. Rabbimiz ALLÂH'ın dilemesi hâli müstesnâ geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi ihâta etmiştir. Biz sadece ALLÂH'a dayanırız. Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adâletle hükmet. Çünkü Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.

90- Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: "Eğer Şu'ayb'a uyarsanız o takdirde siz mutlaka ziyâna uğrarsınız."

91- Derken o (müthiş) sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

92- Şu'ayb'ı yalanlayanlar, sanki yurtlarında hiç şenlik tutmamış gibi oldular. Şu'ayb'ı yalanlayanlar var ya işte ziyâna uğrayanlar, onlar oldular.

93- (Şu'ayb) onlardan öteye döndü de: "Ey kavmim! dedi, ben size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyurdum ve size öğüt verdim, artık kâfir bir kavme nasıl acırım?"

11/ Hûd -84- Medyen'e de kardeşleri Şu'ayb'i gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! ALLÂH'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur. Ölçeği de, terâziyi de eksik tutmayın. Ben sizi hayır (bolluk) içinde görüyorum. Bununla beraber yine de sizi kuşatacak bir günün azabından korkuyorum."

85- "Ey kavmim! Ölçerken ve tartarken adâleti yerine getirin. Halkın malına densizlik etmeyin ve yeryüzünde fesatçılık yaparak fenâlık etmeyin."

86- Eğer mü’min iseniz, ALLÂH'ın helâlinden size ihsân ettiği kâr sizin için daha hayırlıdır. Bununla beraber ben sizin üzerinize gözcü değilim."

87- Dediler ki; "Ey Şu'ayb, atalarımızın taptıklarını terk etmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysaki sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın."

88- Şu'ayb dedi ki: "Ey kavmim! Şâyet ben Rabbimden ispat edici bir delil üzerinde bulunuyorsam ve şâyet bana, O kendi katından güzel bir rızık ihsân etmişse, söyleyin bakalım ben ne yapmalıyım? Ben size karşı çıkmakla sizi men’ettiğim şeylere kendim düşmek istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmeye çalışıyorum. Muvaffakiyetim de ancak ALLÂH'ın yardımı ile olacaktır. Ben yalnızca O'na dayandım ve ancak O'na yüz tutarım."

89- "Ey kavmim! Bana karşı gelmeniz sakın sizi, Nûh kavminin veya Hûd kavminin veya Sâlih kavminin başlarına gelen musîbetler gibi bir musîbete uğratmasın. Lût kavmi de sizden uzak değildir.

90- Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe ile yönelin. Şüphesiz ki, benim Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir.

91- Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Biz senin söylediklerinin çoğundan bir şey anlamıyoruz. Ayrıca seni içimizde çok zayıf biri olarak görüyoruz. Eğer akrabaların olmasaydı mutlaka seni recmederdik (taşa tutardık). Senin bize hiçbir üstünlüğün yoktur."

92- Şu'ayb dedi: "Ey kavmim! Benim akrabalarım size ALLÂH'dan daha mı değerli ki, ALLÂH'a sırt çevirip, onu unuttunuz? Muhakkak ki, Rabbim bütün yaptıklarınızı çepeçevre kuşatmıştır."

93- "Ey kavmim! Var gücünüzle yapacağınız ne varsa yapın! Ben de görevimi yapmaya devam edeceğim. Perîşân edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu ilerde anlayacaksınız. Bekleyiniz, ben de sizinle beraber bekleyeceğim."

94- Ne zaman ki, emrimiz geldi, Şu'ayb ve beraberindeki mü’minler, tarafımızdan bir rahmet sayesinde kurtuldular. Ve o zalimleri korkunç bir gürültü yakaladı da oldukları yerde çöküp kaldılar.

95- Sanki orada hiç güzel gün görmemişlerdi. Dikkat edin, Semûd kavmi nasıl helâk olup gittiyse Medyen de öyle yok olup gitti.

26/ eş-Şu’arâ -176- Eyke halkı da Peygamberleri yalancılıkla ithâm etti.

177- Hani Şu’ayb onlara şöyle demişti: "Siz ALLÂH’dan korkmaz mısınız?"

178- "Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir Peygamberim."

179- "Gelin, ALLÂH’dan korkun ve bana itaat edin."

180- "Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükâfatımı verecek olan yalnız âlemlerin Rabbidir."

181- "Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın."

182- "Ve doğru terâzi ile tartın."

183- "Halkın eşyâlarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünü ihtilâlcilikle fesâda vermeyin."

184- "O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan ALLÂH’dan korkun."

185- Onlar şöyle dediler: "Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin."

186- "Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin? Bil ki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz."

187- "Şâyet doğru sözlülerden isen, üstümüze gökten bir parça düşürüver."

188- Şu’ayb, "Rabbim, yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi.

189- Hülasa, onu yalancı saydılar da kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. O cidden büyük bir günün azabı idi!

190- Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları îmân etmiş değillerdir.

29/ el-Ankebût -36- Medyen'e de kardeşleri Şu’ayb'ı gönderdik ve Şu’ayb, "Ey kavmim! ALLÂH'a kulluk edin, âhiret gününe ümit bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın!" dedi.

37- Fakat onu yalancılıkla ithâm ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

38/ Sâd -13- Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eykeliler (Şu’ayb kavmi) de yalanlamışlardı. Bunlar işte o gruplardır.

14- Hepsi de gönderilen Peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu.

Yazar:
Kuranikerim.org
Kategorisi:
S - Ş
Gönderi tarihi: 20-11-2008
1,662 kez okundu
Block title
Block content