Hazreti ÎSÂ -aleyhisselâm-

 

Hazreti ÎSÂ -aleyhisselâm-

-Hazreti Îsâ- aleyhisselâm-’ın adı Kur’ân’da; Îsâ, Îsâ İbn Meryem, el-Mesîh, el-Mesîh İbn Meryem ve el-Mesîh Îsâ İbn -Meryem şeklinde 36 defa zikrolunmuştur. (Diyânet) 

-Mesîh (a.h.i); Hazreti Îsâ (elini sürdüğü hastaların derhal iyileşmesinden kinâye olarak)

-Mesih, aslı İbrânice, mübârek mânâsına ki Îsâ-aleyhisselâm-’ın lakabıdır. (Elmalılı Tefsiri)                                               

3/ Âl-i İmrân -45- Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! ALLÂH sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adı Meryemoğlu Îsâ Mesîh'dir; dünyada da âhirette de îtibârlı, aynı zamanda ALLÂH'a çok yakınlardandır.

46- Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır.

47- (Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. ALLÂH: "Öyle ama, ALLÂH dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir" dedi.

48- ALLÂH ona kitap (okuma ve yazmay)ı, hikmeti ve Tevrât ile İncîl'i öğretir.

49- ALLÂH onu İsrâiloğullarına (şöyle diyecek) bir Peygamber olarak gönderir: "Şüphesiz ki ben size Rabbinizden bir âyet (mucize, belge) getirdim: Size, kuş biçiminde çamurdan bir şey yaparım da içine üflerim, ALLÂH'ın izniyle o, kuş olur, anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm ve ALLÂH'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm".

-Ekmeh; anadan doğma kör.

-Ebras; cüzzamlı insan.

50- “Önümdeki Tevrât'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için (geldim) ve Rabbiniz tarafından size bir mucize getirdim. Artık ALLÂH’dan korkun da bana uyun”.

51- “Şüphesiz ALLÂH, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Onun için hep O'na kulluk edin! İşte bu, doğru yoldur”.

52- Îsâ onların inkârlarını hissedince: "ALLÂH yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havâriler: "ALLÂH yolunda yardımcılar biziz. ALLÂH'a îmân ettik. Şâhid ol ki, biz muhakkak müslümanlarız" dediler.

53- Ey Rabbimiz, Senin indirdiğine îmân ettik, o Peygambere de uyduk. Artık bizi şâhidlerle beraber yaz.

59- Doğrusu ALLÂH katında Îsâ'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi.

60- Bu hakk (gerçek) senin Rabbindendir, o halde şüphecilerden olma.

61- Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lânetleşelim, ALLÂH'ın lânetinin yalancılara olmasını dileyelim".

62- İşte (Îsâ hakkında söylenen) gerçek kıssa budur. ALLÂH’dan başka hiçbir ilâh yoktur. Muhakkak ki ALLÂH çok güçlüdür ve hikmet sahibidir.

19/ Meryem -16- (Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kıssasını da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrılarak (evinin veya mescidin) doğu tarafında bir yere çekilmişti.

17- Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona meleğimiz (Cebrâil)i gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü.

18- Meryem: "Ben senden Rahmân (olan ALLÂH)a sığınırım. Eğer ALLÂH'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi.

19- Melek: "Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim" dedi.

20- Meryem: "Benim nasıl çocuğum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamıştır. Ben iffetsiz de değilim" dedi.

21- Melek: "Bu, dediğin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasız çocuk vermek), Bana pek kolaydır. Hem Biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacağız. Hem, bu önceden (ezelde) kararlaştırılmış bir iştir" dedi.

22- Nihayet (ALLÂH'ın emri gerçekleşti) Meryem Îsâ'ya gebe kaldı ve o hâliyle uzak bir yere çekildi.

23- Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.

24- Melek, Meryem'e, aşağı tarafından şöyle seslendi. "Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir ırmak akıttı."

25- "Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün."

26- "Ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen, ben Rahmân (olan ALLÂH)a bir oruç (susmak) adadım. Onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım" de.

27- Sonra Meryem onu (Îsâ'yı) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: "Ey Meryem! Doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın."

28- "Ey Hârûn'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi."

29- Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. Onlar; "Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?" dediler.

30- (ALLÂH'ın bir mucizesi olarak Îsâ şöyle) dedi: "Şüphesiz ben ALLÂH'ın kuluyum. O bana kitap verdi ve beni bir Peygamber yaptı."

31- "Beni, nerede olursam olayım mübârek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti."

32- "Beni anneme hürmetkâr kıldı. Beni zorba ve isyankâr yapmadı."

33- "Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selâm ve emniyet benim üzerimedir."

34- İşte hakkında (yahûdîlerle hıristiyanların) ihtilâf edip durdukları Meryemoğlu Îsâ'ya dâir ALLÂH'ın sözü budur!

57/ el-Hadîd -27- Sonra bunların izinden ard arda Peygamberlerimizi gönderdik. Meryemoğlu Îsâ'yı da arkalarından gönderdik, ona İncîl'i verdik ve ona uyanların yüreklerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Uydurdukları ruhbanlığa gelince; onu Biz yazmadık. Fakat kendileri ALLÂH rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan îmân edenlere mükâfatlarını verdik. Çokları ise yoldan çıkmış fâsıklardır.

*HAZRETİ ÎSÂ -aleyhisselâm-’IN HAVÂRÎLERİ (*)

*Havârî (a.i.c:havâriyyûn); 1-yardımcı 2-peygamberlerin fikirlerini yaymada yardımları dokunan kimselerden her biri. Hazreti Îsâ’nın on iki yardımcısından her biri.

5/ el-Mâide -12- ALLÂH, İsrâiloğullarından söz almıştı. İçlerinden on iki müfettiş göndermiştik. ALLÂH şöyle demişti: " Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı dosdoğru kıldığınız, zekâtı verdiğiniz, Peygamberlerime îmân ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz, (mallarınızı) ALLÂH yolunda güzelce sarf ettiğiniz takdirde, günahlarınızı mutlaka örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere korum. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, dosdoğru yoldan sapmış olur.“

13- Sözlerini bozdukları için onları lânetledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, dâima onlardan hâinlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma. Çünkü ALLÂH güzel davrananları sever.

61/ es-Saff -14- Ey inananlar, ALLÂH'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryemoğlu Îsâ da havârilere: "ALLÂH'a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir?" demişti. Havâriler: "ALLÂH (yolun)un yardımcıları biziz" dediler. İsrâiloğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkâr etti. Biz de inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler.

*HAZRETİ ÎSÂ -aleyhisselâm-’IN HAZRETİ MUHAMMED -aleyhisselâm-’IN GELECEĞİNİ MÜJDELEMESİ

61/ es-Saff -6- Meryemoğlu Îsâ da: "Ey İsrâiloğulları! Ben size ALLÂH'ın elçisiyim. Benden önce gelen Tevrât'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir Peygamberi müjdeleyici olarak (geldim)" demişti. Fakat onlara apaçık delillerle gelince "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.

*ÎSÂ -aleyhisselâm-’A İNCÎL VE MU’CİZELERİN VERİLMESİ

2/ el-Bakara -87- Celâlim hakk’kı için Mûsâ'ya o kitabı verdik, arkasından birtakım Peygamberler de gönderdik, hele Meryemoğlu Îsâ'ya apaçık mucizeler verdik, onu Rûhu'l-Kudüs ile de destekledik. Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her Peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da öldürecek misiniz?

Binaenaleyh Îsâ’nın beyyineleri, nübüvvetini vazıhan gösteren açık mucizeleri demek olur. (Elmalılı Tefsiri)

253- O işâret olunan Resûller yok mu, Biz onların bazısını, bazısından üstün kıldık. İçlerinden kimi var ki ALLÂH, kendisiyle konuştu, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı. Biz Meryemoğlu Îsâ'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'l-Kudüs (Cebrâil) ile kuvvetlendirdik. Eğer ALLÂH dileseydi, bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ihtilâfa düştüler, kimi îmân etti, kimi inkâr etti. Yine ALLÂH dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ALLÂH dilediğini yapar.

5/ el-Mâide -46- O Peygamberlerin ardından, yanlarındaki Tevrât'ı doğrulayıcı olarak Meryemoğlu Îsâ'yı gönderdik ve ona içinde hidâyet ve nûr olan, kendinden önceki Tevrât'ı tasdîk eden ve ALLÂH'dan korkanlar için bir hidâyet rehberi ve bir öğüt olan İncîl'i verdik.

47- İncîl ehli de ALLÂH'ın ona indirdikleriyle hükmetsinler. Kim, ALLÂH'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar fâsıkların tâ kendileridir.

110- ALLÂH şöyle diyecektir: "Ey Meryemoğlu Îsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu'l-Kudüs (Cebrâil) ile desteklemiştim. Beşikteyken ve kemâle ermişken insanlarla konuşuyordun. Sana yazıyı, hikmeti, Tevrât'ı ve İncîl'i öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış ve ona üflemiştin, o da iznimle kuş olmuştu. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştirmiştin. Ölüleri iznimle (hayata) çıkarmıştın. İsrâiloğulları'na âyetlerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin: "Bu ancak apaçık bir sihirdir" dedikleri zaman seni, onlardan korumuştum.

*ÎSÂ -aleyhisselâm-’IN VASIFLARI

4/ en-Nisâ -171- Ey kitap ehli! Dininizde aşırı gitmeyin ve ALLÂH hakkında ancak doğru olanı söyleyin! Meryemoğlu Îsâ Mesîh, sadece ALLÂH'ın elçisi, Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O'ndan bir rûhtur. ALLÂH'a ve Peygamberlerine inanın (ALLÂH) üçtür demeyin. Kendi yararınız için buna son verin. Muhakkak ki ALLÂH tek bir ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O'nundur. Vekîl olarak ALLÂH yeter.

172- Hiçbir zaman Mesîh de ALLÂH'ın bir kulu olmaktan çekinmez, ALLÂH'a yakın melekler de. Kim O'na kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onların hepsini huzûruna toplayacaktır.

173- İnanıp güzel işler yapanlara gelince, onların mükâfatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasını da verecektir. ALLÂH'a kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar ALLÂH'dan başka kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

6/ el-En’âm -85- Zekeriyyâ, Yahyâ, Îsâ ve İlyâs'a da (hidâyet ettik). Hepsi de sâlih kullarımızdandı.

21/ el-Enbiyâ -91- Irzını koruyan Meryem'e rûhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir mucize kılmıştık.

23/ el-Mü’minûn -50- Meryemoğlunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kıldık, onları, yerleşmeye elverişli, sulu bir tepeye yerleştirdik.

43/ ez-Zuhruf -57- Meryemoğlu Îsâ bir misâl olarak anlatılınca, senin kavmin hemen ondan bir delil bulduklarını sanarak bağrışmaya başladılar.

Yesıddûn; ferah ve neş’e ile gülerek sesi yükseltirler, demektir.

58- Onlar dediler ki: "Bizim ilâhlarımız mı daha hayırlıdır, yoksa Îsâ mı?" Bu misâli sırf seninle tartışmak için ortaya attılar. Doğrusu onlar çok kavgacı bir topluluktur.

59- Îsâ, ancak kendisine nimet verdiğimiz ve İsrâiloğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.

*ÎSÂ -aleyhisselâm-’IN TEVHÎDE DAVETİ

5/ el-Mâide -17- Muhakkak ki, "ALLÂH, ancak Meryemoğlu Îsâ Mesîh'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. (Onlara) de ki: " ALLÂH, Meryemoğlu Îsâ Mesîh'i, anasını ve bütün yeryüzündekileri helâk etmek istese O'na kim engel olabilir?" Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece ALLÂH'a aittir. O, dilediğini yaratır. ALLÂH, her şeye kadîr’dir.

72- Andolsun, "ALLÂH, Meryem'in oğlu Mesîh'tir" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa Mesîh onlara: "Ey İsrâiloğulları, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan ALLÂH'a ibâdet edin. Kim ALLÂH'a ortak koşarsa, şüphesiz ALLÂH ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehennemdir. Zalimlerin yardımcıları da yoktur" demişti.

73- "ALLÂH, üçün üçüncüsüdür" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa tek ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylediklerinden vazgeçmezlerse, elbette onlardan inkâr edenlere acı bir azab dokunacaktır.

74- Hâlâ ALLÂH'a tevbe edip O'ndan af dilemiyorlar mı? ALLÂH çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

75- Meryem'in oğlu Mesîh (Îsâ), sadece bir Peygamberdir. Ondan önce de Peygamberler gelip geçmiştir. Anası da dosdoğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar!

116- Ve ALLÂH demişti ki: "Ey Meryemoğlu Îsâ! İnsanlara, “Beni ve annemi, ALLÂH'ın yanında iki ilâh edinin” diye sen mi söyledin?"."Münezzeh, Sübhansın ya Rab! Bana, doğru olmayan bir şey söylemek yakışmaz. Eğer demiş olsam, Sen muhakkak bunu bilirsin, Sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise Senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız Sen’sin, Sen!".

117- "Ben onlara sadece, Senin bana emrettiğin “Hem benim Rabim hem sizin Rabbiniz olan ALLÂH’a kulluk edin sözünü” söyledim. Aralarında olduğum müddetçe onlara şâhid idim, fakat Sen beni onların arasından aldığında onları gözetleyen yalnız Sen oldun. Sen her şeye şâhidsin.”

118- "Eğer onlara azab edersen, onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Sen dâima üstünsün, hikmet sahibisin".

9/ et-Tevbe -30- Yahûdîler, "Üzeyr ALLÂH'ın oğlu" dediler, Hıristiyanlar da "Mesîh ALLÂH'ın oğlu", dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. ALLÂH onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!

31- Onlar, ALLÂH'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryemoğlu Mesîh'i de. Oysa onlar bir olan ALLÂH'a ibâdet etmekle emrolunmuşlardı. ALLÂH'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.

33/ el-Ahzâb -7- Unutma o Peygamberlerden mîsâklarını (kesin sözlerini) aldığımız vakti! Hele senden, Nûh, İbrâhîm, Mûsâ ve Meryemoğlu Îsâ'dan ki onlardan ağır bir mîsâk (sağlam bir söz) aldık.

42/ eş-Şûrâ -13- ALLÂH din’den Nûh'a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kanun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrâhîm'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya tavsiye buyurduğumuzu da şerîat kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. ALLÂH dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.

43/ ez-Zuhruf -63- Îsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: "Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. O halde ALLÂH’dan korkun, ve bana itaat edin.

64- Gerçekten benim de Rabbim sizin de Rabbiniz ALLÂH’dır. Öyle ise O'na kulluk edin. Bu doğru bir yoldur.

*HAZRETİ ÎSÂ-aleyhisselâm-’IN ÖLDÜRÜLMEDİĞİ VE GÖĞE YÜKSELTİLDİĞİ

4/ en-Nisâ -157- Bir de "Biz ALLÂH'ın Peygamberi Meryemoğlu Îsâ Mesîh'i öldürdük" demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara Îsâ gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.

158- Fakat ALLÂH onu kendisine yükseltmiştir. ALLÂH, Azîz (dâima üstün)dür, hikmet sahibidir.

(Bkz: İNCÎL & Hazreti MERYEM)

Yazar:
Kuranikerim.org
Kategorisi:
I - İ - J
Gönderi tarihi: 19-11-2008
2,585 kez okundu
Block title
Block content