1- وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا “Andolsun koştukça koşanlara.”
Allahu Teâlâ, harıl harıl koşan mücahitlerin atlarına yemin etti. Ayetteki “Dabha” ifadesi, o atların düşmana varıldığında çıkardıkları seslerdir.
2- فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا “Derken kıvılcımlar saçanlara.”
3- فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا “Ardından sabahleyin saldıranlara.”
4- فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا “Böylece tozu dumana katanlara.”
5- فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا “Derken bir topluluğun ortasına dalanlara.”
Sebeb-i Nüzûl
Rivayete göre Hz. Peygamber (asm) atlı bir birlik gönderdi, kendilerinden bir ay haber alınmadı, sûre bu münasebetle nazil oldu.Üstteki yeminler nefislerin seyru süluküne işaret de olabilir.
Bazı nefisler/ ruhlar Allah yolunda doludizgin yol alır. Marifet nurları onların fikirlerini alevlendirir. Sabahın aydınlığı gibi kendilerine mukaddes nurlar görüldüğünde hevâ ve kötü âdetlerine hücum ederler. Bunun sonunda şevk ile dolarlar ve sonunda âlî makam sahibi olan kimselerden meydana gelen bir cemaat içinde kendilerini bulurlar.
6- إِنَّ الْإِنسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ “Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.”
Ayette geçen “kenûd” ifadesi, nankör, isyankâr ve cimri anlamlarına gelir.
Yani bu insan gerçekten çok nankör, çok isyankâr ve çok cimridir.
7- وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ “Ve gerçekten o, buna şahittir.”
Ayetteki zamir hem insana, hem de Allaha râci olabilir. Yani,
-İnsan, kendisinin böyle olduğunu bilir, nefsinin bu özelliğine şahittir.
-Allahu Teâlâ, insanın böyle olduğuna şahittir.
Zamiri Cenab-ı Hakka râci kıldığımızda, ayet insan için bir vaîd manası taşır.
8- وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ “Ve hiç şüphesiz o, mal sevgisinde çok şiddetlidir.”
9- أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ “Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatıldığında.”
10- وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ “Ve sinelerin içindekiler derlendiğinde.”
Kalplerde olan hayır ve şer ne varsa amel defterlerinde cem edildiği veya tek tek temyiz edildiğinde…
Ayette diğer azalara değil de kalbe dikkat çekilmesi, insanın kalbinin bütün amellerde asıl olmasındandır.
11- إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّخَبِيرٌ “Şüphesiz onların Rabbi, o günde, onların bütün yaptıklarından haberdardır.”
Onların Rabbi onların açık ve gizli neler yaptıklarını bilir ve ona göre karşılığını verir.
Hz. Peygamber şöyle buyurur:
“Âdiyât sûresini okuyana, Müzdelifede geceleyen ve Arafattaki cemaate şahit olan kimselerin on katı sevap verilir.”