ÜZÜNTÜ

 

11/ Hûd -36- Ayrıca Nûh'a şöyle vahyettik: "Bil ki kavminden şimdiye kadar îmân etmiş olanlardan başka artık kimse îmân etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme."

12/ Yûsuf -83- Babaları dedi ki: "Hayır, sizi nefisleriniz aldatıp bir işe sürüklemiş. Artık bana güzel güzel sabretmek düşüyor. Belki ALLÂH hepsini birden bana geri getirir. Çünkü O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir."

84- Ve onlardan yüzünü çevirdi de: "Ya Esefâ alâ (Ey Yûsuf'un ateşi, yetti artık, yetti!)" dedi. Ve hüzünden gözlerine ak düştü. Artık yutkunuyor da yutkunuyordu.

85- Tallâhi dediler: "Hâlâ Yûsuf'u anıp duruyorsun. Nihayet gamdan eriyeceksin veya helâk olanlara karışacaksın"

Esef; hüznün şiddetlisi. Gam. (Elmalılı Tefsiri)

18/ el-Kehf -6- Şimdi bu söze inanmazlarsa belki arkalarından esefle kendini üzeceksin.

29/ el-Ankebût 33- Elçilerimiz Lût'a gelince, onlar hakkında tasalandı. Ve onlar(ı düşünmesi) sebebiyle tâkatten düştü. O'na: "Korkma, tasalanma! Çünkü Biz seni de, aileni de kurtaracağız. Yalnız (azabda) kalacaklar arasında bulunan karın müstesnâ" dediler.

35/ Fâtır -8- Hiç kötü işleri kendisine güzel görünen kimse, iyilik edip dürüst işler işleyen kimse gibi olur mu? ALLÂH dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini doğru yola iletir. O halde insanlardan ötürü üzülüp kendini mahvetme! Çünkü ALLÂH onların bütün yaptıklarını bilir.

Âyetlerde de görüleceği üzere şiddetli üzüntüler insanı takatten düşürür va hattâ helâk olma noktasına kadar götürür. Bu noktada her şeyin bir imtihan çerçevesinde karşımıza çıktığını bilerek ‘tevekkül’ sığınağına sığınmak gerekir.

(Bkz: HAZRETİ YA’KÛB -aleyhisselâm- HÜZÜN VE KEDERİNİ ALLÂH’A ARZ EDERDİ & GEVŞEMEYİN)

Yazar:

Kategorisi:
U - Ü
Gönderi tarihi: 04-04-2011
2,064 kez okundu
Block title
Block content