2/ EL-BAKARA -164- Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, ALLÂH'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgârları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette ALLÂH'ın birliğine deliller vardır.
3/ ÂL-İ İMRÂN -190- Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selîm akıl sâhibleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.
191- Onlar ki ALLÂH'ı gâh ayakta divân durarak, gâh oturarak, gâh yanları üzere zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler ve derler ki: 'Ey büyük Rabbimiz! Sen bunları gâyesiz, boşuna yaratmadın. Seni bu gibi noksanlardan tenzîh ederiz. Sen bizi o ateş azâbından koru!'
7/ EL-A'RÂF -185- Onlar göklerdeki ve yerdeki sınırsız hükümrânlık ve nizâma, ALLÂH'ın yarattığı her şeye, ecellerinin yaklaşmış olabileceğine hiç bakmadılar mı? Peki bundan sonra artık hangi söze inanacaklar?
10/ YÛNUS -6- Elbette gece ile gündüzün birbiri ardınca değişip durmasında ve ALLÂH'ın göklerde ve yerde yarattıklarında sakınan bir kavim için bir çok delîl vardır.
67- O, öyle bir ALLÂH'dır ki, içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi, göresiniz diye de gündüzü yaptı. Elbette bunda söz dinleyecek olan bir kavim için âyetler (ibretler) vardır.
101- De ki: "Göklerde ve yerde olup bitenlere dikkatle bakın!" Fakat o uyarmalar ve o âyetler, îmân etmeyen bir kavme fayda vermez ki!
12/ YÛSUF -105- Bununla berâber göklerde ve yerde ne kadar âyet var ki, onunla yüz yüze gelirler de yine de yüz çevirip geçerler.
13/ EL-RA'D -3- Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar meydâna getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O'dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadır. Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardır.
4- Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır. Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır. Hâlbûki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır.
16/ EN-NAHL -10- Sizin için gökten su indiren O'dur. İçecek su ondandır; hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de o su ile yetişir.
11- ALLÂH, sizin için, o su ile ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşit meyveleri bitirir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir topluluk için büyük bir ibret vardır.
12- Geceyi, gündüzü, güneş'i ve ay'ı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.
13- Yeryüzünde sizin için yarattığı değişik renklerdeki şeyleri de sizin hizmetinize sunmuştur. Elbette bunda öğüt alan kimseler için bir ibret vardır.
65- ALLÂH gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayât verdi. Şüphesiz ki bunda dinleyen bir millet için büyük bir ibret vardır.
66- Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size işkembelerindeki yem artıklarıyla kandan meydâna gelen, içenlere içimi kolay hâlis bir süt içirmekteyiz.
67- Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da hem içecek, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.
68- Senin Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine evler edin.
69- Sonra meyvaların hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kıldığı yollara gir, diye ilhâm etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir bal çıkar ki, onda insanlar için şifâ' vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için, büyük bir ibret vardır.
79- Göğün boşluğunda ALLÂH'ın emrine boyun eğdirilerek uçuşân kuşlara bakmadılar mı? Şüphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler (ibretler) vardır.
21/ EL-ENBİYÂ -30- İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, Bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi su'dan meydâna getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?
22/ EL-HACC -18- Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep ALLÂH'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azâb hak olmuştur. ALLÂH kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikrâm edecek yoktur. Şüphesiz ALLÂH dilediği şeyi yapar.
63- Görmedin mi ALLÂH'ın gökten indirdiği su ile yeryüzü (nasıl) yemyeşil oluyor? Gerçekten ALLÂH çok lütufkârdır, her şeyden haberdârdır.
65- Görmedin mi ki, ALLÂH bütün yerdekileri ve emriyle denizlerde akıp giden gemileri hep sizin buyruğunuz altına verdi. Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o (koruyup havada) tutuyor. Şüphesiz ALLÂH insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
24/ EN-NÛR -41- Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların ALLÂH'ı tesbîh ettiklerini? Her biri kendi tesbîhini ve duâsını bilmiştir. ALLÂH, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir.
43- Görmez misin ki ALLÂH bulutları (dilediği yere) sürüklüyor; sonra onları bir araya getirip üstüste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasında yağmur çıkıyor. O, gökten, sanki oradaki dağlardan da dolu indirir. Artık onu dilediğine isâbet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; bu bulutlardan çıkan şimşeğin parıltısı nerdeyse gözleri alır!
44- ALLÂH gece ile gündüzü evirip çeviriyor. Şüphesiz bunda (hakikatı gören) gözlere sâhib olanlar için mutlak bir ibret vardır.
26/ EŞ-ŞU'ARÂ -7- Yeryüzüne bir bakmadılar mı? Biz orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirmişiz.
8- Şüphesiz bunlarda (ALLÂH'ın varlığına) bir delîl vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar.
27/ EN-NEML -86- Görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattık ve (çalışsınlar diye) gündüzü apaydınlık yaptık. Îmân eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardır.
29/ EL-ANKEBÛT -44- ALLÂH gökleri ve yeri hakk olarak yarattı. Şüphesiz bunda, îmân edenler için bir nişâne bulunmaktadır.
30/ ER-RÛM -8- Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, ALLÂH göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hakk ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
20- O'nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz.
21- Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.
22- Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır.
23- Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve lûtfundan nasîb aramanız da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır.
24- Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayât veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır.
25- Yine göğün ve yerin, emriyle durması da O'nun âyetlerindendir. Sonra sizi bir tek çağırışla çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki (yerden diriltilip çıkarılıyorsunuz).
37- ALLÂH'ın, rızkı dilediğine bol verdiğini ve (dilediğine) kıstığını görmediler mi? Bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır.
50- Şimdi bak ALLÂH'ın rahmetinin eserlerine! yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her şeye Kadîr'dir.
31/ LOKMÂN -20- Görmediniz mi ki, ALLÂH göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş, gizli ve açık olarak ni'metlerini üzerinize yaymıştır. Bununla berâber insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşîde ve ne aydınlatıcı bir kitâba dayanmaksızın ALLÂH hakkında mücâdele ediyor.
29- Görmedin mi ki, ALLÂH geceyi gündüze sokuyor, gündüzü geceye sokuyor. Güneş ile ay'ı da emrine boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir süreye kadar akıp gidiyor. Şüphesiz ki ALLÂH, yaptıklarınızdan haberdârdır.
31- Görmedin mi ki ALLÂH, âyetlerinden bir kısmını size göstersin diye gemiler, ALLÂH'ın ni'metiyle denizde akıp gidiyor. Şüphesiz bunda çok sabredenler ve çok şükredenler için nice ibretler vardır.
32/ ES-SECDE -26- Kendilerinden önce, yurtlarında gezip dolaşmakta oldukları nice kuşakları helâk etmiş olmamız, daha onları doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda nice ibretler vardır. Hâlâ kulak vermeyecekler mi?
27- Ya hiç görmediler mi ki, biz kır yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz. Ondan hayvanları da yiyor, kendileri de. Hâlâ gözlerini açmayacaklar mı?
36/ YÂSİN -71- Şunu da görmediler mi: Biz onlar için kudretimizin meydâna getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sâhib bulunuyorlar.
72- Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.
73- Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
39/ EZ-ZÜMER -21- ALLÂH'ın gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menba'lara koyduğunu görmedin mi? Sonra onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır, sonra onun olgunlaşıp sarardığını görürsün. Sonra da onu bir çöpe çevirir. Elbette bunda temiz akıllılar için bir ihtâr vardır.
42/ EŞ-ŞÛRÂ -32- Denizlerde yüce dağlar gibi gemilerin yürümesi de O'nun kudretinin delillerindendir.
33- Eğer O dilerse rüzgârı durdurur da yelkenle giden gemiler denizin üzerinde duruverirler. Şüphesiz ki bunda sabırlı olan ve çok şükreden kimseler için nice ibretler vardır.
45/ EL-CÂSİYE -3- Şüphesiz göklerde ve yerde mü'minler için birçok âyetler vardır.
4- Sizin yaratılışınızda ve çeşitli canlıları yeryüzüne yaymasında kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır.
5- Gece ile gündüzün değişmesinde ve ALLÂH'ın gökten bir rızık sebebi olan yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları yönlendirmesinde aklını kullanan bir topluluk için nice deliller vardır.
6- İşte bunlar, ALLÂH'ın âyetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık ALLÂH'a ve âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar?
50/ KÂF -6- Artık üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl binâ etmiş ve süslemişiz, onun hiç bir çatlağı yoktur.
7- Yeri de nasıl uzatmış, üzerine sâbit dağlar oturtmuşuz. Orada görünüşü güzel her çeşit bitkiden çiftler yetiştirdik.
8- Bunlar, ALLÂH'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ona ibret vermek içindir.
9- Bir de gökten bereketli bir su indirip de onunla bağlar, bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz.
10- Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik.
11- Bunları kullara rızık olması için (yetiştirmekteyiz). O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayâta çıkış da böyledir.
51/ EZ-ZÂRİYÂT -20-21- Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz?
56/ EL-VÂKI'A -71- Bir de o çaktığınız ateşi gördünüz mü?
72- Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan Biz miyiz?
73- Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık.
67/ EL-MÜLK -19- Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahmân'dan başkası tutmuyor. Doğrusu O, her şeyi görmektedir.
86/ ET-TÂRIK -5- Onun için insan neden yaratıldığına bir baksın.
6- Atılan bir su'dan yaratıldı.
7- O su, erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar.
88/ EL-ĞÂŞİYE -17- Bakmıyorlar mı o develere, nasıl yaratılmış?
18- Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş?
19- Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş?
20- Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış?
Tefekkür, meclislere şeref katar.Şerri tefekkür günâha, hayrı tefekkür vuslata vesîle olur
TEFEKKÜRÜ TEŞVİK EDEN ÂYETLER
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
Block content